İyi okumalar gökkuşağı ailesi 🏳️🌈♾
Zaman dolmuş ama Oğuz ortalarda gözükmüyordu. 10 dakika geçti yine yoktu. Melisa mesaj attı, Aykut aradı ama Oğuz ortalarda görünmüyordu. Elini kalbine attı, acıyla kıvranan kalbini sıkıca sıktı. Gözlerinden geçen bir çok duygu, kalbinde hiss ettiği acı isimleri o kadar çoktu ki, hangisi daha ağır basıyor bilmiyordu. Hayal kırıklığı, gitme korkusu, görememe ve bir sürü acı.
Biraz daha bekleyeyim söyleye söyleye neredeyse iki saati doldurmuş kalkmaya hazırlanıyordu. Gözlerini elinin tersiyle silip ayağa kalktı. Kasaya yaklaşıp hesabı ödediğin de kadın "iyimisiniz beyefendi?" Diye sordu. Alp başını aşağı yukarı sallamakla yetindi. Arkasını dönüp çıkacakken kapıda nefessiz kalmış, kafasından akan kanı ve üstü dağılmış sevdiğini beklemiyordu.
Oğuz gülümseyip "geciktim Üzgünüm" deyip kapıdan kolunu çekip Alpe adımlayacakken yere düştü. Herkes ayağa kalkıp yardıma koşarken Alp hala kendine gelemiyordu. Kendine gelip yere tutunup kalkmaya çalışan Oğuzu hemen kucağına aldı. Oğuzun gözleri kaysada "Seni beklettiğim için özür dilerim Alp" söyleyip kollarını boynuna sıkıca dolayıp kokusunu derin derin içine çekti. "Kokun olmadan yaşamak, ne kadarda zordu" deyip kapattı gözlerini.
Alp Oğuzun gözlerinin kapanmasıyla yıllar önce yaşadıkları geçti gözünün önünden yine kaybetme korkusu içini parçalıyordu. "Sürme gözlüm, hadi aç gözlerini" sesi fısıltı gibi çıkıyordu.
Doktor odadan çıktıktan sonra "Merak etmeyin sadece baygın, beyin kanaması yok, bir kaç saate kendisine gelir, geçmiş olsun" deyip yanından ayrıldı. Alp odaya girip Oğuzun yanına oturdu elini sıkıca tutup kokusunu çekerek öptü. Bu hastanede ilk kez terk edilmişti. Geride kalmak, aynı günde kalmak nasıl zor birşey di. Yalnız yaşayanlar anlardı.
Saçlarına dokundu, kazınmış saçları çıkmaya başlıyordu. Yüzüne indirdi yavaş haraket edip yıllardır dokunmadığı teni, hatıralarından farklı olan teni bir süre sevdi, göz altlarında morlukların ona hiç yakışmadığını düşündü.
Oğuz gözlerini beyaz odaya açtı. Işığa alışana kadar gözlerini kısıp etrafına bakındı. Sol yanında başı tutunduğu ele yaslanmış adama baktı, 'yine üzdün onu' dedi iç sesi, evet yine üzmüştü.
Kısık sesle "öz.." demeye çalıştı, Alp duyduğu sesle hemen başını kaldırıp gece siyahı olan gözlerini Ela gözlere dikti. Oğuz yutkunup "özür dilerim" diye tamamladı sözlerini. Alp gözlerini yumup açtı sesini bulmaya çalışıyordu. Kısık sesle "özür dileyecek bir yapmadın Ela gözlüm, yeniden gördüm ya şu bal gözlerini sildi bütün kötü anıları" eğilip saçlarına öpücük kondurarak.
Oğuz yanını gösterip "gelsene yanıma" dedi. Alp "Hayır" dedi Oğuz üzüntüyle gözlerini kaçırdı. 'Nasıl yüzsüz insansın be oğlum, adam nasıl unutsun bir anda olanları' iç sesi haklıydı, sildi demekle hemen silinmez ki 2 yıl, ama bende acı çektim hemde yalnızdım ben, kimsesizdim.
Alp elini Oğuzun çenesine dokundurup kendine döndürdü. "Kaçırma hemen, doldurma güzel gözlerini. Doktora uyandığını söyleyip sonra sana bakması için getirmem gerekiyor, sonra gelirim yatarım yanına" deyip öptü kaşının üstündeki banttan. Oğuz bırakmadı elini "sonra söylersin hala uykum var gelde uyuyayım uzun zaman sonra" dedi.
Oğuz kenara kayıp yer açtı sevdiği adama, Alp uzandı kırmaktan korkar gibi usluca yanına. Aslında eskiden olsa sığmayacaklardı küçücük hastane yatağına, şimdi ikiside rahatsız olmadan, yanyana uzanıyordu. Oğuz kaldırdı kafasını "yastık sert sanki" dedi masumca, Alp kolunu uzatıp Oğuzun kafasını koluna yasladı. Ikiside aynı anda derince nefes alıp, kapattılar gözlerini. Alp biraz daha kendine çekip diğer kolunuda sardı omzuna, döndü yana artık Oğuzun başı Alpin göğsüne yaslanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK VE NEFRET
Teen Fictionintikam duygusu ile dolup-taşan Alp Akın ailesini öldürenlerden hesabını soracağına ant içer. Peki hayat ona yine başka bir oyun oynarsa, nefreti aşka dönüşürse? nefreti mi seçer aşkımı?