0.9

1.3K 190 105
                                    

Changbin her sabahki gibi uyanmış ve adeta artık annesi olduğu Seungmin'i de iki lokma bir şeyler yesin diye zorlamak adına odasına girmişti. Aynı zamanda Seungmin'e kuzeni Hyunjin ve onun sevgilisi Jeongin'in geleceğini haber verecekti.

Odaya girdiğinde görmeyi beklediği görüntü asla geçen gün eve gelip Seungmin ile kavga eden çocukla - isminden emin değildi ancak zar zor Minho olduğunu anımsıyordu- sarılıp uyuyor oluşunu tahmin edemezdi.

İkili aslında oldukça komik bir durumda yatıyordu, birbirlerine dolamıştılar. Minhonun bedeninin yarısı Seungmin'in üzerindeydi, sol bacağı kenards duran örtünün altındayken sağ bacağı da Seungmin'in bacağının altındaydı Seungmin'in kolları oplanın belinde dururken Minho'nunkiler ise onun omuzlarına sarılıydı.

Changbin göz ucuyla ikiliye bakıp cık cıkladı ve kenara fırlattıkları örtüyü alıp üzerlerine örttü. Ona göre biri neyse diğeri de oydu, ikisi de bu kışın gününde örtünmeden yatacak kadar dikkatsizdiler.

Oğlan geri odadan çıktı ve mutfağa geçerek kahvaltı hazırlamaya başladı. Minho Changbin odadan çıktıktan birkaç dakika sonrası evdeki tıkırtılar yüzünden uyanmak durumunda kalmıştı.

Gözlerini açtığında kafasını kaldırıp etrafına bakınmış ve uyku sersemliğiyle birlikte geri başını Seungmin'in boynuna gömmüştü. Seungmin de kafasını resmen boynuna bırakan Minhoyla birlikte uyanmıştı. O da kafasını geriye atarak tekrar gözlerini kapattı. İkisinin de yataktan kalkası yoktu.

Beş dakika kadar sonra Changbin'in mutfaktan bağırmasina kadar bu sekilde iki çocuk bir şey yapmadan durmuştu. Changbin'in bağırmasıyla birlikte Minho oflayarak Seungmin'in üstünden kalkıp yatağın üstünde oturdu, sersem sersem etrafına bakınıyordu.

Seungmin de yatakta dikleşirken bir yandan gözleri hala kapalıydı. Gecenin üçünde uyudukları için ikisi de bir hayli uykuluydu.

"Her sabah ev arkadaşın böyle bağırır mı?" dedi Minho mırıltı gibi çıkan sesi eşliğinde. Seungmin ise kafasını sallayarak "Kendini annem yerine koyuyor." demişti.

Changbin'in bir daha bağırmasıyla birlikte Seungmin yataktan kalkıp odasındaki banyoya girmişti, Minho da onun arkasından pıtı pıtı yürüyerek peşinden gitti.

İkili birlikte elini yüzünü yıkamıştı ardından Seungmin Minho'ya birkaç parça kıyafet vermiş ve ikisi de üzerlerini değiştirmişti. Daha uzun ve iri olmasından dolayı (minho hasta olduğu için çok zayıf yani aslında seungmin iri değil) Seungmin'in kıyafetleri ona oldukça büyük gelmişti.

"Bu kadar büyük geleceğini tahmin etmemiştim." dedi Seungmin, Minho kendine dolabın kapağındaki aynadan baktı. "O kadar da kötü değil salaş bi tarz işte ne güzel. Yeni tarzlar deniyorum sayende."

Seungmin bununla birlikte gülmüştü, Minho bununla birlikte onu güldürebildiği için sevinmiş ve ister istemez gülümsemişti. Seungmin'i her güldürdüğünde içi böyle garip bir sevgiyle dolup taşıyor sanki çok büyük bir şey başarmış gibi seviniyordu ki aslında Seungmin'i güldürebilmek de büyük bir başarı sayılırdı.

Seungmin oğlana verdiği mavi kazağın kollarını kıvırırken "Minicik gözüküyorsun." demiş ve ardından işini bitirmesiyle Minho'nun yanaklarını sıkmıştı.

"Tatlı. "

Minho yüzünü buruşturarak geri çekildi ve Seungmin'in havada kalan elini iktirdi.

"Bence sen bana aşıksın başka açıklaması olamaz."

"Ne alaka?"

Minho aşırı ciddi bir şeyi açıklıyormuş gibi konuşmaya başladı. "Benimle ilgileniyorsun ve tatlısın diyorsun daha ne olsun?"

one reason to live || 2min Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin