Uyarı: Bu bölüm vahşet ögesi ve kan içermektedir. Rahatsız olacaklar okumasın lütfen.
İyi okumalar...
****
Gecenin karanlığında daha ışığı sönmemiş, yanmaya devam eden ateşe doğru ilerlerken gözleri ateşin etrafındaki bedenleri hızlıca seçti: Özgür, Tuğra ve Asır.
İçiyorlardı, Tuğra'nın söz verdiği gibi. Genç kız ağaçların arasında öylece beklerken ne yapacağını düşündü, gözü kararmıştı. İnsanlığını kaybetmişti, siyahlara bürünmüş bir şekilde onları izlerken düşünceler zihninde birbirine girmişti.
Her şeyi yapardı, yeter ki bir şansı olsun.
Onu katil olduğuna bile inandırırdı, yeter ki o kızı uzaklaştırsın kendinden.
Dakikalar birbirini kovaladı, ilk pes eden Tuğra olmuştu. Yere boylu boyunca uzanan Tuğra'nın tamamen daldığını gören Dolunay "Bir." diye fısıldadı. İkincisinin Özgür olması gerekiyordu. Çünkü Asır'ın yüzünü görmesini istiyordu, o bir suçluydu. Bu yüzden yapacağı şeyden pişmanlık duymayacaktı. Bir taşla üç kuş vuracaktı. Asır yanlış bir şey yapmıştı, çok kötü bir şey yapmıştı. Bu gerçeği öğrendiği anda onun harekete geçiş sebebi olmuştu.
Hem bir tecavüzcüye cezasını verip hem Özgür'ü bir şekilde kendine yakınlaştıracak hem de Meltem'in ondan tamamen kopmasını sağlayacaktı. Tuğra'nın yurt dışından getirttiği ve illegal şekilde ticaretini yaptığı yeni nesil içkiler de yapacaklarının sonsuza dek karanlıkta kalmasına sebep olacaktı.
Plan belliydi, uygularken her şeyi göz önünde bulundurmalıydı.
Ellerinin titremesi onu iyi bir insan yapar mıydı?
Tuğra'yı bir nevi tehdit etmesi onu kötü bir insan yapar mıydı? En azından Tuğra bilmiyordu, planladığı hiçbir şeyden haberi yoktu.
Yalnız yaşadığı bir okyanusta bir ışık istiyordu, o ışık yoksa yaşamanın bir anlamı yoktu onun için. O, olmayacaksa her şey anlamsızdı.
Yaraların acıdıkça uyuştuğu bir yalandı, onu hep aynı şekilde acıtıyordu sevdiği adamın başkasını sevmesi. Bu sevginin önüne geçmeliydi, başka bir yolu kalmamıştı.
Düşünmedi, bahanesini bulduğu an bir dakika bile beklemedi. Tuğra'yı aradı, Özgür'le zaman geçirmek istediğini söyleyip içkileri kullanmaya zorladı. Özgür'le zaman geçirmek için yaptığı doğruydu ama bu uzun zamanlı hedefiydi, kısa süreli hedefi tahmin edilemezdi.
Eline bir silah bile almadan gelmişti ormana, ne yapmaya çalıştığını kendisi de bilmiyordu. Özgür de uykuya daldığında ağaçların arasından çıktı ve kulübeye ilerledi. Asır'ın Özgür'e ne anlattığını bilmiyordu ama Özgür'ün bunları hatırlayamayacak kadar sarhoş olmasını diliyordu.
Kendini ele veremezdi, başka çaresi yoktu. Üç yıl boyunca sebepsizce koşmaktan yorulmuştu, bir amacı olanların hedefini yok etmeliydi.
Kulübenin arkasında yerde uzanan bedenlere baktı, eline aldığı küçük bir taş parçasını dikkat çekmesi için karşıdaki az önce bulunduğu ağaçlığa fırlattı. Dalgın gözlerle ateşi izleyen Asır sesi duyduğunda ayağa kalktı ve arkasını döndü.
Bu bir fırsattı, koşarak Tuğra'nın oturduğu kütüğün yanındaki bıçağı aldı. Ateşin etrafındaki büyük taşlardan birini de sol eline aldığında kalbinin sesini kulaklarından duyuyordu. Heyecanının sebebi bir can alacak olması değildi, onunla bir ihtimalinin olması gerçeğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gördüm Seni~texting~
Short Storyanon123: Gördüm seni anon123: Biliyor mu sevgilin? ozgurasil: Neyi? anon123: Abisini öldürdüğünü?