Fourteen

1.5K 80 167
                                    

Tuananaz tiryaki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tuananaz tiryaki

Saçlarıma doladığım havluyu bağlayıp, siyah bornozumla beraber  oda ya dödüm.

Sabah kalktığım da ilk iş kendimi sıcak suyun altına atmak oldu. Çünkü yine ve yine bir karın ağrısıyla başbaşaydım.

Saat 11:00 olmasına rağmen, Çağan hâlâ mışıl mışıl uyuyordu. Çekmeceden kendime iç çamışırı alırken, bir yandan da Çağana sesleniyordum.

"Aşkım, hadi kalk. Bak oğlen oldu nerdeyse. " hiç bir tepki gelmeyince elimdekileri bırakıp saçlarımı havlu dan kurtardım ve yanına oturdum.

Elimle saçalrını geriye itip, yüzünü okşadım. "Efe, kalksana. " dokunuşumdan rahatsız olmuş olacak ki biraz homurdanıp kollarını bana sardı.

"Ya kalksana. Ne tembel çıktın sen. "
Bana sırnaşıp, yeni kalktığı için boğuk ve tatlı bir sesle konuşmaya başladı.

"Güzelim, bırak uyuyayım işte. O kadar efor sarf ettim, yoruldum. " saçını okşayan elimi durdurup, parmaklarımla alnına çaktım.

"Terbiyesiz, terbiyesiz konuşma! "
Gülüp, hiç istifini bozmadan uyumaya devam etti.
Kollarından kurtulup, ayağa kalkmaya çalıştım. Ama beni geri yatırıp üstüme çıktı ve mahmur gözleriyle bana tatlı tatlı bakmaya başladı.

"Tamam, bebeğim. Kalktım. " diyip burnumun ucuna minik bir öpücük kondurdu. "Günaydın."

"Aferin.kalk şimdi kahvaltı hazırla da yiyelim. "

"Ben kahvaltımı hemen şu an burada yapmak istiyorum. " kaşlarımı havaya kaldırdım. "Ah canım benim, çok mu acıktın? " başını aşağı yukarı salladı.

"Çok acıktım. Yapayım mı? Yani kahvaltı. "  zorla üzerimden itip, ayağa kalktım . "Kalk hazırla o zaman. Beraber yapalım. "  diyip kıyafetlerimi giymeye başladım.

"Sen niye hazırlamıyorsun pardon? "

Onunde durup sutyenimi bağlaması için işaret ettim.
"E çünkü şey, heh ben sevmiyorum. "

"Düzeltiyorum, yapamıyorsun. " diyip sırıttı.
"Yo, gayette güzel yaparım. "

"Yap o zaman? " Çağanın lacivert tişörtünü de giyip, saçımı elümle düzelttim.

"Hadi hadi. Çok konuşuyorsun! "

Kolunu omzuma atınca beraber mutfağa doğru yürümeye başladık.
"İyi, hazırlayalım madem. "

Ben mutfak taşına otururken o da dolaptan kahvaltılıkları çıkarmaya başladı.

Kahvaltı hazır olduğunda, beraber masaya oturup yemeye başladık.
Kahvaltı yapmayı sevmediğim için bir kaç lokma yiyip bırakmıştım. Çağanın zorlaması üzerine bir de çay içip salona gidip L koltuğa yayıldım.

Çağanda salona gelip diğer koltığa yayıdı ve beni izlemeye başladı.

"Efe." ellerini başının altında birleştirip cevap verdi.
"Hı? "

"Hayalin var mı? " bir kaç saniye düşünüp, konuştu.
"Var." biraz diklenip merakla sordum.

"Nedir? "

"Hayalleri söylersen gerçekleşmez, bebeğim. "

"Ama ben istisna olabilirim, bence. " güldü. "Valla anlamıyorlar istisna falan. Hayalimi de gerçekleştirmeyi çok istediğim için, üzgünüm ama söyleyemem. "

"Ne olur sanki söylesen!? "

"Bende onu diyorum işte, hayalim gerçek olmaz. "
Başımın altına yastık koyup koltukta yan bir şekilde yattım.

"Tamam. O zaman içinde ben
var mıyım? " gülümaeuerek başını salladı. "Tabii ki varsın, bebeğim. Benim hayalim de hayatım da sensin."

Eğilip yanağına bir öpücük kondurdum.
Elime telefonu alıp instagrama girip, gezinmeye başladım.

Çağan benim yattığım kolyığa gelip önce beni kaldırdı. "Ya n'apıyorsun? " bana cevap vermeyip kendi koltuğa uzandı beni de belimden geri geri çekip üstüne yatırdı. Yani şu an çağan koltukta, bende onun üstünde yatıyordum ve sırtım çağanın göğsüne denk geliyordu.

Ellerini karnımda birleştirince, kafamı omzuna yaslayıp tekrar instagrama girdim.

Önce storylerde biraz gezindim. Arkadaşlarımın storylerine yanıt verip, postlara bakmaya başladım.

Lise den Adanın “ Yaza merhaba. ” adlı gönderisini görünce kusasım geldi. Kız bedenini göstermek için ayrı bi çaba sarf ediyordu. Zaten hep herkesin ilgisini çekmek isteyen kızlardan olmuştu.

Ayıp olmason diye postunu beğenip geçtim.

Bir kaç tane daha postu geçince magazin sayfasının gönderilerine gelmiştim. Hmm en sevdiğim!

Birkaç evlilik haberi. Ünlülerin bikinili pozları derken , dün ülkü ve benim çıktığım haberi gördüm.

Abarta abarta yazılarını okuduktan sonra, yorumlarına bakmaya karar verdim. Ülkünün, benim ve ÜlTu fanlarının yaptığı her yorumu görünce yüzümde minicik bir gülümseme oluşuyordu.
Beğenmek istesemde işsiz mi bu  yorumları tek tek okuyup, beğeniyor.
Dememeleri için beğenmedim.

Her şey çok güzel gidiyordu ta ki Tuananazın elbisesi su yeşili, ama tırnakları bebek mavisi. Bu ne biçim kombin yazısını görene kadar.

Hızla yerimde doğrulduğumda, Çağanın inlemesi kulaklarıma çattı.
"Kızım, n'apıyorsun ya!? " diyip eliyle kasıklarını tutunca ona baktım. "Ay özür dilerim. "

"Tamam, n'oldu kalktın birden? "

"Ay bak hatırladım, gene sinirlerim bozuldu. " diyip Çağanın yanına oturdum. Sorar gibi yüzüme baktığında konuşmaya başladım.

"Hani geçen gün Hilalle kafeye gittik ya. " parmak üçlarıyla sakallarını kaşıdı. "Ee? "

"İzin verirsen anlatacağım. Heh işte o gün çıkışta magazinciler vardı. Görüntülediler bizi. " ellerimi kaldırıp bakmasını sağladım. "O gün elbisem su yeşili idi. Tırnaklarım da bebek mavisi. Yakışmıyor diye yorumlar yapmışlar. " dedim keyifsizce, ve devam ettim.

"Ama benim tırnaklarımda ki kalıcı oje. Yani her istediğimde rengini değiştiremiyorum ki. Bunun için kuaföre gidip işlem yaptırmam gerekiyor. " göz devirdi.

"Güzelim, tırnakların gayet hoş. Ayrıca tırnakla elbisenin uyumlu olması mı lazım? " telefonu sehpanın üzerine bıraktım. "Evet! " sırtını koltuğa yaslayıp beni kucağına çekti.

Baiım onun omzuna denk geliyordu. Beni bebek tutar gibi tutuyordu.
"Boşver, onlar söyler. " dedi uzun saçlarımın ucuyla oynarken.

"Önemli olan, sensin. " zaten uykum geliyordu. Birde sözleriyle daha da mayoşlıyordum. Kollarımı beline sarıp daha rahat bir pozisyona geçtiğimde saçımdan öptü. Bir kaç dakika geçmeden uykuya daldım.

🍄

( 1 eylül 2022 tarihinde düzenlendi.)

geceme doğan ayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin