Minho gözlerini açtığında sevgilisinin kollarında olmanın huzurunu hissetmişti. Çektiği uykunun güzelliği ise bu huzurun bir diğer kanıtı olabilirdi.
Yanı başında uyuyan oğlana baktığında tekrar gözlerinin dolduğunu hissetti. Biraz duygusal bir dönemden geçiyordu, anlayabileceğinizi umuyorum.
Seungmin ise oğlanın ağlayacağını hissetmiş gibi aniden uyanmıştı. Sevgilisine baktığında dolu gözlerini görmesiyle kaşları çatıldı.
"Bir şey mi oldu bebeğim?"
Minho kafasını olumsuz anlamda salladı. Bir şey olmamıştı, sorun da olmamasıydı. Eğer olsaydı o bu kadar üzgün olmayacaktı. Sadece tüm bunları bırakıp gidecek olma düşüncesi oldukça zordu.
"Sana yüz sebep veremeyecek olmak beni üzüyor."
Seungmin gülümsedi. O da sevgilisi gibi dikleşip oturan bir pozisyona gelmişti. Oğlana yaklaşıp dudağına küçük bir buse kondurmuştu Seungmin. "Yüz sebebe ihtiyacım yok, yaşamak için tek bir sebep bana yetiyor."
Minho gülümsemiş ve karşısındaki oğlana sarılmıştı sıkıca. "Umarım o sebep benimdir."
Seungmin de sarılmasına karşılık verirken kulağına yaklaşıp fısıldadı. "Hayır kıymalı börek." Minho gülerken geriye çekilmiş ve oğlana yumruk atmıştı. Seungmin ise buna karşın omzunu tutup Minho'nun üzerine doğru bıraktı kendini. "Canım yanıyor... doktor yardım edin öleceğim!"
Minho gözlerini devirdi ve onu üzerinden iktirdi. "Kalk ve gidip bana kahve al. Kahvem geldi."
Seungmin aniden ayağa kalkmış ve asker selamı vererek "Baş üstüne komutanım." demişti.
Minho ise eliyle ona kış kış yaparak tekrar yatağa girmişti. Seungmin koşar adımlarla odadan çıkıp sevgilisinin ona verdiği görevi yerine getirmek için hastane koridorlarında yürüyordu.
Kuzeni ve onun biricik sevgilisini görmesiyle duraksadı, yanlarına doğru yaklaşırken "Hyunjin diye seslenmişti." Oğlan ve sevgilisi birlikte Seungmin'e dönerken Jeongin bir çırpıda yanına gelip ona sarılmıştı.
"Naber Seungmin, bir sıkıntın yok umarım."
Seungmin kafasını olumsuz anlamda salladı. "Yok sevgilim burada kalıyor onun için geldim, sizin ne işiniz var burda?"
"Bayan Hwangı görmeye geldik." dedi oğlan. Kolunu Seungmin'in omzuna atmış sevgilisine doğru ikisi birlikte yürüyordu. Hyunjin de söze atıldı. "Annemle kahvaltı edecektik ama sabah kontrolü yapması gereken son bir hasta varmış onu bekliyoruz."
"Anladım." dedi Seungmin. "Demek meşhur sevgilin burda, bizi onunla tanıştırmayacak mısın?"
Seungmin omzunu silkti. Çok da umursadığı bir durum değildi. "İstiyorsan tanıştırırım." Hyunjin gülümseyerek kafasını salladı. "Tabiki isterim."
Seungmin onlara beklemelerini söyleyerek biraz ilerideki otomattan kahve alıp geri yanlarına döndü ve üçü birlikte Minho'nun yanına döndüler.
Seungmin kapıyı açıp içeri geçtiğinde içeride doktorun olduğunu gördü, önlüklü kadının yüzü gözükmezken sadece saçları gözüküyordu bu açıdan. Oğlan onları rahatsız etmeden bir kenardan içeri geçerken Hyunjin sevgilisinin kolunu tutarak durdurdu. "Annem içeride." demişti sadece Jeongin'in duyabileceği bir sesle.
Jeongin'in gözleri şaşkınlıkla açılırken. "Ne?" diyebildi. sadece. Seungmin ve teyzesi birbiriyle pek iyi anlaşamazdı. Hyunjin bir aile kaosunun daha kapıda olduğunu hissederek içeri girdi. Sevgilisi de onun peşinden girmişti.
Seungmin odaya girdiğinde gördüğü sima ile kaşlarını çattı. Kendince söylendi. Kore üzerinde milyon tane doktor vardı ve o gidip teyzesini mi bulmuştu.
Kadın da aynı şekilde Yeğenini gördüğünde şaşkınla ona baktı. Ancak bu duruma aldırış etmeden Minho'ya yaptığı bilgilendirmelere devam etti.
"Bunu yapmaktan oldukça kaçtım ancak artık kemoterapi şart görünüyor. " dedi kadın Minho ise olumlu anlamda kafasını salladı. O da bu durumun olacağı gerçeğinden kaçmıştı ancak eninde sonunda onu bulmuştu.
Kadın kendine dikkat et diyerek odadan çıkarken Minho elinde kahve ile dönen sevgilisine baktı. "Kahve tohumlarını yeniden öğüttün heralde Seungmin." Kapının kenarında duran iki genç dikkatini çektiğinde ise susmuştu. Seungmin kahveyi Minho'nun yanı başındaki masaya bıraktı ve ikiliyi gösterdi. "Bu Hyunjin diğeri de sevgilisi Jeongin. Hyunjin kuzenim biliyorsun seninle tanışmak istediler siz tanışın benim bir işim var hemen geliyorum."
Minho yeni tanıştığı kişilerle onu yanyana bırakan sevgilisine öldürücü bakışlar atsa da Seungmin ona bakmadan çoktan odadan çıkmıştı bile.
"Selam." dedi Hyunjin eli havadayken. Minho da ona aynı şekilde selam vermişti. "Ben Hyunjin, Seungmin'in kuzeni. Bu da Jeongin sevgilim. Ve doktorun da annem yani Seungmin'in teyzesi."
Minho kafasını anladım dercesine sallarken sevgilisinin de niye koşarak çıktığını anlayabilmişti. Seungmin aile ilişkilerinden biraz bahsetmişti ve teyzesiyle pek anlaşamadıklarını da biliyordu.
Jeongin sevgilisinin omzuna vurarak önüne geçti ve Minho'nun yanına geçti. "Çocuğu sıkıcı aile bilgilerinizle sıkıyorsun Hyunjin."
"Selam Minho, Seungmin senden çok bahsetti. Seninle tanışmak gerçekten tam bir onur. Seungmin'in kalbini çalmayı başarmış kişi gerçekten dünyanın en mükemmel insanı olmalı. Bu arada geçmiş olsun umarım hemen iyileşirsin."
Jeongin ard arda cümlelerini sıralarken Minho gülümsemişti. Sonunda dedi kendi kendine sonunda şu çocuğun arkadaşları arasında sıcak kanlı biri.
Seungmin odadan çıkan teyzesinin arkasından ilerlerken ona seslenmek için içerisinde bir savaş veriyordu. Teyze kelimesini söylemek neden bu kadar zor diye düşündü.
"Teyze, bekle."
Kadın arkasını döndü, en son beş altı yıl önce görmüştü bu oğlanı, değişmişti. Oldukça kilo vermiş ve aynı zamanda da uzamıştı.
"Seungmin, nasılsın tatlım?"
Oğlan gözlerini devirdi, hoş beş muhabbet için seslenmemişti ona.
"Bana ne yaparsam beni affedersin demiştin hatırlıyor musun?"
"Elbette."
"Onu iyileştir ne pahasına olursa olsun iyileştir. Eğer bunu başarırsan seni affedeceğim."
asiri kisa bi BOLUM UZGUNUM AMA GECIS BOLUMU BU YANI TAMAM MI.
seviom sizi yorum yapin gotunuzu isiririm yoksa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one reason to live || 2min
Fanfictionİntihar düşünceleriyle boğuşan Seungmin yaşamak için elinden gelen her şeyi yapan kanser hastası Lee Minho ile tanışır. Seungmin, hayata tutunmak için büyük uğraşlar sergileyen bu gencin kendisinin hayata tutunma sebebi olacağından habersizdir. iki...