22. BÖLÜM: MEZAR

14 2 20
                                    

Model - Bu Matem Dolu Cennet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Model - Bu Matem Dolu Cennet

22. Bölüm: "Mezar"

Lilith ve şeytandan doğan yüz kötülük yeryüzünü ne hâle getirir?

Gözlerim aralandığında başım şeytanımın kordan kalbinin üzerindeydi.

Harelerim camdan vuran güneş ışıklarıyla kamaşınca yumruğumla gözümü ovuşturdum. Ama ışık cama öyle bir vurmuştu ki, gözüm kör olmak üzereydi. "Sikik güneş," diye homurdanarak kafamı kaldırdım ve Araf'ın gözleriyle göz göze geldim. Uyanıktı, kara gözleri siyah inciler gibi parlaktı ve dudaklarında hafif bir tebessüm vardı.

"Araf," Uykulu, boğuk sesim dudak kıvrımlarını artırdı. "Güzel bebeğim," Kemikli, güzel parmaklarını yanağımda gezdirdi. Kafamı havada zor tuttuğum için eline yaslayıp yüzünü izledim. Gözlerim boynundaki ufak izlere takılınca dün gece yaşadığımız şeyin görüntüleri gözlerimin önünden aktı. Bedenim bunu hatırlamamı bekliyormuş gibi hafifçe sızlamaya başladı.

Gözlerim tekrar gözlerine tırmandığında onun da bunu düşündüğünü bakışlarından anladım. Şeytanım artık yirmi dört yaşındaydı ve artık sadece ruhuyla değil bedeniyle de benimdi.

Kolum ağrıyınca üzerine uzandım, dirseklerimi kafasının iyi yanında koyup yüzüne yakın bir mesafeden, yukarıdan ona baktım. Yüzümdeki elini çıplak belime koydu, üzerimde iç çamaşırlarım vardı. "Canın acıyor mu?" diye sorarken saçlarımı sırtıma doğru attı.

"Hayır,"

Cehennem sönene kadar sevişmiştik, üç kere. Şafak sökerken eve dönmüş, vücudumdaki kendine ait izleri, onunla ilk kez öpüştüğüm küvette temizlemişti.

"Hım..." derken parmağını külotumun lastiğinde gezdirince tek kaşımı kaldırdım. Gözleri ilk defa bu kadar parlaktı. Mutluydu.

Parmaklarımı saçlarına daldırıp alnımı alnına koydum. Siktir, ben bu adamlayken hiç hissetmediğim, hak etmediğim için hissetmeyi istemediğim şeyler hissediyordum.

"Sen," diye fısıldadı. "Çok tehlikelisin."

Sırıttım. "Biliyorum."

Belimi ufak hareketlerle okşuyordu. "Bana doğum günlerini bile sevdirecek kadar tehlikelisin."

"Bana teması bile sevdirecek kadar tehlikelisin Dev,"

Dudakları yaramazca kıvrıldı, böyle anlarda onu Arınç'a benzetiyordum. "Bu yaptığım en iyi şeydi," derken kalçamı avuçlayıp sıktı. Vücudumdaki sızının arttığını hissediyordum ama umursamadım. Dudaklarına kapanırken ellerini tutup başının yanlarından yastığa yasladım. Dudaklarının dudaklarımın arasında kıvrıldığını hissettim, dün gece üstte olmayı sevmiştim. Bacağımı atıp karnının üzerine oturdum, sert kasları bacak aramı uyarıyordu. Karnına sürtünerek öpüşmeyi hızlandırdım, Araf ağzıma doğru inlerken gücünü kullanıp beni iterek oturur pozisyona geldi. Bunu yaparken dudaklarımız ayrılmamıştı. Kollarımı boynuna dolarken bedenimi ona yaklaştırmak için bacaklarının üzerinde kaymak istedim ama ellerini belime koyup beni durdu. Kaşlarım çatılırken de dudaklarımız ayrılmıştı.

PENT⛧GRAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin