[ ⭑ 23 ] :: Zihnimdeki Katil Bendim

435 46 43
                                    

The Champion: ATLANTIS

― ― ― ― ―

♪ # Skillet, Live Free or Let Me Die

― ― ― ― ―

XXIX
Zihnimdeki Katil Bendim

― ― ― ― ―

Nisan 2016
Boston, Massachusetts

― ― ―

Evinin güzel dizayn edilmiş geniş bahçesinde, havuzun çevresini kaplayıp sola yani evin verandasına doğru genişleyen yemyeşil çimenlik alandaki pufların üzerinde çıplak ayakları, ip askılı saten bluzu ve saten kısa şortu ile uzanıyordu Astrea.

Kaç saattir bahçede olduğundan emin değildi, elindeki bir ansiklopedi kadar kalın kitabın başından başlamış ve dörtte üçünü bitirmişti. Öyle kaptırmıştı ki kendini yanında getirdiği çizim kağıtlarının varlığını tamamıyla unutmuştu.

Hafif, tatlı bir rüzgar esti. Esen rüzgar Astrea'nın koyu kahverengi saçlarını nazikçe sevdi, tenini okşadı. Akşam olmuştu, güneş yavaş yavaş batmak için hazırlanırken gökyüzü o güzel turuncu renge bürünmeye başlamıştı.

Bir sayfa daha çevirdi, gözleri olağanüstü bir hızda sayfalarda geziniyordu. Bucky onu verandadan bir süre izledi, hayatını borçlu olduğu o bedeni, ruhuna can katan ve buz tutan her duygusunu onun avuçlarına geri bırakan o ruhu.

Okyanus Tanrıçası'nın teni güneş ışıklarıyla tekrar tekrar kutsanırken rüzgar da saçlarına öpücükler konduruyordu. Yanındaki çimenlere oturan Bucky'yi, görüş alanına girene dek fark etmemişti. Bucky'nin varlığını fark ettiği anda yerdeki ayracını alıp kitabın aradına koydu ve kitabı kapatıp kucağına çekti. Bucky onun hayran olduğu varlığını izlerken istemsiz bir tebessüm peyda oldu dudaklarında. "İyi misin?"

"Evet, neden olmayayım?" derken mavi gözlerini çelik harelere çevirdi Astrea. Bucky ise dudak büktü onu incelemeye ve her ayrıntıyı zihnine kazımaya devam ederken. "Bugün fazla sakin ve sessizsin. Normalde laboratuvarda olup sağdan sola koşturman gerekirdi."

Dehâ kadın sakince gülümsedi. "Yorgunum," diye cevap verdi Bucky'ye. "Bugün hiçbir şeyle uğraşmak istemedim, aslında üsse uğramam gerekiyordu ama erteledim."

Bucky başını salladı, Astrea'nın yanında kendini yedi yaşına dönmüş gibi hissediyordu. Meraklı, canlı, heyecanlı. Astrea ise... O, her zamanki gibi ilgi çekici ve cazipti. Normalde enerjik olan genç kadın son birkaç gündür sürekli dalıp gidiyordu, zihni karışmış gibi görünüyordu.
"Kafanı bir şeyler kurcalıyor," dedi Bucky.

"Benim kafamı her zaman bir şeyler kurcalar," dedi Astrea. "Bunun yüzünden beynime şok verildiği bile oldu." Yüzünde bir ifâde yoktu bunları söylerken, dümdüz bir şekilde boşluğa bakıyordu. Bugün hissiz gibiydi, genelde tüm dünyaya bir ışıltı ile bakan gözleri bugün dalgasız okyanusları andırıyordu.

"Nasıl yani?" Bucky gözlerini genç kadının üzerinden çekmedi, Astrea ise ona döndürdü yüzünü. "Öyle işte. Elektrokonvülsif terapi almıştım çocukluk şizofrenisi ve obsesyonlarım yüzünden, yedi yaşımdaydım."

ATLANTISHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin