1.21. İkiyüzlüler

190 22 7
                                    

Karya
🩸💧

Beni korkutmamak için böyle davranan Ruslan, susmamı işaret etti. Sakinleştiğimi görünce ellerini bıraktı. "Karya? Burada ne yapıyorsun sen?"

"Aynısını sana sormalı!" diye karşılık verdim onu burada görmenin şokunu atlamamışken. Konstantin'i görmek beni bu kadar şaşırtmamıştı. "Yabani'nin burada olduğunu bilmiyor musun? Az önce gördüm onu. Yüzünü göremedim ama sesini duydum."

"Biliyorum," dedi. "Ben de duydum. Biliyorum."

"O zaman ikimiz de canımıza susamış olmalıyız."

Hüsranla bir nefes bırakıp arkasına dayandı. "Buraya kendi isteğimle geldiğim söylenemez."

"Seni kaçırdı mı?" diye sordum. Yabani mi, sevgilisi olacak İlay mı, diye soramadım. Az önce gördüklerimle ikisinin de birbirinden kötü olduğuna ikna olmuştum.

"Hayır. Karmaşık bir durum. Buradan gidelim, anlatacağım. Artık her şeyi anlatacağım." Beni kollarımdan tutup sarıldı. "Artık aramızda hiçbir sır kalmayacak." Kulağıma yaklaştırdığı dudaklarının fısıltısı içime bu gece hiç tatmadığım bir his pompaladı. Heyecan. İyi bir heyecan...

Gülümsedim. Onunla gitmeye hazırlandığım sırada Likya'nın elimi tuttuğunu gördüm. Ruslan'ın sırtının arkasında, asık bir suratla bana bakıyor ve sırayı ona vermem için izin istiyordu.

Sebebini anlayamadığım gibi vermek de istemedim. Daha önce isteyebilirdi. Neden şu anı seçmişti ki?

Gidelim, sonra, diye geçirdim içimden.

"Onunla gitmeden önce bilmen gereken şeyler var," dedi soğuk bir sesle. "Ruslan, bizi olduğuna inandırdığı gibi biri değil. İzin ver, göstereyim."

İçime bir şüphe düşürmüştü bir anda. Bu kadar önemli ne olabilir sorusunu, birçok şey olabileceği ihtimali doldurdu. Ruslan'ı tanıyorum dediğim hâli bile yarım yamalaktı. Bir şey varsa, Likya önemli diyorsa, ona güvenecektim.

Elimi ona verdim. Parmaklarıyla ufak bir temasla, Likya kendi anılarını benimle paylaşabildi. Hiçbir söze, uzun uzun anlatmaya gerek kalmamıştı. Saniyeler içinde onun bildiği her şeyi ben de biliyordum artık.

Bir şaşkınlık nidasıyla geri çekildim. Ruslan'ı sert ve temkinli bir şekilde itmiştim bunu yaparken. Göğsüm, bu öğrendiklerimle ne yapacağını bilemez bir panikle inip kalkıyordu.

Nasıl?

Artık yüzüne bakamıyordum. Benden geçmişimi sakladığını biliyorken... Mümkün değildi.

"Ne oldu?" diye sordu bir şey olduğunu anlamış gibi.

Başımı yana çevirdim. "Uzak dur benden!"

Ve ondan olabildiğince uzağa kaçtım.


Likya
💧🩸

3 Yıl Önce

Uçaktan indiğimde hâlen uyku mahmurluğunun pençesindeydim. Valiz sırasına girmeden önce lavaboya uğrayıp yüzümü yıkamanın beni kendime getireceğini düşünmüştüm. Bu şekilde eve kadar gidemezdim.

Sürü hâlinde hareket eden insanlardan ayrılıp tuvalete girdiğimde beyaz, parlak ışık gözlerimi yaktı ve yüzümü buruşturdum. Aynanın karşısında yeni uyanmıştan çok çökmüş görünen bir genç kız buldum.

Kan Mevsimi - KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin