3/33| İmkansıza imkan yaratıp onu gerçekleştirmek

60 3 12
                                    

Ne geceydi ama! 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ne geceydi ama! 


İşe yarayıp yaramayacağını bilemedikleri bir kaçış planıydı. Öyle ya da böyle bir şekilde o planın uygulanmasıydı, hatta Anıl'ın vurulması ve İpek'in kollarına kanlar içinde yığılmasıydı. Aman Allah'ım, düşüncesi bile korkunçtu! Çok şükür ki Anıl'ın yaralandığını İpek, çok çabuk fark etmişti. O an için verilmesi gereken en doğru kararı da vererek Poyraz'ı aramış ve verdiği konumla onları bulmasını sağlamıştı.


Bir film sahnesini aratmayacak bu anları yaşarken her şey ne de hızlı akıp geçmişti. Sanki pamuk ipliğinin üzerinde yürüyorlardı ve her an o ipin kopup her şeyin sona erdiğiyle yüzleşecek haldelerdi. Neyse ki geçip gitmişti hepsi. Şu an güvendelerdi. Anıl'ın adamların telefonunu yürütmesi gayet akıllıca olmuştu yoksa İpek'in onu yaralı haliyle sürükleye sürükleye ana yola çıkarması ve kendilerine yardım edecek bir araç bulması çok zor olacaktı. Tabii adamların kaçtıklarını anlayıp peşlerine düşmeleri riski de vardı. İpek'in kucağında baygın halde yatan Anıl'la ömründen ömür giden dakikalarda Poyraz'ın onları bulması ve; "İpek geldim. Korkma artık güvendesin!" deyişi adeta ilaç gibi gelmişti.



░7░2░S░A░A░T░


Olaylı geçen gecenin ardından omuzunu pencerenin kenarına yaslamış bir halde dışarıyı seyreden İpek'in aklında sadece kızı ve Reha vardı. Onlara kavuşacağından ötürü içinde ayrı bir heyecan olsa da bir yanı aksini düşünüyormuş gibi endişe doluydu. Neden bilmiyordu ama kalbine ara ara ağrılar girip duruyordu. Kötüye yormak istemiyor olsa da kızının ya da Reha'nın başına bir iş gelmiş olmasından çok korkuyordu.


Kızı şu sıralar ne yapıp edip bir şekilde Reha'ya ulaşmış olmalı, Reha da deli gibi her yerde kendisini arıyor olmalıydı. Yoksa Yeşim babasına ulaşamamış mıydı? Elini düzensiz atışlara sahip olan kalbinin üzerine koyarken bu düşünceler aklının her köşesine yerleşmiş vaziyetteydi. Adeta esir almışlardı onu. Sevdiklerinin ne halde olduğunu bilememek, iyiler mi kötüler mi fikir sahibi olamamak, insanı nasılda aciz hissettiriyordu.


"Çok düşünmek salıncakta sallanmaya benzer, sürekli hareket halinde olsan da gerçekte bir adım bile ilerleyemezsin." diyen sesle birlikte bu olumsuz düşüncelerinden an be an sıyrıldı ve bakışlarını karşısında duran adama yöneltti. Başını iki yana sallayıp buruk bir bakış eşliğinde; "Düşünmemek elimde değil ki! Aklım sürekli onlarda. Kızım ve Alparslan da!" dedi. Derin bir iç çekip sonrasında; "Poyraz, kızım babasına ulaşmayı başarmıştır, değil mi?" diye korkuyla baktı, bu sefer karşısındaki adama. Sanki iyi bir şeyler söylemesini, "Evet Defne kızın şu an babasının yanında ve güvende" demesini bekliyormuş gibiydi.

72 SaatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin