Taeyong
Kim Dongyoung... Ne cüretle evime geldin bilmiyorum ama buraya gelen ilk insansın. Ve beni mahveden kokunla nasıl başa çıkabileceğime dair en ufak bir fikrim bile yok...
Şuan ciddi anlamda evimi inceliyordu. Nasıl bir ortamda yaşadığımı merak etmiş, öyle demişti. Bunlar araştırması için önemliymiş sözde, pek inanmamıştım ama ''öyle olsun bakalım'' deyip izin vermiştim benimle beraber gelmesine. Bu herif beni resmen parmağında oynatıyordu ve bende sesimi çıkarmadan harfiyen dediklerini yapıyordum. Ona çok fazla tolerans gösteriyordum, herkesin tersine giden Lee Taeyong'u getirdiği hale gülmekten başka bir şey yapamıyordum. Doktor kılıklı bu adamı gerçekten kollarımda istiyordum ancak isteklerimin sonunda ikimizi de üzmesinden korkuyordum.
Etrafa tamamen bakınmasının ardından gözlerini bana çevirmişti.
''Herkesten uzakta bir dağ evi, tam da Lee Taeyong tarzında. Evin hemen hemen düşündüğüm gibi çıktı.''
''Yani beğendin mi beğenmedin mi?''
''Fena sayılmaz.''
''Yatak odama göz atmadın.''
Gülüp mutfağa doğru ilerlemişti. Bende onu takip etmiştim. ''Gerek duymadım'' demişti, beni sinirlendirmeye kesinlikle bayılıyordu. Her an daha iyi anlıyordum bunu.
''İçebileceğimiz sıcak bir şeyler var mı?''
''Arkadaki dolapta sıcak çikolata var.''
Ne zaman laboratuvara gitsem sıcak çikolata içtiğini görüyordum, bu sebeple evime de almıştım. Hem kendim denemek istemiştim hem de o gelirse diye. Normalde böyle çok tatlı olan içecekleri ağzıma sürmezdim.
Biraz su ısıtıp ikimiz içinde birer bardak yapmıştı. Bana kupayı uzattıktan sonra bar kısmındaki tezgahın üzerine oturdu. Bende tabureyi çekip hemen hemen karşısına oturmuştum.
''Normalde böyle şeyler içmiyorsun bence, gözlemlediğim kadarıyla en azından. Bir ihtimal benim için almış olabilir misin?''
Sonuna kadar inkar.
''Her şeyi kendinle bağdaştırmana gerek var mı cidden? Ayrıca evime gelen tek kişi sen değilsin.''
''Çok misafirin oluyor mu?''
''Zaman zaman.''
Tabi tamamı mortuus letalis'lerden oluşuyor. Daha önce de dediğim gibi o evime aldığım ilk insandı.
''Biriyle sex yapacağın zaman buraya mı çağırıyorsun?''
''Otelde olmasını tercih ederim.''
''Çok fazla tek geceliğin varmış gibi duruyorsun. En son ne zaman oldu?''
Bu soruların amacı neydi ve nereye doğru gidiyordu emin değildim. Aklına geleni sormak konusunda gram çekincesi yoktu onun.
''Ya, doktor değilim demiştin bu sorular ne?''
Sıcak çikolatasını yudumlamasının ardından cevapladı.
''Kişisel merak.''
Benim de kişisel meraklarım var Kim Dongyoung. Senin hakkında, haddinden fazlaca ve sınırı aşan türden. Oturduğum yerden kalkıp kenardaki peçeteden bir tane almış ona uzatmıştım.
''Her yerine sıcak çikolata bulaştırmışsın.''
Uzattığım peçeteyi alıp ağzını silmişti ama dudağının kenarında kalmıştı görüyordum. Dikkatimi dağıtıyordu ve başka bir yere bakmak istesem bile bakamıyordum. Elindeki bitmiş bardağı alıp kendiminkiyle beraber tezgahın üzerine bırakmıştım. Yaklaşıp parmaklarımı dudaklarına çıkartmıştım, kalan küçük lekeyi temizledim yavaşça. Ona yaklaştıkça kokusunu daha yoğun alıyordum ya adeta tüm zihnim karşı koyamayacağım duygularla doluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart of the Monster | RenHyuck
FanfictionHangi canavarın kalbi bir insan için atardı? Canavarların kalbi olur muydu?