Sabahın ilk ışıkları ile uyandı Kaori, gözüne çarpan güneş ışığından dolayı gözü bir an kamaştı, gözlerini ovuşturup yatağından kalktı ve gerindi. Telefonundan saatine baktığında, saat sabah 9'du.
"Okula daha 2 saat var."
Dedi kendi kendine ve rahat bir şekilde okul kıyafetlerini giyip kendi kahvaltısını hazırladı. Kendisi evde tek başına yaşıyordu, ebeveynleri bir trafik kazasında vefat etmişti ve onlardan geriye kalan maddi miktar, Kaori'nin ihtiyaçlarını giderebilecek kadar fazlaydı.
Kaori'nin yaptığı tek şey bir ekmek kızartmaktı, kendisi çok yemek yemeyen ve aç kalmayan birisiydi. Kızarmış ekmeği ağzına alıp çantasını da omzuna asıp evinden ayrıldı.
Yolda yürürken bir yandan telefonundaki mesajlara bakıyordu, bir gruptan 200 mesaj gelmişti ve sadece 2 kişi konuşmuştu."Gidin özelden konuşun, gruba yazmaya ne gerek var?"
Diye iç geçirdi ve her sabah arkadaşları ile buluştuğu kafeye doğru ilerledi. Kafeye o kadar çok geliyorlardı ki, kafede çalışan garson Fukuro, onu ve arkadaşlarını tanıyordu ve onlara isimleriyle seslenmeye başlamıştı. Hatta kafede ne yiyip içtiklerini de ezbere biliyordu.
Kaori kafenin kapısından içeri girdi ve kasaya doğru ilerledi, Fukuro arkasını dönmüştü, Kaori'yi fark etmemişti."Günaydın Fukuro-san!"
Diye seslendi ve gülümsedi, Fukuro arkasını döndü ve kasaya doğru gelip bir kolunu öne attı.
"Selam Kaori, kusura bakma seni fark etmemişim.. Herneyse, gene her zamankinden mi?"
"Evet!"
Kaori boş bir masaya oturup diğerlerini beklerken, bir yandan ailesinden ona kalma eski bir defteri okuyordu. Bir an arkadan tiz bir sesin gelmesiyle yerinden sıçradı.
"KAORİ-CHAN!!"
Kızın biri direkt Kaori'ye sarıldı, kızın uzun siyah saçları vardı.
"Touko... Beni boğuyorsun..!"
"Ah,özür dilerim!"
Touko, Kaori'nin karşısındaki koltuğa oturdu, daha sonradan yanına kardeşi Yoshiteru ve Kanata oturdu, Yoshiteru gene her zamanki gibi eski püskü bir kitap okuyordu.
"Bu salak kardeşim, şu sahte kurgu kitabını okuduğu için gene geç kalıyorduk?!"
Touko bir an Yoshiteru'ya sinirlenip kafasına sert bir yumruk indirdi.
"O SAHTE DEĞİL, BUNU ANLA!!"
Diyerek Touko'ya karşı çıktı. Kaori ikisini de susturup Kanata'ya döndü.
"Onu geçtim, Sumihiko hala yatıp zıbarıyor dimi? Gene geç kalacak."
Sumihiko, Kanata'nın kardeşi ve sürekli uyuyakaldığı için okula geç kalma riskine giriyordu. Okula yetişmek için her sabah okuldan eve doğru koşuyordu, bu yüzden insanlar ona "Koşan Çocuk" lakabını takmıştı.
Kafenin kapısı bir an açıldı ve içeri şiddetli bir rüzgar girdi, kapının önünde Sumihiko iki kollarını açmış ve nefes nefese duruyordu. Direkt Kaori'nin yanındaki koltuğa oturup onlara saati sordu, okula daha 1 saat vardı o yüzden biraz rahatladı. Fukuro'da her zamanki söyledikleri kahvaltı tabağını onların önüne koydu, bir yandan yerken bir yandan sohbet ediyorlardı.
O an, Kaori'nin gözüne birşey takıldı; Sumihiko küçük bir kombin değişikliği yapmıştı. Okul üniformasının üstüne turuncu-siyah renkli kareli bir haori giymişti."Bunu hiç giydiğini görmemiştim, yeni mi aldın?"
"Ha? Yok, zaten bende duruyordu ve hava biraz serin olduğundan giymek istedim."
"Doğru, hava serin.."
Fazla zaman kaybetmeden yemeklerini yiyip hesabı ödediler ve okula doğru yürümeye başladılar, önde Kaori ve Sumihiko birbirleri ile sohbet ediyordu.
"Eee? Nerden buldun bunu?"
Kaori, Sumihiko'nun koluna yapışmış, üstündeki haoriyi inceliyordu. Bu durum Sumihiko'yu biraz tedirgin etmişti.
"Oh, bu şey... Evdeki bir sandıktan buldum. Annem bunun büyükbabamın babasından kalma olduğunu söyledi."
"Tarihi eser yani."
Kaori ona yapışmayı bırakıp telefonunu eline aldı ve ders programına baktı, bugün ek olarak 2 ders beden olduğu için Kaori sıkılmışcasına pöfledi.
"2 ders beden var, harika! Hoca zaten bize birşey öğretmiyor ki, işi gücü azarlamak."
"Ben valla beden dersinde eğleniyorum."
Sumihiko, Kaori'ye biraz daha yanaşıp ders programına baktı, o sırada kızın yüzü az da olsa kızardı. Kaori, Sumihiko'ya belli etmemeye çalışsa da içten içe ondan hoşlanıyordu ve bunu bir tek Touko biliyordu.
"Bugün de güzel bir ders yokmuş. 3 saat matematik dersi ne?! Öldürseler daha iyiydi!"
Daha fazla moral bozmamak için telefonu kapatıp cebine koydu. Sonunda okul girişine varmışlardı, Kaori ikişer ikişer merdivenlerden çıkıp okul kapısını açtı, arkadan kapıyı kapattığı sırada Yoshiteru yüzüstü kapıya çarptı.
"KAORİ SENİN BEN VARYA--?!"
Kaori onunla dalga geçercesine güldükten sonra sınıfa doğru koşmaya başladı, arkadan Yoshiteru onu sinirli bir şekilde kovalıyordu. İkisi bir anda sınıfa girdiğinde Kaori onun önüne bir sandalye fırlattı ve Yoshiteru, sandalye'ye takılıp betona yapıştı.
Ders zilinin çalmasına 5 dakika kala sınıfa birkaç öğrenci daha geldi ve sınıf tam oldu. Yoshiteru ve Sumihiko, Kaori ile aynı sınıftaydı. Herkes sırasına oturduktan sonra ilk dersleri fizik olduğundan, fizik hocaları Uyashi-sama içeri girdi ve direkt derse başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimetsu No Yaiba★YENI NESIL★FANMADE
FanfictionHepiniz büyük savaşın nasıl bittiğini biliyorsunuz, Muzan'ı öldürmek için çok fazla can verildi ve kazandılar. Peki ya yıllar sonra bir başka iblis, başka bir savaş başlatsaydı? Bu iblis, Muzan'ın intikamını almak için güçlenmeye başlar, bunun farkı...