Donghyuck
Bu şaşaalı yere ikinci gelişimdi. İlki beni kısa süren bir masalın içine atmıştı, bu seferse ne olurdu bilmiyordum. Gelmiştim yine de, bugün sanırım Renjun'la yüzleşmek istemiştim yeniden. Bir kere daha onu görmek, belki tekrar sarılmak, bir ihtimal öpmek...
Karar verdiğim gibi devam edebilecek miydim bilmiyordum. Onun dönüşü için yapılan partiye davet dahi edilmeden gelmiştim ama karşımda beni nelerin beklediğini kestiremeden, büyük bir riske girerek yapmıştım bunu. Doğrusu artık kaybedecek neyim kalmıştı ki?
Partiye davet edilmemiştim çünkü kimse katılacağımı düşünmemişti. Mark'a ''ben hazırım'' dediğimdeki ifadesi anlatmıştı bunu bana. Ajussi'de Mark'ı beklerken yanında beni de gördüğünde sözlere dökmese dahi epey şaşırmıştı. Muhtemelen az sonra Renjun'la karşılaştığımızda o da benzer duyguları yaşayacaktı. Ne halt etmeye geldin buraya Lee Donghyuck diyorum şuan bile, ama pişman olmak istemiyorum. Çünkü bu aşkın benden gideceğini zannetmiyorum...
İkinci seferimde ilkinin aksine daha gösterişsiz giyinmeyi tercih etmiştim. Siyah yırtık bir kot, düz beyaz bir tişört ve üzerine giydiğim kot ceket. Özenmemiş değildim, sade bir şıklık istemiştim sadece. Zaten diğerlerinin kıyafetlerine de bakarsam bu seferki konsept biraz daha basit duruyordu, rahat ve şık.
Daha önce de geldiğimiz büyük salona girdiğimizde gözüme çarpan ilk kişi oydu. Tıpkı o zamanki gibi güzelliğiyle büyülüyordu beni. Yine sadeliğini konuşturmuştu, siyah deri pantolonu, beyaz deri ceketi ve içine giydiği düz lacivert parça. Renjun'un zarif görünmek için çok çaba sarf etmesine gerek yoktu, tam da şuan kalan şeyleri düşünmediğimde benim için yine beyaz bir lilyumdan farksızdı.
Kesişen bakışlarımıza rağmen ifadelerimiz oldukça düzdü, doğrusu yüzlerimizde mimik oynamasa ne olacak, gözleri her an ele veriyordu onu. Anlamıştım, gelmemi gerçekten beklemiyor olmalıydı ve kafası karışmıştı. Şimdi iki masanın bir ucunda o, diğerinde ben dikilirken içten içe neden burada olduğumu sorguluyordu. Konuşmamıştık, kimsede sormamıştı neden geldiğimi. Sormak istemiyor oluşlarından değil ama cesaret edememişti kimse, hem soruya hem de bilmedikleri bir cevaba. Tamamen farklı muhabbetler dönerken, hemen hemen yan yana olan iki masada da usulca içkiler yudumlanmıştı.
''Savaştaki başarılarını da göz önüne alarak sana ceza vermeyeceklerini duydum.''
Taeyong adındaki herif Huang'a söylediğinde ajussi dediğini onaylarcasına kafasını sallamıştı.
''Huang savaşta elinden gelenden de fazlasını yaptı. Kişisel durumlarını da göz önüne almalarını istedim üstlerimizden, bu yüzden cezalandırılmayacak.''
Mark söylemişti, onlarında tıpkı insanlarda olduğu gibi belli bir adalet sistemi varmış. Belki tam bu şekilde adlandırılamaz ama kendi türlerinden birini sebepsizce öldürdüklerinde ya da yasak olan davranışları yaptıklarında belli cezalar alıyormuşlar. Ancak görünen o ki onun için hafifletici sebepler vardı.
''Kaybedecek neyim kaldı ki hyung? Alabileceğim en büyük cezayı aldım zaten.''
Söylediğinin ardından bana bakmıştı. O an kaçmak istemiştim oradan, kalırsam ve gözlerime biraz daha bakarsa böyle gözyaşlarım kendiliğinden akacaktı biliyordum. Lavaboya gitme bahanesiyle ayrıldım yanlarından, en azından elimi yüzümü yıkar belki biraz kendime gelirdim...
Yüzümü kurulayıp aynada şöylece bir kendime bakınmamın ardından çıkmıştım lavabodan. Merdivenlerden inerken antrede Renjun'u görmüştüm, sanırım büyük arka bahçeye gidiyordu. Peşine takılmıştım, öyle çokta gizlice takip etmeye çalışmıyordum çünkü biliyordum ki yakınlarında olduğumu kolayca anlayabilirdi. Peri masalımızın başladığı bahçeye çıkmış, gösterişli süs havuzunun önündeki ahşap banka oturmuştu. Bir süre yıldızları izleyişini izledim sessizce, halen aklım almıyordu bu kusursuz görüntünün altında yatan yüzlerce şeyi. Bir canavar böylesine güzel, bu kadar tapılası ve vazgeçilmez olamazdı ki... Ya da en doğru soru, hangi canavarın kalbi bir insan için atardı? Canavarların kalbi olur muydu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart of the Monster | RenHyuck
FanfictionHangi canavarın kalbi bir insan için atardı? Canavarların kalbi olur muydu?