one

3.7K 114 78
                                    

"Naz, güzelim, hadi kalk okul saatin yaklaşıyor." annemin saçımı okşarken kurduğı cümleyle yüzümü buruşturdum. evet okulu seviyordum ama sabahın köründe olması şart olmamalıydı.

Annem uyanmayacağımı anladığında "aa yeter ama hadi kızım!" diye diye perdeleri açmaya başladı. yüzüme güneş ışınlarını değmesiyle yüzümü bir kez daha buruşturup ayağa kalktım.
Annem memnun olduğunu belirten mırıltılar eşliğinde odadan çıktığında, odamdaki banyoya girip işlerimi hallettim.

Araba okulun önünde durduğunda, Yıldırım abi, "buyurun küçük hanım." diyip kapımı açtı. ona teşekkür edip okula girdim. "günaydın göz bebeğim." diyen Hilâl neşeyle yanıma gelip sarılmıştı.
sarılmasına karşılık verirken "günaydın, günaydın da ne bu neşe? bir şey mi oldu? "
göz devirip "ay sende naz. neşeli olmam için illa bi sebep mi lâzım?ne kadar güzel bi' gün.bak güneş açmış. kuşlar cıvıl cıvlı cırl- aman şakıyor. sende mutlu olmayı dene. " onu takmayıp okulu merdivenlerinden çıkmaya.

Her allahım günü bana ışınlanan Emiri umursamadan sınıfa girip defterimi çıkarttım.

************
"Hadi ama baba, söz vermiştin." Babam bıkmadan yine önemli bir toplantısı olduğunu söylediğinde, boğazımı temizleyip kırgın ve masum kız rolüne girerek, " ama ben sadece gelecekte ki mesleğim hakkında daha fazla bilgi edinmek istemiştim. " dedim.

ve

şirket asansöründen inmiş koridorda yürüyorduk ki, uzun boylu, kumral, kıvırcık saçlı, ela gözlü ve ultra mega yakışıklı adamı gördük.
Ah evet, o benim sevgilim oluyor.

"çağancım," babam ve çağan tokalaşırken etrafta gözlerimi gezdiriyordum.
babam elini belime koyup çağana ithafen, "Kızım, tuananaz," çağanla benim elimi dudaklarına götürürken, babam "çağan,büyük bir projede ortağımız aynı zamanda da çok sevdiğim bir dostumun oğlu. " Evet baba biliyorum lise ve üniversitede çok yakın arkadaştınız ama sonra sen amerikaya gidince görüşemediniz, diyemedim.

"memnun oldum, tuanacığım." gülümseyip, "bende, çağan...abi."
Yüzüme afallayarak baktığında gülmemek için yanaklarımı ısırdım. Abi... çağan abi.

Babam bu şekilde samimi ve abi kardeş gibi konuşmamıza memnunca bakıp, çağana "çağancığım ben toplanrıya giricem. işin yoksa Tuanaya şirketi gezdirebilir misin? "çağana başını sallayıp, "tabii serkan abi, siz girin toplantıya."

Babam gittikten sonra çağana etrafına bakınıp bana döndü ve eliyle koridor da yürümem için işaret verdi.
masum masum ona bakıp yürümeye  başladım.

arkadan bakışlarını sırtımda hissesiyordum. kendi kendine sinirlice bir şeyler mırıldanıp peşimden gelmeye başladı.

**************

şirket aşırı kalabalık olduğundan hiç yalnız kalamıyorduk. gezdiğimiz yerleri anlatması dışında konaşamıyorduk da. çağan en sonunda bana bakıp "Tuanacığım,benim odama geçelim istersen. bi' şeyler ikram edeyim sana." Etraftakilerin bize kenetlenen bakışlar yüzünden ,"olur çağan abiciğim." azıcıkta sinirlenmesi hoşuma gittiği için abi  kelimesinin üstüne basarak söylemiştim.

Derin bir nefes alıp eliyle geçmem için işaret verdi.

Odasına geldiğimizde etrafa bir göz atıp masanın önünde ki koltuklardan birine oturup, bacak bacak üstüe attım.
çağan da odaya girip kapıyı kapatıığında sandalsine oturdu.

geceme doğan ayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin