2.3

805 118 53
                                    

"Durumun gittikçe iyiye gidiyor Minho, bu hepimizi sevindiren bir durum. Sanırım artık seni taburcu edebiliriz. Tehlike hala geçmiş değil ancak hastalığın hiç olmadığı kadar geriledi. Haftada bir kere gelirsin rutin kontrollerini yaparız. Yeni ilaçlarını da düzenli bir şekilde içersen bir sorun çıkacağını düşünmüyorum."

Minho doktorunun sözlerini onaylanmıştır. Kadın çıkmadan önce kafasıyla Seungmin'e selam vermiş  odadan ayrılmıştı.

"Bebeğim ben çıkış işlemlerini halledeyim sen toparlanmaya çalış biraz istersen." Sevgilisinin alnından öpmüş ve geri çekilmişti. "Ama sakın kendini yorma tamam mı."

Minho yatağından kalkıp dolabına doğru ilelemiş bir yandan da söyleniyordu "İki üç eşya toplamak beni öldürmez herhalde!"

Seungmin oğlanı tutup kendine doğru çekti ve dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu. "Yasaklı kelime." Minho buna karşın kaşlarını çatıp oğlanı hafifçe iktirmişti. "Ne ara bu kadar çok bana dönüştün sen?"

Seungmin gülümsemiş ve bir kez daha öpüp uzaklaşmıştı. Onun odadan çıkmasıyla birlikte Minho sırıtarak kafasını dolaba yaslamıştı. "Ne yapacağım ben bu çocukla ya."

Elini hızlanmış kalbine götürdü ve birkaç kez düzelmesi için  göğsüne vurdu. Liseli genç kızlar gibi heyecanlanıyordu resmen! İnanilmaz.

"Yongbok, çıkacağız biz yarım saate ne haldesiniz?"

Yongbok evin içindeki hazırlıklara bakıp gülümsedi. Bütün arkadaşları ordan oraya koşuşturuyordu hazırlıklar için.

"Neredeyse her şey bitmek üzere. Seungmin emin misin bu kararından? Bunun dönüşü yok bak."

Seungmin duydukları karşısında gözlerini devirmişti. Belki de daha önce hiç olmadığı kadar emindi.

"Geliriz bir saate."

Ardından telefonu kapattı ve kalan son birkaç belgeyi daha doldurup teslim etti.     Ardından tekrar odaya girdiğinde başta sevgilisini içeride görememiş ve şaşkınlıkla etrafına bakınmıştı.

Bir anda birinin bağırarak sırtına atlamasıyla kafasını arkasına doğru çevirmeye çalıştı. "Napıyorsun deli?"

"Seungminieeeeee çok yoruldum hadi beni eve kadar sırtında taşı."

Seungmin gülerken sırtındaki sevgilisiyle odanın içerisinde koşturmaya başlamıştı. Minho koşan çocuğun sırtına daha sıkı tutunurken yavaşça sırtına vurdu. "Napıyorsun deli?"

sevgilisinin onu taklit etmesiyle gülmüş ve sırtındaki çocukla birlikte yatağa oturmuştu.

"Eskiden beni yormamak için canın çıkana kadar dağ taş yürürdün. Şimdi sırtıma atlıyorsun."

"O seni kendime aşık etmeden önceydi. Artık beni sevdiğine göre istediğimi yapabilirim."

Koala gibi yapıştığı çocuğun sırtından ayrılmış ve üzerine doğru yaklaşmıştı. "Seungminie..."

"Ne oldu bebeğim?"

Minho sevgilisinin üzerine doğru ilerlerken bir yandan da sırıtıyordu. Sevgilisinin kucağına çıkıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "Hadi bu odaya güzel anılarla veda edelim."

Seungmin'in kaşları çatılırken üzerindeki sevgilisini iktirdi. "Yuh Minho hastanedeyiz."

"Ay ne yapayım Seungmin aylardır hastanedeyiz farkındaysan?"

"Sana bir şey olmuş enerjin yerine gelince bir azıtmışsın sen."

Minho geriye yatağa doğru yaslanırken gülmüştü. "Sen gerçek benle daha yeni tanışıyorsun güzelim. Aklın yerinden oynayacak daha bekle bakalım."

one reason to live || 2min Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin