twelve

1.5K 77 126
                                    

"Hadi, hilal. Kalk gidelim bizde."

"Niye be. Evde boş boş oturacağına oturalım işte burada. " telefonumu çantama koyarken cevap verdim.

"Cık, olmaz. Üç, dört saat evde bizimkilere görüneyim. Sonra Çağanın yanına gidicem. "

O da kalkıp çantasını aldı. "İyi, git. zaten senin orana, burana bakacak diye boynu kırıldı adamın. " dedi kıkırdayarak.

"Ülkü! "

"Ne? " Çıkışa doğru ilerlerken, göz devirdim. Hesabı gitmeden önce Çağan ödediği için cafeden elimizi kolumuzu sallayarak çıktık.

Lakin rahatlığımız kısa sürdü. Çünkü karşımızda magazinciler buraya doğru sorular gönderiyorlardı.
Ahmet abi de yazık onları bizden uzak tutmaya çalışıyordu ama tabii ki işe yaramıyordu.

Araba caddenin karşı tarafında olduğu için oraya doğru yürümek zorundaydık, hemde bu insancıklarla!

Gelen soruları umursamadan yürümeye çalışıyordum, ama sadece çalışıyordum.

"Ak holding ile çok büyük bir iş yaptığınız söyleniyor; doğru mu? "
Yalandan gülümseyip, "Şirket işleriyle ben ilgilenmiyorum. İyi günler " dedim.

"Ülkü hanım, ablanızın kendi tasarımlarıyla düzenlediği koleksiyon için, Model olarak siz kameralar karşısına geçeceğiniz söylendi? "

"Evet, ablamın yaz koleksiyonu çekimleri için ben model olacağım. "

"Peki bundan sonra yolunuza modellikle mi devam edeceksiniz? Okulu bırakıyor musunuz? " bir yandan bana gelen soruları es geçip Ülküyü çekiştiriyordum, ama gelmiyor ki. Gündem delisi!

"Ay yok tatlım, okumaya devam. "
Bıkmışcasına zorla arabaya oturtmayı başarıp, kendimde oturdum. Daha sonra Ahmet abide hemen kapıları kapattı.

"Ülkü! Kızım, niye gelmiyorsun? "
Ülkü omzuna düşen saçı geriye atarak konuştu.

"Ay Naz, bir kere sorulara cevap vermeyen ünlüler çok gıcık oluyor. Gıcık bulduğum bi' davranışı ben de mi yapayım? "

"Kızım, sen ünlü müsün? "
Ters bir bakış atıp, önüne döndü.
"Evet." bıkkınca elimi alnıma vurdum.

" Bize gelsene. " diyince çekingen bir tavırla konuştu.

"Yok aşkım, "
Neden çekindiğini anladığım ve gereksiz bir mevzu oldu için ısrar ettim.

"Ya gel işte, anlıyorum niye gelmek istemediğini ama, " devamını getiremeyince "amasını boşver, gel. " dedi. Gülüp, "tamam." dedi.

🐧

"Anne, ben birazdan çıkacağım. "
Annem elindeki kahve fincanını masaya bırakıp, bana döndü.

"Kızım, senin arkadaşın bizde değil mi? Ne kadar ayıp! " dedi azarlayarak.

"Ülkü de geliyo' benimle zaten. Arkadaşlarla buluşacağız. " Yalan, ülküyü de kendimle götürürsem, Çağan çıldırır galiba.

"İyi. Demiyorum artık sana hiç bir şey. " yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum.

"Git, şımarma! " gülüp, merdivenlerden odama çıkmaya başladım.

Elimdeki telefon titreyince Çağanın mesaj attığını gördüm.

Wolf bakışlım:
Kırmızı...

Wolf bakışlım:
Gelirken giy yani.

"Tövbe tövbe, niyeti bozmuş bu. " kendi kendime söylenerek kalan merdivenleri de çıktım.

"Ülkü, acelem var... " odamdan içeri konışarak girince ülkü hemen alelacele telefonunu sarı tekli koltuğun üstüne attı.

"Ne? Kız, neyi saklıyo'n? "
Ellerini kısa saçlarından geçirip, yalandan gülümsedi. "Saçmalama, neyi saklayacağım? "

Üçlü koltukta, Ülkünün yanına oturup
omzumla omzuna dokundum.
"Şşt, sevgili mi yaptın? "

"Saçmalam, hadi gel hazırlan sen. "

"Var sende bi' şey ama en fazla 1 haftaya anlatırsın. " diyip ayağa kalktım. Giyinme odama doğru yürürken o da peşimden geşiyordu.

Elbiselerime bakınıyordum.
Biraz bakındıktan sonra, güzel, dantelli, bol dekolteli, kısa bir siyah elbise buldum. Onu hazıra koyup, kırmızı ve dantelli iç çamaşırlarımı ülküye göstermemeye çalışarak kenara koydum.

"Çüş! " diyip kahkaha atmaya başlayınca gördüğünü anladım.
"Gülme! "
Hâlâ gülmeye devam edince, elime geçirdiğim deodorant spreyi kafasına attım.

Gülmesini durdurup elini kafasına koyup ovaladı.

Hazır olunca odamdan çıktık. Ama çıkmaz olaydık. Çünkü tam karşımızda Leya duruyordu. Ülkü ile ikisi karşı karşıya geldiklerinde, Ülkü gözlerini kaçırarak, merhaba dedi.

Ama öyle bir dedi ki, ben bile zor duydum. Leya onay almak istercesine bana baktı, gülümseyip başımı salladım.
Tam Leyanın yanından geçip gidecekken, Leya kolundan tuttu.
"Şey, biraz konuşalım mı? "

Ülkü başını şaşkınca ve tereddüt ile sallayıp onu onayladı.
Söyleyeceği şeyler çok olmayacak ki bir yerle geçip, oturmadan direkt söze başladı.

"Ülkü, yaşananlarda senin suçun yok. Yani benden... "
Gerisi dinleyemedim çünkü hiç durmadan çalan telefonumu açtım.

"Ay ne var, çağan? "
Karşı taraftan bir süre ses gelmedi, sonra Çağanın tok sesi sağ kulağımı doldurdu.

"Ayıp, ayıp. İnsan hiç sevgilisinin telefonunu ne var diye açar mı? Hiç yakıştıramadım. "

"Ay, dur Leya ve Ülkü konuşuyor. Çok merak ediyorum, ama sağolasın telefonum hiç susmuyor ki! "

"Ne? Gerçekten mi? "

"He."

"İnşallah tatlıya bağlarlar. "

"İnşallah. neyse, sen niye aramıştın? "

"Kızım, nerde kaldın iki saattir ? "

"Geliyorum, baba. "
(daddy meselesi sşxmlxis)

"Önce abi, şimdi baba. Acaba anne ne zaman olacağım? "

Diyince kahka atıp konuştum.

"Maalesef, tıp o kadar gelişmedi. "

"Ne zaman geliyorsun?
Ben geleyim mi almaya? "

"Yok, Bunlar bitirsinler
konuşmalarını, çıkacağım. "

"İyi, hızlı ol biraz. "

"Tamam, görüşürüz. "
Diyip telefonu kapattım.

🐧

geceme doğan ayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin