[8: Parti Çanları]

101 10 0
                                    

Mark

Giydiğim kıyafetlere son bir kez daha bakınıp deneme kabininden çıkmıştım. Üzerime tam oturan siyah kumaş bir pantolon ve üstüne de ruffled yaka şık bir gömlek giymiştim. Bunları deneme sebebim tabiki de öylesine değildi.

Sevgilim gözlerini kurcaladığı dergiden çekip bana bakmıştı.

''Olmuş mu?''

''Yakışmış bebeğim.''

Ayağa kalkıp bana yaklaşmıştı Yuta. Gömleğimde birkaç şeyi düzeltmişti. Şunu yapmamasını söylüyordum ama uzun bir alışverişe çıktığımızda her seferinde bir mağaza kapattırmaktan geri durmuyordu. Bugün de Taeyong hyung'un hafta sonu yapacağı parti için kıyafet bakmaya gelmiştik. Çok şık bir yerde düzenleyeceğini söylemişti Yuta, zaten Taeyong hyung parti konusunda asla basite kaçmazdı ve oldukça sık organize ederdi. Aslında yeni kıyafetlere ihtiyacım yoktu ama sevgilim tatlı ısrarcılığını kullanarak ikna etmişti beni.

''Bence diğer seçtiklerimizi de bir denemelisin güzelim, belki onları daha çok beğenirsin.''

''Çok kıyafetim var Yuta, hepsini alalım diye tutturmayacaksın umarım. Diğer aldıklarımızın çoğunu giyemedim bile.''

Nerede giyecektim ki? O kadar güzel ve pahalı şeylerdi ki Yuta'yla olan buluşmalarım dışında o kıyafetleri giymem abartılıydı. Zaten böylesi de en iyisiydi, herkesin hakkımda bir dünya laf etmesini kulak ardı etsem dahi başımı ağrıtmalarına dayanamıyordum.

''Pekala, azarlanmak istemiyorum. En çok hangisini beğendiysen onu giyip gel, bekliyorum.''

Kafamı tamam gibisinden sallayıp yeniden kabine dönmüştüm. Pantolon olarak kumaşı kendinden desenli siyah bir pantolon seçtim, üzerine de az önceki gömleğin aksine yakasında dantel detayı olan kırık beyaz rengi gömleği giymiştim. Gömleğin yakasında olan ince şeriti sıkmadan bağlayarak aşağıya doğru serbest bıraktım. Saçlarımı da düzelttikten sonra yeniden onun yanına gittim.

''Sanırım en çok bunları beğendim. Üzerine de bu pantolonun takımı olan ceketi giyeceğim. Hoşuna gitti mi?''

Gülümsemesine bakarsam beğenmişti. Ellerimi tutup alnıma küçük bir öpücük yerleştirdi.

''Harika oldu. Umarım benden başka hiç kimseye bu halinle çekici gelmezsin. Seni oldukça seksi buluyorum.''

Kısaca boynuma bastırmıştı dudaklarını. Biraz gıdıklanmıştım.

''Hadi ama şuan bu kıyafetlerle olduğum için bunu söylüyorsun değil mi?''

''Hayır, kıyafetlerle bir alakası yok ki bebeğim. Benim için bir tişört ve şortla bile oldukça cezbedicisin. Çok iyi biliyor olman gerek bunu.''

Kulaklarım kızarırken kafamı hafifçe onun göğsüne yasladım.

''Beni utandırıyorsun.''

Tuhaf olan şuydu ki onu baştan çıkartırken hiçbir zaman utangaç olmamama rağmen olur olmadık yerlerde böyle şeyler söylemesi kulaklarıma kadar kızarmama neden oluyordu. Az önce çok iyi biliyor olman gerek derken aslında çok şeyden bahsetmişti...

Çenemden hafifçe tutup başımı ona doğru kaldırmıştı. Diğer eliyle gömleğimin yakasını sıyırdı hafifçe. Ne ara görmüştü bilmiyordum ama bakışları omzumdaki morluğa takıldı.

''Biri bir şey mi yaptı Mark?''

Aceleyle kafamı hayır anlamında iki yana sallamıştım.

''Basketbol oynarken oldu, biliyorsun seviyorum oynamayı. Biraz da sert oynuyorduk, arkadaşın attığı top geldi. Azıcık morardı ama acımıyor.''

Heart of the Monster | RenHyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin