Hepiniz büyük savaşın nasıl bittiğini biliyorsunuz, Muzan'ı öldürmek için çok fazla can verildi ve kazandılar. Peki ya yıllar sonra bir başka iblis, başka bir savaş başlatsaydı? Bu iblis, Muzan'ın intikamını almak için güçlenmeye başlar, bunun farkı...
Selamlar! Bir süre "Kaori hizmetçi kıyafeti giyse nasıl gözükürdü" diye düşündüğümden böyle birşey yaptım:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aslında fena durmuyor. Ve evet, çizim bana aittir. Bu arada, hızlı bir şekilde bölümleri yayınlayamıyorum çünki senaryonun gidişatını düşünmekten ortada beyin kalmıyo :') Herneyse, Kaori'nin nasıl göründüğünü de öğrendiğinize göre, hikayeye devam!
"O SAVAŞTAYKEN GÖZÜNDEN KAN GELDİ Mİ??"
"YA NE BİLİYİM BEN?!!"
Matsuge restorantı insan kaynıyordu, nedeni Yoshiteru ve Sumihiko'nun orada olmasıydı ve şehir efsanesi yüzündendi.
"Size söylemiştim! İkisinin hayatta olduğunu söylemiştim!!"
"Bakın, bizi başkaları ile karıştırıyorsunuz!"
Yoshiteru kollarını iki yana açmış, Sumihiko'ya siper olmuştu. İkisi tüm gün çalışmak yerine milletin sorduğu sorulara yanıt vermekle meşguldüler. Sonunda mesai saati bitmişti, restorant müdürü Reiki insanları dışarı çıkarıp kapıyı kilitledi.
"Çok teşekkürler Reiki-san..!"
"Sorun değil, sizi fazla sıktıkları için onlar adına özür dilerim."
"Hayır, özür dilemenize gerek yok."
Reiki ikisinin de omzuna hafif dokunduktan sonra kendi odasına çekildi. Yoshiteru ve Sumihiko birbirlerine "şimdi ne yapıcaz?" dercesine bakıyorlardı. İkisi de yorulmuş bir şekilde kendilerini yere attılar.
"Biz kendimizi fazla mı kaptırdık? Amacımız iblisi bulmaktı..."
"Haklısın, biraz fazla kaptırdık.."
Yerde öylece otururlarken, Kaori kilitli kapıda belirdi ve kapıyı tıkladı. İkisi onu fark edip arkadaki acil çıkıştan çıktılar ve restorantın önüne geldiler.
"Eeee, birşey bulabildiniz mi?"
"Malesef hayır, milletin soruları ile uğraşıyorduk. Sen?"
"Hayır.. Tacizcilerle uğraşıyordum."
Dedi, Sumihiko ani bir şekilde öne atılıp nedenini sormaya hazırlandı fakat Kaori onun ağzını kapattı.
"Sormaya bile kalkma lütfen."
Dedi, ona mimiksiz bir şekilde baktı. Sabah Eijiro'ya iblisi bulamadıklarını anlatacağını söyledikten sonra Jinsei restorantına geri döndü. Haliyle diğerleri de geri dönmek zorunda kaldı.
Sabah olmuştu, herkes mesai saati başlamadan önce birlikte bir mekanda toplanmışlardı, Eijiro-san'ı bekliyorlardı.