1.4

1.1K 142 70
                                    

Seungmin mutfak masasına oturmuş bir şekilde beklerken Minho ise buzdolabının üzerindeki magnetlere bakarak yemeği nerden söyleyeceklerine karar vermeye çalışıyordu. Dolaptan pizza ve hamburgercinin magnetini alıp sevgilisinin önüne koydu. "Hangisini söyleyelim?"

Seungmin bir süre önündeki magnetlere baktı ama karar verememişti bir türlü. "Dışarıdan söylemesek de olur evde de bir şeyler yapabiliriz."

Minho Seungmin'in dediğine gülmüştü, Seungmin pek yemek yapmayı bilen birine benzemiyordu. Genelde işlerini hep Changbin'e hallettirirdi hatta. "Sen yemek yapmayı bilmiyorsun ama."

Seungmin omzunu silkmiş ve "Olabilir ama sana yardım ederim işte." demişti. "Hem zaten sağlığın için dışardan yememelisin."

Minho ayağa kalkarak buzdolabına gitmiş ve açarak içinde neler var diye bakmaya başlamıştı. Seungmin haklıydı, doktoru dışardan yemek yememesi için onu tembihlemişti.

Evin içinde yankılanan zille oğlan buzdolabını kapatıp kapıyı açmaya gitmişti. Seungmin de masanın üzerindeki kurabiyelerden birini almıştı. Ev tatlıcı gibiydi. Yongbok tatlı yapmayı çok sevdiği için sürekli tatlı yapardı bu yüzden de evin her bir köşesinden binbir çeşit tatlı çıkardı.

Minho'nun kapıyı açmasıyla "Şükür ağaç oldum kapıda." diye söylenerek içeri bir adet küçük sincap yani Jisung girmişti. Elinde ise koca koca poşetler vardı.

Oğlan çoktan içeri girmiş olmasına rağmen Minho ona "Hoş geldin." diye bağırmıştı.

Jisung mutfağa girdiğinde masada oturmuş kurabiyesini kemiren Seungmin'i görmüş ve gülümsemişti. "Oo sen de mi burdaydan yakışıklı?"

"Selam Jisung."  dedi Seungmin ona el sallarken. Jisung ise elindeki poşetleri masanın üzerine bırakmış ve içindeki kapları çıkarmaya başlamıştı. "Annem size yemek yaptı Minho hyung."

Minho da tekrar mutfağa girmesiyle hemen teyzesinden gelen yemeklere bakmaya koyulmuştu. Seungmin de aç olduğu için heyecanla sevgilisinin yanına sokulup neler olduğuna bakmaya çalışıyordu.

Çokça yemek seçen biri olduğu için genelde toplu yenilen yemeklerde aç kalırdı. Bunu önlemek için neler olduğuna bakmaya karar vermişti eğer yiyebileceği bir şey yoksa Minhoyla birlikte dışarı çıkmayı teklif edecekti.

Neyse ki yiyebileceği bir şeyler görmüştü. Dışarı çıkmak zorunda kalmayacağı için mutlu oldu. Çokça üşenmişti bunun için.

"Yongbok nerde?"  dedi tek tek tüm yemek kaplarını inceleyen Minho ve Seungmin'e Jisung.

"Yukarıda Chris ile birlikte." diye cevapladı Minho onu. "İyi." dedi Jisung. "Siz yakışıklıyla sofrayı kurun ben ikisini çağırıp geliyorum." ardından ise koşarak merdivenlere çıkmaya başlamıştı.

Minho kuzenine gözlerini devirmiş ve dolaptan tabak çıkarıp herkes için birer tane masaya koymuştu. Ardından ise servis tabakları çıkararak teyzesinin gönderdiği yemekleri onların içerisine koymuştu. Seungmin de kaşık ve chopstickleri masaya koymuştu. Sonra da Minho'nun tabaklara koyduğu yemekleri masasına koymuşlardı.

Masa hazırlanmış Yongbok ve Chris de yemek için aşağı inmişlerdi. Seungmin ikisiyle de göz temasından kaçınırken Minho bunu farkedip sırıtmış Jisung ise konuya tam olarak fransız kalmış bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Hepsi masaya dizilmişlerdi. En başta jisung, bir tarafta Minho Seungmin ikilisi ve diğer tarafta da Yongbok Chris ikilisi oturuyordu.

Seungmin kafasını masaya eğmiş karşısında duran Yongbok'a bakmaktan kaçınıyor Yongbok ise gördüğü görüntülerin verdiği şaşkınlığı daha üzerinden atamamış bir şekilde ne yapacağını bilemiyordu.

one reason to live || 2min Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin