1.17. Çapraz Sevişme

633 28 2
                                    

Ruslan
🦇

2 yıl önce

Canan'la ilk tanışmamız çok tesadüfi gerçeklemişti. İnsanlar arasında pek zaman geçirmezdim. O gün grupta birileri beni sinirlendirmişti. Ben de alıp başımı gitmiştim. Ayaklarım beni tarihi yarımadadan Karaköy'e kadar getirmişti. Küçük küçük mekanların ve grafitilerin arasından sıyrılmış, Tophane'nin dik yokuşlarını bir çırpıda çıkıp Pera'ya geçmiştim. Bu bölgenin beni içinde tutan eski bir sahafta göreceğin türde bir dokusu vardı. Beyoğlu'nun zehirli omurgası olarak adlandırdığım İstiklal'i çevreleyen hayati organlardı hepsi. Gerçek bir İstanbul deneyimi sağlardı.

Bu yürüyüş esnasında ilgimi çeken küçük bir bara oturup ne tadını aldığım ne de üstümde etkisi olan bir fıçı bira sipariş etmiştim. Sebebi barın arkasında işine dalmış, tezgahı silen ve yüksek sesle konuşan sarhoşlardan ötürü yüzünü buruşturan bir genç kadın olmuştu.

Hareketlerinde samimi ve fazlasıyla insani gelen bir şeyler vardı. Karşısına geçip oturmuş, onunla muhabbet etmenin hiç de zor olmadığını keşfetmiştim.

Bana sorarsanız Canan'la olan, İlay'la başıma gelenden sonra ilk kez yıldırım aşkı yaşayışımdı. Şanslıydım ki espirilerine hiç zorlanmadan gülen ve sözlerini hayranlıkla dinleyen ben de Canan'ın ilgisini çekmiştim.

Aynı gece içinde ilişkilerden şikayet edip sağlıklı güzel bir şey istediğimizi birbirimize itiraf edince sözsüz bir anlaşma gibi ilişkimiz başlamış olmuştu.

Yalnızca bir ay sürmüş bir ilişkiydi. Aşk sandığımız şey en iyi ihtimalle iyi bir arkadaşlık olabilirdi fakat onun için bile birbirimizden sıkılmıştık bu sık sık görüştüğümüz süreçte. Yalnızca ben bunu itiraf etmekte zorlanan taraftım. Hep sıkılınan taraf olunca sıkılmaya hakkım yok sanardım.

Bu sebeple "Arkadaş kalalım," dediğimizde bu ihtimale gerekenden fazla bel bağlamıştım. Şimdi düşününce anlıyordum ki aslında yürümeyen bir ilişkinin hüsranı içimde tüm benliğimi ucuna bağladığım misinayı çekmiş, çekmiş de bir diğer ucu kalbimdeki boşluk hissindeki yaramı kanatarak ve daha da büyüterek çıkmıştı oradan.

Canan samimi olsa da zor hisleri ifade edebilen bir değildi. İlişkimiz süresince ben ona vampir olduğum gerçeğini dahi açmışken - hayır hiçbir zaman ondan beslenmemiştim - Canan bana karşı hislerinin karmaşıklığını hiçbir zaman dile getirememişti. Bunun onun kendini çözememesiyle alakalı olmasından kaynaklandığını anladığım halde ihtiyacım olan şey netlikti. Ona sürekli sormuştum. Bir problem olduğunu anlayıp konuşmaya çalışmıştım. O kaçınıp kaçınıp son anda arkadaş kalmayı önermişti. Ben de yürümediğini söylemek üzere olduğum için üzülmemiştim. Yalnızca hayalini kurduğum artık güvendeyim, bir arayışta olmak zorunda değilim hisleri elimden alındığı için hüsrana uğramıştım, o kadar.

Arkadaş kalmıştık kalmasına ama Canan beni sürekli geçiştiriyordu. Benim çevremde olmaya bu kadar mı katlanamıyor, düşüncesi oluşuyordu kafamda. Üstelik o dönem yalnızdım. Canan bunu çok iyi bir şekilde biliyordu. Hayatımdan bu şekilde çıkmasının beni ne kadar hırpalayacağını umursamıyor gibi davranıyordu.

Bir gün tümden ortadan kayboldu.

Kalbimin bir arkadaşlık vaadi için bile paramparça olabileceğini kanıtladı.

Biliyordum. Onunla ilişkimiz bir boşluğu boşlukla doldurmaktan fazlası değildi. İkimiz de lafta kulağa iyi gelen bir hayale kapılmıştık ama ilk haftasında birbirimizi tanıyınca hiç de kafamızda kurduğumuz gibi olmadığını öğrenmiştik.

Kan Mevsimi - KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin