1.6. İlk Önce Düşlerim Parçalandı

1.2K 126 162
                                    

Likya
🩸

Işıklar bir an için hala açıktı. Yerleşme arifesini bitirmiş konuklar dikkatle önlerindeki sahneye ve boş koltuklara enstrümanları bırakılmış orkestra düzenine bakıyordu. Balkon katının yanlarındaki küçük locaların birinde Faruk Bey oturmuş ve telefonunu incelerken gördüm. Her şey normal gibiydi.

Son anda fark edebildim. İçeriye alım yapan kırmızı takımlı görevliler de kaybolmuştu. Vampir olduklarını tahmin etmiştim ama salonun akustik panelleri üzerine bir maymun gibi tırmanıyor olduklarını görünce artık emindim.

Omzumun dürtüklenmesiyle irkilerek döndüm. Yanı başımda dikilen minyon bir görevli kız -bu seferkinin insan olduğu barizdi- bana bir şeyler söylüyor; büyük olasılıkla yerimi almam gerektiğine dair prosedürleri sayıyordu. Ona acı dolu gülümsemeyle bakıp parmaklarımı ensesine kaydırmak için hazır tuttum. Şansıma ışıklar tam o an kapandı ve sahnedeki güçlü ışıklar dışında aydınlık denebilecek hiçbir yer kalmadı. Görevli kızın yanından bir hayalet gibi sıyrılıp nerede oturduğunu ezbere bildiğim Faruk Bey'in locasına doğru yürümeye başladığımda izimi kaybettirmiştim.

Sahneye giriş yapan orkestra üyelerini alkışla karşılayan izleyicilerin çıkardığı gürültü beni etkilemediği gibi duvara tırmanan vampirlere de etki etmemişti. Demek ki konukları içeri aldıktan sonra hepsi kulak tıkacı takmıştı.

Oturmaların arasından geçerken sağ tarafımda Karya'nın hayali imajını gördüm. Benimle aynı adımları atıp aynı kararlılıkla karşısına bakan bir ayna görüntüsü gibiydi. Doğru olanı yapıyorsun, dedi zihnimdeki sesi.

Ama şimdi ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, dedim karşılık olarak.

Ben biliyorum. Karya yukarıya doğru tırmanan vampirlere baktı. Kırmızı gözleri bizim gözümüze bir lazer ışığı gibi görünüyordu. Önce onları düşür. Ses çıkarmadan nasıl yapacağını biliyorsun. Sonra kulak tıkaçlarını al. Gösteri başladıktan sonra kendilerini asla toparlayamazlar.

Kontrolü sana devretsem daha iyi değil mi? diye sordum. Ben akıl oyunlarında, Karya kavga etmekte iyiydi. Bu gerçekten de onun alanıydı.

Karya güven verircesine bana baktı. Bununla baş edebilirsin. Ben zaten her an seninleyim ve sana göz kulak olacağım.

Aramızdaki ilişki her ne kadar zorlu olursa olsun o benim kardeşimdi. Tolga beni bırakabilirken o arkamı kollamayı hiç bırakmazdı. Bunu son anda da olsa hissettirdiği için ona minnettardım.

Duvara geldiğimde yukarıya doğru sıçradım. Vampirler hızlıydı, ama çok değil. Güçlüydü, ama her zaman değil. Sadece fark edilmezlerdi. Hızla koşmazlar, süzülürlerdi. Bir yerden bir yere kaydığını düşünürsen evren senin için bir arka kapıyı açık bırakırdı. Hiçbir somut maddenin alamayacağı yolu böylelikle saniyeler içinde alabilirdik.

Bir an için panelin üzerinde tetikte bekleyen adamı çekip yere fırlatmış, diğer an hemen yerde onu tutmaya hazır bekleyip ensesine parmaklarımı daldırmıştım. Bilinci kapanan vampirleri sessizce yere bırakmadan kulak tıkaçlarını almayı unutmadım. Tam olarak da Karya'nın söylediği gibi kısa süre içinde görevlilerden oluşan beş kişilik bir ekibi etkisiz hale getirmiştim.

Ne kadar bilinçlerini emdiğimi ve ne zaman uyanacaklarını bilmiyordum. Aklımı içinde bulunduğum anda tutabilmek için zihinlerinden olabildiğince az parça koparmıştım. Neyse ki akortlarını yapmayı bitiren orkestra üyeleri bir onay için şefin gözüne bakmaya başlamıştı ve alkışlar eşliğinde sahneye opera sanatçısı soprano kadın girdi. Üstündeki parıltılı gece elbisesi ışığın altında adeta hayat bulmuştu. Müzik başlayınca baygın haldeki vampirler ayılsa bile korkunç bir acıya uyanacaklardı.

Kan Mevsimi - KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin