13

492 107 31
                                    

O uyumaya gittiğinde salak salak sırıtan suratımın daha yeni farkına varmıştım. Kendime kızarak kıpırdadım ve elimdeki gizli olması gereken belgeleri kazağımı kaldırıp karnıma sakladım. Bu belgeler kaşelenmeliydi, imzalanmalıydı. Bizzat yöneticinin kalemi kullanılmalıydı. Şimdiki işim buydu. Bunu halletmem gerekiyordu.

Pantolonumu çekip kağıtları düşmeyecek şekilde ayarladıktan sonra ellerimi karnımdan çektim ve hiçbir şey yokmuş gibi yürüdüm koridorda. Üst kata merdivenleri kullanarak çıktım ve kameralarla izlendiğimin bilincinde davranarak önce temizlik odasına girdim.

"Jimin? Ne işin var burada?"

"Ah- ben..."

Öpüşürken yakaladığım ikili bana şaşkınca bakarken başımı farklı yöne çevirmiştim.

"Alt katlardaki tuvaletler doluydu, ben de buradakine gideyim dedim ama karıştırmışım... Üzgünüm. Bundan kimseye bahsetmeyeceğim. Endişelenmeyin. Homofobik de değilim."

"Bekle-"

"Ben gidiyorum."

Kapıyı kapatıp hızlı adımlarla yöneticinin odasına girdim ve kapıyı hızlıca kapattım. Çıkmak için bir dakikam vardı. Bugün yönetici burada değildi çünkü haftada iki gün mutlaka izin kullanır ve çocuklarını okuldan almaya giderdi. Onlarla yemek yedikten sonra hastaneye geri döner, işlerini bitirip geç saatlere kadar çalışırdı.

Beynimin içinde yüzlerce senaryo aynı anda dönerken koşarak masanın üzerinde duran kaşeyi almış, kırışmış kağıtları içimden çıkarıp kaşelemeye başlamıştım.

"Jimin'i bulamıyorum, onu gördünüz mü?"

"Bu kata çıkmaz ki o?"

"Ama onu gördüm... Şeyde, um..."

"Ah! Jimin, ne yapıyorsun burada?"

Nefes nefese kaldığımı görünce kaşlarını çatmıştı ikisi de. Yönetici ile beraber az önce biriyle öpüştüğünü gördüğüm kişi kapıda konuşmaya başladıkları anda paniklemiştim. Fazla vakit kalmadan içeri girmeleri de beni şok etmişti.

"Elindeki ne?"

"Bu mu? Ben tuvaleti arıyordum, çok sıkışmıştım. Sonra yanlış yerlere girdim. Burayı da kontrol etmemiştim, farkında olmadan girdim. Sonra bu uzay dergisi dikkatimi çekti. Okumak istedim, umarım kızmamışsınızdır..."

"Saçmalık! Neden kızayım? Dergiler okunmak için vardır. Bu katta çok yalnızım ve kimse ziyarete gelmiyor. Lütfen otur ve dergilerin tadını çıkart."

"Yok... Çok teşekkür ederim, oturamam."

"Neden?"

"Oturamam, çünkü..."

Oturmam için ittirmek amacıyla elini karnıma götürdüğünde bağırarak karnıma elimi koymuş ve öne doğru eğilmiştim.

"Hey, sorun ne?"

"Çok... Çok sıkıştım. Gitmeliyim. Üzgünüm, patlayacak gibiyim."

Eğilip özür diledikten sonra hızla oradan çıkmıştım. Yüzümde komik bir sırıtış varken merdivenlerden koşarak indim. Yoongi'nin odasının önüne geldiğimde kapıyı tıktıkladım.

"Kapıyı aç, çabuk."

Yoongi birkaç dakika sonra kapıyı açtığında sinirli gözlerle baktım ona. Gözleri kısıktı, uykudan uyandığı belliydi.

"Ne yapıyorsun burada? Çoktan eve gitmen gerekmiyor muydu?"

"Eve beraber gideceğiz."

"Ne diyorsun ya... Yorma beni, uyuyorum."

memento mori, myg&pjmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin