six

2.1K 85 82
                                    

Tuananaz tiryaki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tuananaz tiryaki

Birden ayak bileğimden sertçe geriye doğru çekildiğimi hissettim.

Bu sayede yüzüm yerdeki diken, çalılara ve küçük bir cam parçasına ilişmişti.
Ama o kadar titriyordum ki bunu umursayamadım bile.

Omuzuma dokundu ve beni sırt üstü döndürdü. İki eli yüzümü kavradı.
Ben ise korkudan gözlerimi sımsıkı kapatmıştım ve ağlıyordum.
"Naz, aç gözlerini, güzelim. Hadi, korkma."

gözlerimi yavaşça açtığımda çağanın endişeli yüzüyle karşılaştım.
Beni doğrultup sımsıkı sarıldığında bende kollarımı beline doladım.
"Şşt, korkma. Yanındayım, iyisin. Birşey olmadı. " Diyordu ama benden daha çok korktuğu aşikârdı. Birşey demeyip başımı göğsüne bastırdım. Oda üstünde durmayıp saçımı okşamaya devam etti.
Bir süre sonra ağlamanın ve saçımın okşanmasının verdiği mayışlık hissiyle gözlerimi kapattım. "Uyu, bebeğim. "

Havalandığımı anladım.

Bilincim açıktı ama gözlerimi kapalı tutuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bilincim açıktı ama gözlerimi kapalı tutuyordum.
Biraz yürüdükten sonra eve girdik. Hava çoktan kararmıştı zaten

Beni koltuğa yatırıp pikeyi üstüme örttü.

10 saniye kadar sessizlik.

"Alo." Telefonla konuşuyordu.

"... "

"Emre, bir kaç kutu pizza gönder. Dağ evindeyim. "

"... "

"İyi, çabuk olun. "

Yüzümde hissetiğim nefesle yanımda olduğunu anladım.
Avucunu yanağıma yasladı. Yanağım yara olduğu için acımıştı; yüzümü buruşturdum.
Hemen elini yara olan yerden kaldırdı.

Parmağıyla yüzüme dokunuyor, her dokunuşu ile içim sıcacık oluyordu.
Bai parmağı önce gözümün altında gezindi.
Yanağımı acıtmayacak şekilde okşadı.
Çenemde, dudaklarımda.
Burnumun üstünde bir kaydırak misali kaydırdı parmağını.

Kapı çaldığında açmadan önce dudağıma derin bir öpücük kondurup kalktı.

Gözlerimi açtığımda çağan elinde ki pizza kutularıyla salona girerken gördüm.

Beraber pizzaları yedikten sonra yediklerimizi toplarken yüzümü yıkamam için beni banyoya gönderdi.

salona girdiğimde heryeri toplamış elinde kremlerle beni bekliyordu.
"Gel, güzelim. "

Yanına oturduğumda nazikçe kremleri yüzüme sürmeye başladı.
O işini yaparken ben onun yüzünü dikkatle inceliyordum.

Ela gözleri, gül pembesi dudakları, hafif kalkık burnu, yanaklarında derin iki çukuru ve çoğu zaman çatık olan kaşları. Adam resmen yunan heykeliydi.

İşini bitirip bana bakınca benim onu izlediğimi gördü. Utanıp gözlerimi kaçırmak yerine kahvelerimi inatla elalarına diktim.

Yavaş yavaş bana yaklaştı, aramızda bir nefeslik mesafe kalınca gözlerimi kapattım
Onu görmek değil sadece onu hissetmek istedim.

Dudakları dudaklarımı kavrayınca bende dudaklarımı aralayıp karşılık vermeye başladım.
Sert davranmıyordu, aksine çok narin ve yavaşça öpüyordu. Asla ateşli bir öpüşme değildi ama bolca tutku barındırıyordu.

Dudaklarımız ayrılınca bana gülümsedi, içim sımsıcak oldu. Bende aynı gülümsemeyi ona gönderdim.

"Artık gitmeliyim. " İtiraz eden birkaç bir şey söylesede kabul etti.

yukarı çıkıp yatak odasından giyinme odasına girdim.
Üstümdekileri değiştirdim.
Tekrar odaya döndüğümde çağan da oradaydı. Masanın üzerindeki makyaj malzemelerimi toplayacakken elimden tutup engel oldu.

Ben ona anlamaz bakışlar atarken konuştu. "Bırak birkaç eşyan kalsın burada. Sana ait olan birşeyleri görmeyi seviyorum. " Gülümseyip konuştum.

"Bana ait olan bir şeyler görmek istiyorsan aynaya bakabilirsin canımın içi." gülüp atıp başını salladı.

"Hadi artık çıkalım. " Elini belime koyup aşağı inmeye başladı.
Bahçeye çıktık ve arabaya binip yola çıktık.

Araba evin yakınlarında duruca dudaklarımı çağanın yanağına değdirip aşağı indim.

Evin bahçesinden içeri girince çay içen birkaç koruma toparlandılar. Rahatsız etmemek için onlara hiç bakmadan eve girdim.

"Güzelim, sabah haber vermeden gitmişsin. Sema ablanlarda görmemiş gittiğini? " Bana soran gözlerle bakan anneme yalan söylemeye başlayacaktım ki, elinde tepsiyle mutfağa giden ceyda ablayı gördüm.

"Yoo Ceyda abla gördü beni giderken. Dimi ablacığım?" Ceyda abla yüzüme birkaç saniye anlamsızca baksada durumun farkına varıp konuştu.

"Evet , Gökçe hanım. Ben tuana hanımı giderken gördüm. "

"Tamam, " Annem bana bakınca ağzında 'hiii' gibi bir nida çıktı. Saçımı geriye atıp yüzüme dokundu yüzümü buruşturunca elini hemen çekti.

"Kızım, n'oldu senin yüzüne!? "
Kızın uçurumlardan düşüp gidiyordu bu gencecik yaşında be anne.
Telaşlı sorusuna karşı daha arabada hazırladığım yalanı atı verdim.

"Ülkünün kedisi vardı ya, mia." Bir kaç saniye düşündü, hatırlayınca başını salladı.
"Heh işte onu severken yüzümü çizdi."

"Ah ah ben demiyormuyum elleme hayvanları? Bak derinde çizmiş. "

" Tamam anne, ellemem bi'daha. "

"Ceydacığım krem getirsene sürelim."
Ceyda abla başını sallayıp giderken ben birşey demedim. Zaten sürdüm desemde bırakmayacak.

𖧷𖧷𖧷

geceme doğan ayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin