Bölüm - 18 : Tek Bir Kelimen Bile Fayda Etmeyecek"Al bu yeni telefonun, içinde de yeni numaran var. Merak etme annemin telefonunu sen odandayken kaydettim, ağabeyimde de var yeni numaran. Birlikte gideceğin arkadaşım güvenilir bir insan, korkma rahat olabilirsin." dediğin de sessizce kafamı salladım.
"Üzerindeki bu gerginliği ve çekingenliği at, sen utanılacak hiçbir şey yapmadın. Kaçmak istemeni anlıyorum ama başkaları neler olduğunu bilmiyor ve bilmeyecek de o yüzden rahat hissedebilirsin." dediğin de başımı salladım.
Yaklaşık on dakika önce şehrin otobüs terminaline gelmiştik ve arabadan inmeden ağabeyimin arkadaşını bekliyorduk, Hakan ağabeyimin yaşadığı şehirde ailesi yaşadığı ve ailesini görmeye gittiği için ağabeyim beni ona emanet etmişti.
Evet ağabeyim güveniyordu ama ben yine de tedirginim, şu son günlerde yaşadıklarıma bakılırsa normal değil mi? Bana 'en yakın arkadaşımsın' diyen biri tarafından sırtımdan bıçaklandım, numaram tüm şehre yayıldı, hakkımda orospu ve bilumum cümleler, ithamlar kuruluyor ve ben ağabeyim güvense de bir erkek ile yalnız yolculuk yapacağım.
"Arkadaşım seni ağabeyime teslim edecek, o konuda endişen olmasın ağabeyimle ve benimle sık sık mesajlaşırsın." dedikten sonra montunun cebinden cüzdanını çıkardı, cüzdanından da bir miktar para çıkarıp bana uzattı.
"Yolda lazım olabilir, yanında bulunsun." dedikten sonra bir kart uzattı "Bu kartı babam senin için aldı, her ay düzenli olarak para yatırılacak o yüzden endişen olmasın." dediğin de başımı salladım ağabeyime.
Babam her ne kadar annemle anlaşamıyor olsa da hepimizi çok seviyor ve sevgisini bizden esirgemiyor, anneme davranış şeklinden dolayı ona kızgın olsam da çok fazla kızgın kalamıyorum. Haftasonlarını bazen de hafta içinde onunla vakit geçiriyorum. Babamın ailesinde tek sevmediğim insan halalarım ve babaannemdi çünkü babamı en çok dolduruşa getiren onlardı, zaten annem ve babamın boşanma sebebi de onlar.
"Haah Dinçer de geldi, hadi gel." diyerek arabadan indi.
Onunla beraber ben de arabadan indim ve valizim ile çantam ağabeyimdeyken onu takip ettim.
Yeni hayatım için hem heyecanlıyım hem de korku doluyum, neler yaşayacağım başıma neler gelecek hiçbir fikrim yok ama buradan kurtulduğum için de mutluyum.
"Ağabey telefonumu attın mı?" diye sorduğum da başını iki yana salladı
"Hayır atmadım ne oldu?" diye cevap verdi merakla.
"Hattım içinde mi peki?" diye sordum bu defa.
"Evet içinde, sen gittikten sonra kırıp atacaktım ne oldu?" diye sordu merakla.
Daha ağabeyimin sorusunu cevaplayamadan Dinçer dediği arkadaşının yanına varmıştık bile, erkeklere has selamlaşmalarını yaptıktan sonra bizi tanıştırmak için önümden çekilip yana geçti.
"Dinçer, kız kardeşim Seçil. Sana emanet, kargomuzu sağ salim kapıda teslim yaparsın merak etme ödeme olarak sana nefis yemek yapar." diyerek sırıttığın da ona göz devirdim.
"Memnun oldum Seçil." diyerek elini uzattı, kafamı salladım ve ben de elimi uzatarak tokalaştım.
"Ben de memnun oldum." dedim kısık bir ses tonuyla.
"Seçil sen telefonunu neden istiyordun?" dediğin de ağabeyime döndüm.
"Birine mesaj atmam gerekiyor." dediğim de ağabeyimin gözleri bir anda öfkeyle parladı.
"Bana bak o Giray şerefsizine mi mesaj atacaksın?" dediğin de ağabeyimin beyninin işleyişine göz delirdim.
"Volkan mal mısın o piçe niye mesaj atayım ben?" dedim kızgın ses tonumla.
"Ne bileyim birine mesaj atacağım deyince sandım ona atacaksın." demesiyle göz devirdim.
"Ulan ben o karaktersiz pezevenk kapıma köpek olacakken ona bakmamışım bunca olandan sonra mı bakarım? Sümüğümü verir yüz gönlüm olsa yüzünü de vermem o piçe." dedim öfkeyle konuşarak.
"Helal olsun sana Seçil başkan!" deyip sahte bir alkış çaldıktan sonra cebinden eski telefonumu çıkarıp bana uzattı.
Mesajlar kısmına girip Şeyma'nın ismini listeden buldum ve aklımdaki cümleleri yazmaya başladım.
Şeyma Yılmaz
Umarım bana yaptığının bin katını sana yaparlar ya da benim hissettiklerimin bin katını yaşarlar, hani hep annem bize 'vebalden korkun kimsenin vebalini almayın, hakkına girmeyin' der diyorsun ya Şeyma, sana hakkımı helal etmiyorum! Olur da bir gün karşılaşırsak ve aklın başına gelmiş olursa tek bir kelime etme, çünkü hiçbir kelimen, cümlen fayda etmeyecek bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3300 (Yarı TEXTİNG) TAMAMLANDI
Tiểu Thuyết Chung|DİKKAT BU HİKAYEDE YETİŞKİN İÇERİK BULUNMAKTADIR| 3300 Adım Dilay, 24 yaşındayım İzmir'liyim bu gece İzmir'i yakmaya ne dersin? ;) :* Oha, oha, oha! Bu kim? Bu nasıl bir mesaj? Beni nereden buldu?