Kaori büyük bir sevinçle Aoba'ya sarıldı ve defalarca onu özlediğini söyledi. Aoba onu nazikçe itip haorisinin içinden iki tane şişe çıkardı. Kaori merakla onların ne olduğunu sordu.
"Bu ikisi, Yushiro-san ile bulduğumuz bir panzehir. Bunu Ashi-sama'ya vermek istiyorum, panzehir yapmakta iyi olduğunu duydum. Belki bize yardım eder."
Diye açıkladı ve haorisine geri koydu. Miu alttan Aoba'yı çekiştiriyordu, Aoba eğilip sırtındaki kutuyu yere koydu. Kaori onları merakla izliyordu.
"O kutu ne?"
"Miu'yu taşıyabilmek için ışık geçirmez bir kutu. Hafif bir ağaçtan yapılmış. Bunu kullanan kişi ölmeden önce Yushiro-san'a vermiş, o da bana verdi."
"Detaylı anlatmana gerek yoktu gerçi..."
Dedi kısık bir ses tonuyla. Miu kutunun içine girdikten sonra kutuyu tekrardan sırtına taktı.
"Evet, artık gidebiliriz."
Dedi Aoba ve önden yürümeye başladı, Kaori de peşindeydi.
Yol boyunca konuşmuşlardı, Kaori Aoba'ya o yokken neler olduğunu bir bir anlatıyordu. Sonunda konağa yaklaşmışlardı. Yaklaştıkça kılıç savurma sesi duyan Aoba merakla adımlarını hızlandırdı.
Konağın girişine geldiğinde olduğu yerde durdu. Sumihiko gene birkaç kılıç antrenmanı yapıyordu, Aoba sevinçle onun ismini seslenip ona doğru koşup üstüne atladı ve ikisi de yere düştü. Kaori olan biteni garipsemiş bir surat ifadesi ile izliyordu, bir yandan Yoshiteru Himiko'nun gözlerini kapamıştı. Sumihiko kahkaha atıp onu üstünden çekip ayağa kalktı. Aoba ondan kısaydı, bir elini Sumihiko'nun omzuna koyup gülümsedi."Seni tebrik ederim dostum."
"Ne için?"
"Ona açıldığın için."
Dedikten sonra Kaori'yi gösterdi, Kaori sevinçle Sumihiko'nun sırtına çıktı. Kanata ıslık çalıp Aoba'ya burada olduğunu söyledi. Aoba herkesle teker teker konuşuyordu ve Himiko ile ilk defa tanıştığından ona sürekli soru soruyordu. Sırtındaki kutuyu bir köşeye koymuştu. Sumihiko, sırtında Kaori ile onlara da katıldı, fakat Sumihiko biraz garip gözüküyordu.
Etrafı kahkaha sesleri sarmıştı, Yoshiteru gülerken bir yandan birşeyler söylüyordu ama bir anda gözü Sumihiko'ya takıldı, yüzünde bir hal vardı. Sanki içten içe yanıyor gibiysi, hızlı nefes alıyordu. Yoshiteru biraz ona yaklaştı."Hey, iyi misin?"
"Mhm... E..evet!.."
"Bana pek iyi gibi gelmedin."
Diyerek elini onun alnına tuttu, çocuk resmen yanıyordu. Yoshiteru duruşunu düzeltti.
"Hiç iyi değilsin. Bence bir git dinlen."
Diye ekledi, herkes konuşmayı bırakıp ikisine bakıyordu. Kaori, çocuğun sırtından inip Sumihiko'yu kaldırdı ve ikisi Sumihiko'nun odasına doğru ilerledi.
Touko ve Himiko'nun aklından türlü türlü şeyler geçse de birşey demediler. Yoshiteru kollarını birbirine bağlamış bir şekilde otururken, arkasında duran kutudan sesler duyunca irkilip ayağa kalktı."Kapısı açılıyor! Kapısı açılıyor!"
"Sakin ol Yoshiteru-"
Aoba ayağa kalkıp onu sakinleştirdi, kutunun kapısı yavaş yavaş açıldı. Miu kafasını hafif dışarı çıkarıp etrafa bakındı, onu gören Kanata heyecanla bağırdı.
"Miu-chan!!"
"İBLİS?!!"
Himiko, Touko'yu kolundan tutup kaldırdı ve kılıcına sarıldı. Kanata, Miu'ya sarılıp onu severken bir yandan Aoba diğerlerini sakinleştirmeye çalışıyordu.
Odaya gelen Sumihiko ve Kaori, arkadan kapıyı kapattılar. Sumihiko, yatağına oturmuş başını hafif eğmişti. Arkasına yaslanıp başını kaldırdı, uzun bir süre tavana baktı, hala hızlı nefes alıyordu. İçeri sıcak basmıştı. Tavana bakarken öylece dalakalmıştı, Kaori ona bir süre baktıktan sonra yanına geldi.
"Hey, iyi misin?"
"Mhm, iyiyim iyiyim.."
Diye mırıldandı Sumihiko, başını tekrardan eğdi. Kaori onun karşısına geçip azıcık eğildi, bitkin düşmüş suratına bakarken onun alnından öptü. Sumihiko biraz sevinmişcesine hafifçe gözlerini kapattı ve mırıldanmaya benzer bir ses çıkardı. Kaori biraz geri çekildi, ellerinden tuttu.
"Ateşin mi çıkıyor?"
"Hm, nereden çıkardın onu?"
Alnını öptüğü sırada sıcaklığı hisseden Kaori, Sumihiko'nun haorisini üstünden çıkarıp sandalyenin birine astı. Sumihiko iyice bitkin bir haldeydi, onu yatağına yatırdı. Sumihiko kalkmak istese de Kaori izin vermedi.
"Sen bence biraz dinlen."
Dedi sakin bir tonda, kızıl saçlarını okşadıktan sonra kapıdan çıkıp onu yalnız bıraktı.
Kaori,diğerlerinin yanına dönünce herkes ona pis pis sırıtarak bakıyordu. Kaori biraz tedirgin olmuştu, Himiko'nun yanına oturdu."Niye öyle bakıyorsunuz?"
"Hmmhm, içeride ne yaptınız?~"
Diye araya girdi Touko, Aoba onun ağzını kapatıp geri çekti. Kaori kollarını birbirine bağladı ve yüzünü buruşturdu.
"Birşey yapamadım."
Diye yanıtladıktan sonra ne demek istediğinin farkına varınca direkt sustu, yanakları kızardı. Arkada birşeyler içen Yoshiteru onu duyunca ağzındakini püskürttü. Himiko ve Touko desen, yere yatıp gülüyorlardı. Miu masum masum Aoba'nın yanında duruyordu, Aoba öylece etrafa bakınıyordu.
"Touko sende az değilsin."
Diye ekledi Kanata. Kaori pöfleyerek ayağa kalktı ve bahçeye doğru ilerledi, arkadaşlarının verdiği tepkiler onu rahatsız etmiş gibiydi. Bahçenin ortasında durup arkasını döndü.
"Öyle boş boş oturacağınıza gelin de antrenman yapın."
Diyerek seslendi. Miu ellerini havaya kaldırıp minik adımlarla Kaori'nin yanına gitti. Aoba gülerek tepki verdikten sonra ayağa kalkıp bahçeye ilerledi, diğerleri ise kendi odalarına doğru ilerliyordu.
Aoba ve Kaori birlikte antrenman yaparken, arkada duran Miu ise sessiz bir şekilde hayalet bir kurt ile ilgileniyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/295991604-288-k959998.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimetsu No Yaiba★YENI NESIL★FANMADE
FanficHepiniz büyük savaşın nasıl bittiğini biliyorsunuz, Muzan'ı öldürmek için çok fazla can verildi ve kazandılar. Peki ya yıllar sonra bir başka iblis, başka bir savaş başlatsaydı? Bu iblis, Muzan'ın intikamını almak için güçlenmeye başlar, bunun farkı...