geceme doğan ay

twenty four

***

"Tuana, Çağan bey seni çağırıyordu. Odama gelsin dedi. " Beyzaya başımı sallayıp elimdekileri masama bıraktım.

Daha sonra içim rahat etmediği için çekmeceyi açıp, içine düzgünce yerleştirdim. Kilitleyip klidini cebime koydum ve küçük çantamı alarak lavaboya doğru gitmeye başladım.

Her stajyer gibi burada sadece masam vardı, odam yoktu. Aslında Çağan ısrarla bir oda ayarlanmasını teklif etmişti ama işimi normal şartlarda, herkesle eşit bir şekilde yapmayı istemiştim.

Eşit değildim çünkü diğerleri en az 3,4 kere çizim yapmayı denerken ben sadece 1 kere çizim yapmış ve geri kalan zamanı Çağan beyin getir götürünü yapıyordum.

Lavaboda işimi halledip, rujumu tazeledim. Saçlarımı elimle düzeltirken içeriye iki kız gülüşerek girdi.

"Merhaba, canım. " sarışın kıza dönüp bana söylediğine emin oldum. "Merhaba? "

"Yeni mi başladın? " 

"Hayır çalışmıyorum. Stajyerim. "

Kız lavaboya yaslandığında sohbetinin devamı olduğunu anlayıp bende ona döndüm. "Anlıyorum ama geldiğinden beri  Çağan beyin odasından çıkmıyorsun. Hayırdır? " dedi imalı bir sesle.

Hayır bacım hayır. Ciddi düşünüyoruz allahın izniyle.

"Yo öyle bi' şey yok. "  demiştim Çağana dikkat çekeceğiz diye. Ama dinleyen kim!

"Bak canım, senin gibileri çok gördüm ben. Ayağını denk al. " alaycı bir tavırla gülüp ona yaklaştım. "Niye? Sen mi yaklaşmayı planlıyorsun Çağana? "

Oda aynı benim gibi alaycı bir tavır takınarak yaklaştı. "Neden olmasın. Ayrıca bu ne rahatlık ya Çağan falan? Kapının önüne koyarlar seni, üniversiteni bile geçemezsin. "

Burnumdan güldüm. "Hadi ya. Sen mi yapacaksın. "
Bir saattir çekiştirerek susmasını söyleyen arkadaşı yine çekiştirmeye başladı. "Sinem, sus artık! "

"Bırak aynur! Bana bak orospusun sen belli ki. Kafalayacağın bin tane zengin erkek var, Çağanı rahat bırakmazsan seni burdan sürükleye sürükleye gönderirim. " dedi omzumdan ittirerek.

Arkadaşı sertçe geriye çekti. Çıkmadan hemen önce kahkaha atıp omzumun üzerinden ona bakarak konuştum. "Sadece bekle, güzelim. "

Sinirle ayaklarımı yere vura vura Çağanın odasına ilerledim. Ne yani Çağan her gün bunlarlamı çalışıyor? Allahım sen sinirlerimi korumama yardım et çünkü her an geri dönüp saç baş girebilirim kıza! 

Çantamı masaya bırakıp Çağanın ofasına gittiğimde kapıyı çalmayı ihmal etmemiştim.

"Efendim, Çağan bey? " bilgisayarı kapatıp yanıma geldi. "Güzelim, akşam yemeğe çıkalım mı? " dedi ellerini belime dolayarak.

"Olur gidelim de neden gidiyoruz ki? "
Yanağımdan başlayarak yüzüme öpücük kondurmaya başladı. "Öylesine, çoktandır beraber vakit geçirmiyoruz. " gülümseyip dudaklarına minik bir öpücük bıraktım.

"Tamam aşkım. E ben gideyim o zaman işimin başına. " elini belimden çekti.
"E sen git o zaman işinin başına. " beni taklit ederek. Gülüp dışarı çıktım.

𖤊𖤊𖤊