Karışıklık.
İnsanlar çoğu zaman karışıktır, bu herkesin kabul edebileceği şekilde açıktır. Fakat bazen olaylar istediğimiz yönde ilerlemeyebilir, mesela Bay Park'ın para uğruna sattığı arkadaşlığı gibi.
Üç ailenin de tanışıyor olması bir yanaydı, çünkü arkadaşlıklarının bu sonla biteceğini hiçbiri bilemezdi.
Park Sho, o gece yakın arkadaşını düşman edinirken düşünmemişti. Tüm aileyi öldürdüğünü sanıyordu, Bay Min'in küçük oğlunu unutmuştu.
Tek derdi para olduğundan, her şeyi alıp kaçmıştı. İnsanların ondan şüphelenmesini sağlayacak bir neden olmamıştı, Bay Min'in çok fazla düşmanı vardı. Kimse gidip yakın arkadaşını sorgulayacak değildi, Kim Woog hariç.
Üç ailenin arkadaşlığı bu şekilde bozulmuştu, küçük Min ise, Bay Kim'in ailesine bu şekilde katılmıştı.
Bu kadarla sınırlı kalmadı.
Yakın arkadaşını öldürdüğü için öfkesini tutamıyordu Bay Kim, fakat Sho onun için her zaman bir tehditti. Plansız ilerleyemezdi.
Beklemeyi sevmezdi ama beklemesi gerektiğini düşündü, karısını kaybetti.
İşleri yoğunluğuyla çocukları teyzelerine emanet edebilmişti, her şeyin daha da karışacağını bilseydi beklemezdi.
Bay Park rahat durmamıştı, Kim ailesine rahat vermeyeceği açıktı. Tutkulu bir aşk yaşadıklarını iddia ederek çocukların teyzesiyle birlikte oldu. Suçlu olmadığına inandırdığı tek kişi oydu.
Bir çocuk sahibi olacağını öğrendiğinde ise şaşırtarak kaçmamıştı, eşi olacağı düşündüğü kadının yanında kaldı. Her şey güzel ilerlemiyordu, Kim ailesi, bu çocuğun teyzelerine zarar vermeden doğum yapamayacağını öğrendiklerinde istememişlerdi.
Karar tamamen Kim Eun'daydı.
Güzel bir kadındı, saçları sarıydı ve omuzlarından süzülürdü. Gülümsediğinde insanların içi ısınırdı, insanlara yardım etmeyi her zaman sevmişti. Namjoon'a ve Yoongi'ye anne yokluğunu aratmadan sevgi vermeye çalışmıştı.
Fakat şimdi konu kendi oğluydu.
Hiç düşünmedi, o hastanede öylece yatarken etrafında olan insanların ne düşündüğünü umursamadı. Çocuğunun yaşamasını istedi. Kendi zaten yeterince yaşamıştı, eğer çocuğu yaşarsa mutlu bir şekilde hayata veda edebilecekti.
Aslına bakarsanız, tüm günahların içerisinde, küçük oğlunu, suçlu bulunacağı bir dünyaya getirdiğini bilseydi kararını değiştirirdi.
O hastaneden sadece Bay Park ve küçük oğlu Jimin ayrıldı. Karısını orada bırakmak istememişti, elinden bir şey gelmezdi.
Annesine ne kadar benzediğini biliyordu, Jimin, o güzel gülümsemesini etrafa saçtığında, gözlerinde karısını görmeden edemezdi.
Aslında tüm bu kin, nefret buraya kadar toplanmıştı. Artık iki aile de uslu durmayacaktı, Bay Park'ın tek amacı ise küçük oğlunu, karısına söz verdiği gibi koruyup bu olaylardan uzak tutmaktı.
Son güne kadar koruduğuna emindi, Jimin birgün her şeyi öğrense, yine babasına güvenip onu çağıracağını düşünüyordu.
Öyle de olmuştu.
Son ana kadar titreyen elleriyle telefonu tuşlamış, öğrendiği onca şeye rağmen babasına ve arkadaşlarına tutunarak onu kurtarmalarına dair mesaj atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
memento mori, myg&pjm
Fanfiction"Sana yine yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor, ya da bana karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum." Memento Mori : "Fani olduğunu, öleceğini bil. Birgün öleceksin, bunu hatırla ve şimdi yaşa."