bölüm 24

49 4 0
                                    

Oğuzdan

O kadar mutluydum bu günlerde, çok korkuyordum birşeyler olacak ve ben yine hayata küseceğim deye.

Alp hayatımın aşkıydı. Bir insan ne kadar seve bilirse ondan kat be kat çok seviyordum. Oda seviyordu ve bunu yansıtıyordu da. Onun üzülmesine dayanamıyordum, ağladığında hatta mutluluktan bile olsa gözünden yaş düşmesinden nefret ediyordum. Annemden sonra ilk kez birini bu denli seviyordum.

Yüzümden hiç silmediğim  sahte gülümseme yerine artık gerçek gülümseme vardı. Şirkete hiç gitmek istemiyordum ama bu günde gitmesem babamın gözüne batardım. Erkenden uyanıp güzelce hazırlandım ve yemek yeyip çıktım evden. Şirkette olmayı aslında sevmiyordum ama Alp olduğu için daha çok sevmeye başlamıştım.

Şirkete girdiğimde herkesin daire şekilde toplandığını gördüğümde merak edip yaklaştım. Babam bağırıyordu ve Alp gülüyordu. Yara yara geçtim herkesi korkuyorum babamla Alpi karşı karşıya görmekten deli gibi korkuyordum. Ayaklarım duyduğum şeyle yere yapıştı. 'Babami ve annemi öldürmesinden davacıyım' demişti. Babam arkaya doğru gelip bana çarptı ve çekildiğinde Alple göz göze geldik. Yüzünde ki gülümseme yerini üzüntüye vermişti. Dizlerim titriyordu gözlerim bulanmıştı yaştan. Başım döndüğünden yerimde afalladım. Alp hemen koşup tuttu belimden. Yaşlar süzülürken Durunun getirdi sudan bana içirdi. Elimden destek alıp ayaklandım ama hala Alp beni tutuyordu. Alpi tüm gücümle ittim ve söyleme korktuğum hatta düşünmeye bile korktuğum söz çıktı ağzımdan "iyi eğlendin mi bari" dedim.

Beni sevmiyordu babamdan intikam almak içinmi bana yaklaşmıştı. Melisa gözleri dolu bana başıyla hayır dedi.

"Melisa sen nasıl hissettin abin benle oynarken, Melih sen?" Dedim. Artık gülüyordum ama gözlerim isyan bayrağını çekmişti bir kere durmazlardı. Alpi alkışladım. "Oyuncularımıza alkış alalım, herkes alkışlasın" dediğimde korkanlar alkışlamaya başladı.

"Hayır, hayır Oğuz bak senle eğlenmedim lütfen beni dinle, bak yemin ederim seni hiç bir zaman intikamın içinde görmedim."

"Alp bey Alp bey size yakışmıyor ama böyle yalanlar siz yalan sevmezsiniz ah aklıma geldi senin hayatıma girişin bile yalanmış" dedim.

"Oğuz izin ver açıklayayım, yalvaririm konuşmama müsade et"

"Geç kaldınız, dönmemek üzre otobüs kalktı" deyip insanları yararak geçtim. Alp ismimi bağrıp peşimden  geliyordu. Koşarak çıktım şirketten onu görmek istemiyorum. Yola çıkmamla bir ses geldi. Yere düştüğümde gökyüzüne baktım. Ben şimdiye kadar hiç bakmamışmiydim gökyüzüne ne kadarda güzel. Alp yanıma gelip dizlerinin üstüne çöktü.

"Oğuz, yalvaririm uyanık kal, YARDIM EDIN. BIRINIZ AMBULANSI ARASIN"

"Alp neden bu gün bana bu kadar yalvarıyorsun"

"Kendini yorma sevgilim Allah belami versin. NEREDE KALDI BU AMBULANS" çok ağlıyordu. Bağıra bağıra ağlıyordu. Elimi uzattım gözlerini silmek için ama hiç gücüm kalmamıştı. Son kez derinden nefes alıp konuştum.

"Keşke söyleseydin bana herşeyi, affederdim, yanında olurdum. Özür dilerim Alp seninle böyle tanıştığım için" ve Alpin "hayır sevgilim hayır" sözlerini zorla duydum. Gözlerim kapandı ve heryer simsiyah oldu.

Alpten

Oğuzu karşımda görmeyi planlamiyordum. Söyleyecektim yada herşeyi duyacaktı ama böyle değil işte. Onunla eğlendiğimi düşünüyor hatta intikam için yanında durduğumu.

Koşuyordu bende arkasından herşey 1 dakika içinde olmuştu. Oğuza araba çarpmıştı ve yerde öylesine yatıyordu.

Kalbim hiç bukadar parçalamamıştı. Onun hissettiği bütün acıları bütün vücudumda, kalbimde hiss ediyordum.

Söylediği son sözler aklımda çıkmıyordu. Benden özür diliyordu böyle tanışmayı ama biz seçmemiştik.

Gözlerini kapattığından deli gibi korkuyordum birdaha gözlerini göremezsem, aşık olduğum elâları görmesem yaşaya bilirmiyim.

Ambülans geldiğinde hemen bindirip bende yanına oturdum.

Hastaneye vardığımızda doctor "çok kan kaybetmiş, başından darbe almış hemen ameliyathaneyi hazırlayın ve bana hemen kan bulun" diye bağırdı. Bende koşuyordum yanlarında ama beni hemşire engelleyip buraya olmaz deyip içeri girdi.

Üç saattir içerideydi. Üç saat bana yıllar gibi geliyordu. Melisa melih ve şirketten bir çok çalışanda gelmişti. Murati gördüğüm an kafamda yıldırım çakmıştı.

"Lan sen buraya ne yüzle geliyorsun" deyip yumurugumu geçirdim. Hem söylenip hemde dövüyordum. O kadar sinirliydim ki, kim yaklaşa kenara itiyordum.

Sonunda Melih kollarımdan tutup çekti.

"Bana bak şerefsiz ona birşey olursa sana yemin olsun seni öldürürüm. Tek ailemide benden senin yüzünden alınırsa kendimden önce seni öldürürüm" dedim. Polisler gelip Murati götürdükten sonra doctor ameliyattan çıktı. "Oğuz savaşın akrabaları" benim dedim. "Oğuz bey buraya geldiğinde kalbi durmuştu. Ama kendini bırakmadı. Hayatı tehlikesi var ve komada. Umudunuzu kaybetmeyin" deyip ayrıldı.

Herşey benim yüzümden oluyor. Kalbi durmuş dedi. Allahım yalvaririm ona birşey olmasın onsuz ben nefes bile alamam ki. Melisa yanıma gelip bana sarıldı.

"Ona birşey olursa yaşayamam ben, biliyorsun değilmi onsuz ben bir hiçim"
Dedim dahada çok ağlayarak.

AŞK VE NEFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin