3. Bölüm

110 11 2
                                    

"Sende varya dersten kaçacak yer arıyorsun!"

Sumihiko, Yoshiteru'nun saçını karıştırıyordu ve kıs kıs gülüyordu.

"Sizde benim saçımı amma seviyorsunuz ha?!"

"Tabii seviyoruz, saçın da patates kızartması gibi maşallah."

"Herneyse, amacımız Kaori'yi bulmak değil miydi?"

"Buluruz onu bir şekilde, muhtemelen gene yüksek bir yerlere çıkmıştır."

Bu düşünce ile okulun çatı katına gitmeye karar verdiler. Çatı katına çıkan merdivenden sırayla çıkarlarken, altta olan Yoshiteru Sumihiko'yu itekliyordu.

"Biraz daha hızlı çık!"

Merdivenin en ucunda bir kapı vardı. Sumihiko, kapıyı hızla açtığı sırada karşısında direkt Kaori'yi buldu. Çatının demir korkuluğuna oturmuş aşağıya bakıyordu, ani bir hareket ile her an düşebilecek durumdaydı. Kızın koyu pembe saçları rüzgardan dolayı dalgalanıyordu. Sumihiko bir an ondan gözünü alamadı ama sonra nereye oturduğunu fark edince kendine geldi.

"K-KAORİ! İN ORDAN YOKSA DÜŞERSİN!!"

"GYAAH!!! ÖYLE DİREKT BAĞIRILIR MI LAN?!"

Kaori hemen korkuluktan indi ve yanına geldi.

"Beni bulmak için hoca ikinizi mi gönderdi, şansa bak."

"Geri gitme niyetinde de değiliz!"

"Güzel! Okulun bitmesine 10 dakika kalmış ama neyse."

Üçü bir an sessiz kaldı, Kaori ne yapacağını bilmiyordu o yüzden ikisiyle uğraşmaya karar verdi. Demir korkulukların üstüne çıktı ve ayağa kalktı.

"Kaori in oradan."

"Sen benim annem misin de bana karışıyorsun?"

Diye karşılık verdi ve sırıttı, korkuluğun üstünde minik minik adımlarla yürüyordu. Sumihiko endişeli bir şekilde yerinden kalktı ve bir iki adım yaklaştı.

"Kaori, ikimizi de ürpertiyorsun. İn oradan yoksa 5 dakikaya cenazemiz olacak."

"Fazla abartıyorsun! Ve bunu söyleyen kişi okula yetişmek için apartmanın 4. katından atlayan biri."

Sumihiko bu söz karşısında sessiz kaldı, çünkü haklıydı. Kaori korkulukların üstünde yürümeye devam etti. Sumihiko artık dayanamayıp kızın elinden tutup kendine doğru çekti ve onu korkuluktan indirdi.

"Biraz sakin dursan ve şu korkuluklara çıkmasan?!"

Kaori cevap vermedi, ona yakın olduğundan ve elini tuttuğundan yüzü kızarmıştı. Uzun bir sessizliği, arkadan bir flash sesi bozdu. İkisi arkasını döndüğünde, Yoshiteru elinde telefonla onlara bakıyordu.

"Bende burdayım."

Sumihiko bir anda kızın elini bırakıp ondan uzaklaştı, bir elini ensesine koyup dişini sıktı. Kaori bir an Yoshiteru'ya sinirlendi, saatine baktı. Okul bitmişti.

"Artık aşağı insek iyi olur."

Dedikten sonra ikisinin yüzüne bakmadan çatıdan indi, diğerleri de arkasından geldi.










"Şu kardeşin herşeyi bozmak zorunda mı?!!"

Kaori ve Touko, sokakta yürürken birbirleri ile konuşuyordu. Önde ise erkekler yürüyordu. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı ama hiçbiri eve gitme niyetinde değildi.

"Yazık sana, ama bak bana ne gönderdi!"

Touko hevesli bir şekilde telefonunu açtı ve ona bir fotoğraf gösterdi. Aslında Yoshiteru, çatı katında Kaori ve Sumihiko arasında olanı çekmişti ve bunu direkt Touko'ya atmıştı.

"Vay şerefsiz. Bende diyorum niye flash sesi geldi."

Touko bir kahkaha patlatıp bir kolunu Kaori'nin omzuna attı. Kanata ikisine dönüp ne yapmak isteyip istemediklerini sordu, kimse herhangi bir kafede oturmak istemiyordu, o yüzden yürüyüş yapmaya devam ettiler.
Gece olduğunda, sokaklar kırmızı ve sarı renkli ışıklarla donatılırdı ve etrafa hoş bir hava katarlardı. Kaori herkesin önüne geçip ışıkların altında zıplaya zıplaya ilerliyordu, yüzünde tatlı bir tebessüm vardı.
Kaori, grubun bardağın dolu tarafından bakan kişisiydi. Herşeye pozitif bakmayı severdi.
Işıkların altında ilerlerken diğerlerinden epey uzakta kaldığını fark etti ve yanlarına geri döndü. Diğerleri ile sohbet ederken neşelerini bir patlama bozuverdi. Yakınlarda koyu bir duman yükseliyordu, Kaori korkudan yere çömelmişti. Kanata onu yerden kaldırdı. Patlamanın ardından çığlıklar gelince, Sumihiko neler olup olmadığını merak edip olayın olduğu yere doğru hızla koştu. Arkadan diğerleri de onu takip etti.
Kaori birkaç insanı itip ilerledikten sonra Sumihiko'yu buldu, kendisi hareket etmiyordu.

"Gördün işte neler olduğunu, hadi geri dönelim."

Ama Sumihiko onu dinlemedi, Kaori kaşlarını çatıp onun suratına baktı. Çocuğun suratı, sanki görmemesi gereken birşey görmüş gibi korkmuş ve ürpermişti. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve dili tutulmuştu.

"Sen nereye bakıyorsun?....."

Kaori de onun baktığı yere başını çevirince, aynı tepkiyi verdi. Bir metre ötede hiç bilmedikleri bir yaratık, bir kadını sadistçe parçalarına ayırıp afiyetle yiyordu.

Kimetsu No Yaiba★YENI NESIL★FANMADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin