Abe 14. bölümü yazarken kafam güzel olmuş galiba dlwnrp2jdlznwdşmd
Neyse hade devamErtesi sabah herkes söylenen yerlere gidip restorantların müdürleri ile tanışıp iş istediklerini söylediler. Müdürlerin sordukları sorulara olumlu cevap verdikten sonra bir şekilde işi alabilmişlerdi.
Jinsei restorantında çoğunlukla kadın garson vardı, bundan dolayı restoranta sürekli erkekler uğrardı.
(Abaza topluluğu)"Sanırsın restorantta değil pavyonda çalışıyorum."
Diye hayıflandı Kaori, üstüne garson kıyafeti giymişti. Kumaşı onun boynunu kaşındırdığından yakasını açık bıraktı. Restorant çalışanları için iki kural vardı: Daima kusursuz ol ve asla hata yapma. Kaori bunu ilk öğrendiğinde zaten başta direkt kazandığını söyleyerek kendini övmüştü, anormal saç rengi ve göz şekli sayesinde ilgi çekmeyi zaten başarıyordu. Mesai saatleri 12:00'de başlayıp 22:00'de bitiyordu. Koskoca 10 saati çalışarak geçirecekti.
"Kaori-Chan, şunları söylenen masalara götürür müsün?"
Çalışan kadınlardan biri, yiyecekler ve içeceklerle dolu bir tepsiyi Kaori'nin eline verdi. Kaori de mecburen kabul etmek zorunda kaldı ve elinde tepsi ile mutfaktan çıktı. Seri bir şekilde masaların etrafına dönerek siparişleri masaya koyup diğerine geçiyordu, bu kadar hızlı hareket ederken bile tepsi tek elinde olsa bile hiçbirşey dökülmüyordu. Çalışanlar ondan etkilenmiş bir şekilde arkada onun dedikodusunu yapıyordu.
"Şu kız daha yeni geldi dimi?"
"Evet, fakat şimdiden çok iyi bir iş çıkarıyor gibi. Etkileyici."
"Haklısın, fakat bunun için biraz genç değil mi? İçimizdeki en genç kişi o."
Kaori dedikoduları duymuş bir şekilde onlara sertçe baktı. Kaori de diğer insanlar gibi, dedikodusunun yapılmasından hoşlanmazdı. Çalışanlar kızın tehditkar bakışlarını görünce konuşmayı bırakıp işe döndüler. Kaori tekrardan mutfağa boş tepsiyle geri döndü ve masaya bıraktı. Çalışanlara bir iki dakika boyunca dinleneceğini söyleyerek mutfaktan çıkıp ardından üst kata yani restorantın balkonuna çıktı. Demire yaslanıp etrafa bakındı, fakat onu rahatsız eden birşey vardı. Her taraf sigara kokuyordu ve bundan aşırı rahatsız olmuştu.
"Ben kokusuna dayanamıyorum bunlar nasıl rahatlıkla içebiliyor? Hem zararlı?! Millet kendini zehirliyor mübarek."
Dedi içinden, sonunda sigara içenler alt kata inince derin bir nefes alıp temiz havayı içine çekti. Balkondan aşağıya bakıyordu, bir anda gözüne Matsuge restorantın önünde oyalanan arkadaşları takıldı.
"Napıyorsunuz orada?!!"
Diye onlara seslendi, Sumihiko arkasını dönmüş yakasını düzeltirken Yoshiteru ona karşılık verdi.
"DEDİKODU!! SEN?"
"HİİÇ ÖYLE MOLADAYIM."
"Ne bağırıyonuz oğlum?"
Sumihiko önüne dönüp yukarıda duran Kaori'ye bir süre baktıktan sonra tekrar arkasını döndü ve Yoshiteru'nun kulağına fısıldadı.
"Garson kıyafeti mi giymiş o?"
"Evet, noldu ki? Hizmetçi kıyafeti giyecek mi sandın?"
"Eeeeee..... Sayılır."
Yoshiteru onun kafasına "kendine gel." dercesine sertçe vurdu, Sumihiko dengesini kaybedip yere düştü.
Kaori hala onları yukarıdan izliyordu, ne yaptıklarını anlam verememişti. Arkadan bir kapı sesi duyup arkasını döndü, gelen kişi birkaç dakika önce dedikodusunu yaptığı çalışanlardan biriydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimetsu No Yaiba★YENI NESIL★FANMADE
FanficHepiniz büyük savaşın nasıl bittiğini biliyorsunuz, Muzan'ı öldürmek için çok fazla can verildi ve kazandılar. Peki ya yıllar sonra bir başka iblis, başka bir savaş başlatsaydı? Bu iblis, Muzan'ın intikamını almak için güçlenmeye başlar, bunun farkı...