Yürüdü, yürüdükçe hisleri arşa çıktı. Kalbinin ne kadar hızlandığını fark etti. Bulmuştu, cevaptan birkaç adım uzaktı sadece...
Sarı saçları uçuşurken çocuk parkında öylece oturan o kıza baktı, ağlıyor muydu?
Sosyal medya son zamanlarda her şeyi çözüyordu, kullanmayı bıraktığı hesabına birkaç mesaj atması yeterli olmuştu. Kullanmayı bıraksa da gördüğü mesajlar onu Dolunay'ın istediği yere getirmeye yetmişti.
Hava ılıktı, çocuklar parkta çığlık ata ata birbirlerini kovalıyordu. Genç kız bakışlarını oradan çekmiyordu.
Gitti, yaklaştıkça gizem arttı. Bankın arkadında durup Yeliz'in omzuna dokundu. Yeliz refleksif olarak arkasına dönünce gördüğü yabancı yüzle duraksadı. Dolunay içini rahatlamak için gülümsedi ve "Ben Dolunay, konuşmuştuk." dedi. Yeliz kafasını olumlu anlamda hızlıca salladı. "Bu kadar çabuk beklemiyordum."
Yeliz gergindi, Dolunay yavaş adımlarla bankın ön tarafına yürüyüp yanına otururken onu nelerin beklediğini düşündü. Kendini hazırlamaya çalıştı, farklı bir cevap alamazsa her şey biterdi.
"Asır'la alakalı olduğunu söylemiştin. Seni tanımıyorum, Asır'ı nereden tanıyorsun?" dedi Yeliz anlamaya çalışarak. Dolunay düşündü, herkesten uzaklaşan bu kızın Asır'ın öldüğünden haberi var mıydı?
"Abini tanıyorum. Bir sorun var, sana ihtiyacımız var."
Yeliz şaşırdı, abisinin fazla kız arkadaşı yoktu. Yoksa Meltem'le ayrılmış mıydı?
"Ne gibi bir sorun?"
Dolunay derin bir nefes aldı. Abisinin katil olduğunu ona söyleyemezdi, üstü kapalı bir şekilde sormalıydı. Asır'ın öldüğünü de bilmediğinden neredeyse emindi, bir şeylerin artık aydınlatılması gerekiyordu.
"Asır öldü." dedi birden. Dolunay'ın dudaklarından çıkan iki sözcük Yeliz'in üstüne koca bir bina gibi yıkıldı. Duyduğu şeyle Dolunay'ın suratına bakakalan Yeliz yanlış duymuş olmayı diledi. "N-ne..?" Yeliz sesinin titremesini engelleyememişti.
"Bu gerçeği sana hafifleterek söyleyemem. Ölümün hafifletilecek bir yanı yok, Asır iki hafta önce öldü."
Yeliz'in dolan gözlerinden inci tanesi gibi dökülmeye başlayan yaşlar fırtına başlangıcı gibiydi. "Nasıl?"
Yeliz hıçkırarak ağlamaya ve sorular sormaya devam etti. Dolunay tepkisini dikkatle inceledi, Asır'a çok önem veriyor olmalıydı. Bu durumda Asır'ın bir suçlu olması akla mantığa sığmazdı.
İçi ürperdi, Asır bir suçlu değilse...
"Özür dilerim, acını yaşamana müsade etmem gerekiyor ama bazı sorulara cevap vermen gerekiyor."
Yeliz yanaklarından akan yaşları sildi, birden modu değişmişti. Dolunay bu değişime şaşkınlıkla baktı. Asır suçlu değilse bile bu işin içinde başka şeyler vardı. Anladıkları ellerinin buz kesmesine sebep oldu.
Ona ağlamamak için hala kendini tutarak beklentiyle bakan Yeliz'e döndü. "Tecavüze uğramadın, değil mi?" dedi buz gibi soğuk hissettiren ses tonuyla. Yeliz günün ikinci şaşkınlığını yaşadı, dudakları hafifçe aralandı. Zorlukla nefesini dışarı verdi. Karşındaki yabancı bu sonuca nasıl ulaşmıştı?
"Asır'ın ölümüyle bunun ne ilgisi var?" dedi sorudan kaçarak. Cevabını alan Dolunay dengesini sağlayamamaktan korkarak banka yaslandı. Her şey bitmişti, kaybetmişti...İstediği cevap değildi elde ettiği.
"Bilmek istiyorsan bilmem gerek, Asır'la aranda ne gibi bir ilişki vardı?"
Yeliz oturduğu yere iyice sindi, onun için de bir kırılma noktasıydı. Abisinin arkadaşı olduğunu söyleyen bu yabancıya gerçeği anlatamazdı. Abisinin öğrenmemesi için elinden geleni yapmıştı. Ama...abisinden uzaktaydı. Herkesten, her şeyden uzaktaydı. Bir zamanlar çok sevdiği adamın öldüğünü öğrenmişti, eli karnına gitti. Ne yapacaktı?
"Asır sevgilimdi." dedi yargılanmaktan korkarcasına. Dolunay dinlerken çok başka yerlere gitti kafası. Korkunç bir his Yeliz ayrıntı verdikçe zihnini kemirecekti. Korkarak dinlemeye devam etti.
"İlişkimiz gizliydi, abim onu sevmediğinden gizli tutmaya karar vermiştim. Onaylamayacağından çekinmiştim."
Buraya kadar olan kısmı normaldi, sonrası çok daha korkutucuydu...
"Hamile olduğumu öğrendim..." dedi ve yutkundu Yeliz. O anları bir kez daha yaşar gibi olmuştu. Nefesi kesildi, tekrar ağlamaya başladı. "Asır'a söyledim, o şerefsizse karşılığında beni terk etti. Gitmeden önce başımın çaresine bakmam gerektiğini, böyle bir şeye hazır olmadığını söyledi."
Dolunay hikayeyi sessizce dinlemeye devam etti, bütün zihni durmuştu. Hisler mantığını engelledi. Öylece durdu.
Yeliz dudağını ısırdı. "Hamile olduğumu aileme söyleyemezdim, evlatlıktan bile reddedilirdim. Bu yüzden bir şey yaptım..."
Duraksadıktan sonra devam etti. "Asır'la bütün mesajlarımızı sildim, onun telefonunu da bir şekilde alıp ondan da sildim. Ölü gibi dolandığım iki hafta sonrası ailem beni terapistlere götürdü. Kötü bir insanım biliyorum, çoğu roldü ama üzüntüm gerçekti. Suç duyurusunda bulunduk, göremediğim birinin bana tecavüz ettiği yalanını söyledim. Asır'ın şüpheli olarak alınacağını biliyordum, arama kayıtlarının tamamını silmemiştim çünkü. Ceza çeksin istedim ama suçlu görünmesini de istemedim, annemden hamileliğimi gizlesem de o çocuğu düşürme girişimlerimden haberdar olup beni hastaneye götürdü. DNA testine zorlandım."
Artık daha çok ağlıyordu, pişmandı çünkü. Dolunay da ağlamaya başladı. Ne yapıyordu? Ne için çabalıyordu?
"Hastanedekilere rüşvet verip test sonuçlarını onlardan aldım. Sahte sonuçlar çıkarmalarını istedim. Şüphelilerden hiçbiri ile DNA'mın uymadığını gösteriyordu sonuçlar."
Yeliz kafasını iki yana salladı, kendi aptallığına gülüyordu. Bebeğini düşürmek istemişti, Asır'ı şüpheli durumuna düşürmeden önce bunu denemişti ama ilaç alerjisi yüzünden yapamamıştı. Neredeyse ölecek gibi hissediyorken zorlukla içtiği ilaçları kusmuştu.
Ama o kadar çabaya rağmen hayata tutunan bebeği bir hafta önce düşmüştü...
"Asır'a çok öfkeliydim, mantıklı düşünemedim. Yapmamam gereken bir şey yaptım. Asır'la bir daha asla konuşamadım, bir tek düşürmeye çalışıp başaramadığım bebeğim kalmıştı benimle. Onu da kaybettim."
Kendini kaybetmiş gibi ağlıyordu. Yaşlarını defalarca silse de yerini yenisi dolduruyordu. "Ondan nefret etsem de ona köpek gibi aşıktım. En azından nefes aldığını biliyordum. Artık nefes de almıyor..."
Dolunay Yeliz'i yargılamak istedi ama yargılayamadı. Psikolojik sorunları var gibiydi, bu sebeple onu yargılayacak durumda değildi.
Bir şey söyleyemedi, bütün gerçeği öğrendikten sonra bütün vücudunu kaplayan kara bulutlar nefesini zorlaştırdı. Korku bütün bedenini kapladı, Asır suçsuzsa Özgür'ü engelleyemezdi...
Özgür gidecekti, teslim olacaktı. Ona gerçeği söylerse her şey bitecekti!
Yapamazdı...kaybedemezdi onu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gördüm Seni~texting~
Short Storyanon123: Gördüm seni anon123: Biliyor mu sevgilin? ozgurasil: Neyi? anon123: Abisini öldürdüğünü?