Bu benim hayallerim ile umutlarımı tamamen kaybedişimin mektubudur.
Yaşlar gözlerimden akıp gidiyor, ne kadar süre oyalandığımı hiç bilmiyorum. Temiz hayallerimin hiç tanımadığım insanlar yüzünden kirlenmesi, mutlu hayatımın aniden kararıp benim için yaşanması zor bir hâle gelmesi çok üzücü. Sana karşı hiçbir zararım yokken beni öldürmeyi düşünmen çok saçma geliyor. Daha da kötü olan şeyin ise ne olduğunu biliyor musun? Canımı kolayca yakabiliyor olman saçma. Hayatımda ne zaman böylesine büyük bir yer edindin de, şimdi iplerimi elinde tutup beni kontrol etmeye başladın?
Düşünüyorum. Düşüncelerim karanlık çöktüğünde gölge gibi büyüyen bir silüet şeklinde ışığımı kapatarak beni karanlığa hapsediyor. Saatlerce sebebini düşündüm, hiçbir şey bulamadım bu intikamı mantıklı kılan. Dayanacak gücü damarlarımdan atalı çok oluyor. Karanlıktan korkuyorum ancak içinde senin olmadığın bir karanlığa kavuşmak benim için cennet mi yoksa cehennem mi olacak bilmiyorum. Her şeyin son bulduğu, Tanrı'nın bana kızacağı fakat daha fazla kötülük görmeyeceğim bir başka cehennemin vâr olduğu düşüncesi; çocuk aklıma daha cazip geliyor. Ağlıyorum fakat bir gülümseme var yüzümde. Kurtuluşa ereceğimi bildiğim için beni mutlu eden bir şeyler var. Tuvaletin kapısını kilitledim şimdi, suyun ısınmasını bekliyorum.
Gülümsüyorum fakat fırtınalar kopuyor içimde.
Yüreğimde, tarif edilemeyecek bir sızı var. Gerçekleşmemiş hayallerimin eksikliği ve yapmak isteyip de yapamadığım o mutlu anların hepsi bir ağrı oldu; kalbimde yer edindi.
Yine de iş çıkarttın. İyiydin, Jimin.
Hayatımda ilk defa özgürce sesimi duyurmak, bağırmak ve ağlamak yerine; burada sessizce kapatacağım gözlerimi ve sen, Min Yoongi. Sen bana son sözlerini söylemeye bile vakit bulamayacaksın. Her şey için çok geç olduğunu, hayatını buna adamanın ne kadar mantıksız olduğunu ancak öldüğümde anlayacaksın.
Senden intikam aldığımı düşünen yanın belki şimdi bana kızıyor ama hayır, ben senden giderken bile kendime zarar veriyor; yine de seni koruyorum. Kendimi kaybediyor ve senin kendini daha iyi bulman için canımı feda ediyorum. Çünkü intikam ateşiyle doldurulmuş kalbinin altında, ne kadar masum ve sevgiye muhtaç bir çocuğun yattığını biliyorum. İşte sorun da bu ya, senin sevgiye muhtaç hissetmene sebep olan kişiyle kan bağı taşımam yeterince canını yakıyor olmalı.
Bu yüzden bembeyaz ellerinin kırmızılara dokunmasını istemiyorum.
Sana kızgınım, kırgınım. Hiçkimseye olmadığım kadar dargınım. Söylediğin yalanların altında, nefes aldıkça eziliyorum. Ama sen yine de kirletme kendini.
Bittim. Dönüşü olmayan bir yola giriyorum. Konuşamadım. Seninle konuşamadım. Oysa ne çok sözcük vardı dilimden dökülmek isteyen. Şimdi hepsi içimde kalacak ve benimle beraber karanlığa gömülecek. Onlarca kişi, bunca zaman yaşananlara göz yumup dur demediğine ve can almanın ne kadar yanlış olduğundan bahsetmediğine göre, öyleyse ölümüm bir anı olarak kalmalı herkese.
Ama başardılar. Onlara zararı dokunmamış bir çocuğun umutlarını küstürdüler ve ben dünyaya karşı hep sustum, çünkü açılmaya değer kimse yoktu. Yine de sen birkaç ayda yüreğime dokunmayı başardın ya, teşekkür ederim. Seni seviyorum.
Fakat şimdi yaşamak, seni sevmekten çok daha zor.
O yüzden bu akşam, her şeyi öğrendiğim bu evde; yine her şeyi kendi başıma sonlandırıyorum.
Hoşça kal Yoon;
Sevgilin, Jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
memento mori, myg&pjm
Fanfiction"Sana yine yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor, ya da bana karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum." Memento Mori : "Fani olduğunu, öleceğini bil. Birgün öleceksin, bunu hatırla ve şimdi yaşa."