Kitap cinsel iceriklidir. Kurguya baslarken onemsemiyordum, ama artik karsi olmasamda desteklemiyorum.
Kitap bitince duzenleyip o kisimlari silecegim, simdilik boyle.
Okumadan once bunu goz onunde bulundurursaniz sevinirim. <3
"gece aslında zifiri...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Asansörden inmeden önce elimle saçımı düzeltip, asansördeki aynaya baktım. İyi olduğuma kanaat getirdikten sonra, topkulularımın üzerine düzgün basmayı dikkat ederken Kapıya yönelip çaldım.
Kapı, sadece bir kaç saniye sonra şarkı mırıldanan bir adet yakışıklı tarafından açıldı.
"Maalesef burada öyle birisi yok; sanırım yanlış geldiniz. "
Elimi ağzıma götürüp, şaşkın gibi yapıp konuştum. "Aa öylemi? İyi madem zaten pek fazla istemiyordum kendisini görmeyi, iyi oldu. "
"Öyle demeyin ama, duyarsa size çok kızar. " Ağırlığımı sağ bacağıma vererek, duruşumu değiştirdim.
"Siz söylemezseniz, duymaz. Hem sevgilimi pek fazla takmıyorum. İzninizle şimdi arkadaşımla buluşacağım. "
"Arkadaşınızın... İsmi nedir? " Gülümseyip gözlerine baktım. "Doğan, ismi. " Çenesi kasıldı. " Ama sevgiliniz duyarsa siker o pezevenkin yedi sülalesini. "
Aklıma geşen şeyle gülme isteğimi bastırıp konuştum. " Eskiden olsa yapardı da, şimdilerde performanstan düştü. Pek sanmıyorum." Gözleri şaşkınlıkla irileşti. Tam konuşacakken ondan önce davrandım. "Müsadenizle." diyip merdivenlere doğru yürüdüm.
Bir adım bile atamamışken, belime dolanan kollar bunu engelldi. Çağan beni önce kucağına alıp, sonra da evden içeriye girerek kapıyı ayağı ile kapattı.
"Deneyelim, bakalım. Düşmüş müyüm performanstan. " dedi beni koltuğa bırakırken. Kendi de dizini koltuğa dayayıp ellerini kanıma getirerek gıdıklamaya başladı.
"Efe dur, tamam. Dur! " Kahkahalarımın arsından zorlukla konuşuyordum. Beni dinlemeyip, gıdıklamaya devam edince, kahkahalarıma o da küçük küçük gülüyürdu.
"Dur, lütfen! " Sonunda durduğunda, kendini yanıma attı. Ama koltukta olduğumuz için , bedeninin yarısı benim üstümdeydı ve ben altında eziliyordum. Elimle onu göğsünden itmeye çalışıyordum. "Efe, kalk ezildim! " bana inat olduğu yerden sarılıp başını göğsüme koydu.
"Gideceğim, hem sen de gitmiştin. Ben en azından sana haber veriyorum. " dedim ensesini okşarken.
Gözlerini açıp, "Lan sanki keyfimden gittim." dedi. Elimle gözlerini kapatıp, eski pozisyonumuza geri döndüm.
"Git arkadaşlarına 'lan ' de. İkincisi keyfinden gitmiş olmasan da gittin. Hemde haber vermeye bile tenezzül etmeden. " diyip dudaklarımı, dudaklarına sürttüm. Konudan tamamen uzaklaştığını hissettim.
Mırıldanıp beni kendisine bastırdı. "Şey, hava kaç derece? " dediğinde gülmemek için dudaklarımı bir birine bastırdım. Aklı konışmamızda değildi. Sadece ben konuştuğum için konuşuyordu.
"52 derece. " dediğimde başıyla onaylayıp, elleriyle kalçalarımı sıktı. "Evet, hava soğuk bu gün. "
Dayanamayıp kıkırdadım. Hava 52 derece olsaydı, şu an dondurma gibi erirdik herhalde. Gerçi Çağan şimdide erimiş gibi davranıyor da. Birde evet soğuk diyor.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.