Yeşim'in sözleri Reha'yı derinden etkilemişti. Odadan çıkıp kapıyı kapattığında kısa bir an sırtını o kapıya yaslayıp gözlerini yumdu. Akıtamadığı yaşlar içten içten onu yakarak süzülüyordu sanki. Kulaklarında Yeşim'in; "Bence yanlarında olman, onlara yaşamak zorunda kaldıkları her şeyi unutturacaktır. Sana kızmazlar diyemem, yokluğunun acısını bir nebze olsun senden çıkarmak isteyeceklerdir. Ama uzun sürmez bu... İçlerini döktüklerinde yapacakları ilk şey sana sıkı sıkı sarılmak olacaktır." sözleri gözlerinin önünde de bunları söylerken ki hüznü vardı. O an ona "Kızım" deyip sıkı sıkı sarılmayı o kadar çok istemişti ki, öyle böyle değil.
Elinde tuttuğu tüpün hissiyle gözlerini açtıktan sonra tüpün içindeki kana baktı ve hemen merdivenin tırabzanına yaklaşıp aşağıya doğru; "Görkem!" diye seslendi. Cevap gecikmeden gelmiş ve o da Görkem'i kızının yanına yönlendirip Yeşim'e yardımcı olmasını istemişti. Yeşim deyince de Görkem'in tüyleri resmen diken diken oluyordu. Şimdi beni görünce yine o bed sesiyle bağırmaya başlamasa bari, diye düşünmüyor değildi. Her defasında bu karşılığı alıyordu çünkü.
Reha'ya; "Emrin olur!" dese de gözlerini baygınlaştırıp kendi kendisine söylene söylene merdivenleri çıkmaya başladı. O, dolaptan havlu, tarak, elbise ve Yeşim'in ihtiyacı olabileceği şeyleri alırken; Reha'da çatlayacak şekilde ağrıyan başı için bir ağrı kesici alıp Deniz'in yanına gelmişti. Deniz, göz ucuyla gelişini gördüğü Reha'ya hafifçe gülümseyip; "Sadece nişan alan değil gerektiğinde tetiğe de basmaktan çekinmeyen gözü pek bir kız he! Sağlam bir veliaht!" dediğinde pek de beklediği cevabı alamadı. İçeride olanlar Reha'yı epey etkilemişe benziyordu.
Reha, dalgın bir halde gelirken kulağına çalınan Deniz'in sözleriyle 'bu duyduğuma sevinmeli miyim yoksa üzülmeli miyim' hislerine sahip olarak; "Bana değil annesine benzemeli, Deniz. Benim gibileri mutlu sonlar beklemez. Bunu en iyi senin bilmen gerekir." diyerek Deniz'e döndü. Deniz, Reha'nın bu söylediklerinden mesajı çok net almıştı. Bu işlere girdiğinden beri onunda kendi hayatında yaşadığı sonlar pek iç açıcı neticelenmemişti.
Deniz, sessiz kalırken Reha'nın elindekini görünce; "O ne Reha?" diye sormadan edemedi. Reha, elindeki tüpe bakıp içine derin bir nefes çektikten sonra çektiği nefesi, dertler bitmiyor, dercesine geri bırakıp Deniz'e baktı. O da ayrı bir konuydu. Elindeki tüpü, Yeşim'in kanı olduğunu söyleyerek Deniz'e uzatıp; "Bunu acilen laboratuvara gönderir misin Deniz? Yeşim'i bayılttıkları sırada ona ne verdiler bilmiyorum ama şu an kanında dolaşan şey her ne ise ona zarar veriyor olabilir. Ne olduğunu öğrenebilirsek önlemini de erkenden alabiliriz." dedi. Deniz, Reha'nın elinden tüpü alıp; "Hemen bizim çocuklardan birine verip gönderiyorum. Önemli ve acil olduğunu söylerim, olabildiğince hızlı olurlar. Ama umarım bir şey yoktur ve bu yersiz bir endişedir." dedi. Reha'nın da dileği buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
72 Saat
AksiZaman onlar için hiç bu kadar zor geçmemişti. Yeşim Kılıç! Bir gecede hayatı tümden değişen, sabahında ise kendini çıkmaz bir yolun içinde bulan bu genç kız, annesinin hayatı karşılığında tanımadığı, bilmediği, adını bile ilk defa duyduğu Reha Acar...