geceme doğan ay

twenty nine

Kahkaha sesleri ile gözlerimi araladım. Kesinlikle bizim evden birinin sesi değildi bu, misafir vardı yani.

Yüzümü buruşturarak komedine elimi uzatıp telefonumu aldım. Saat sabahın sekizi!

Kollarımı iki yana açarak esnediğimde koridordan gelen tıkırtı seslerini duydum. Kapıyı açıp ceyda hanım olduğunu görünce ona seslendim.

"Ceyda abla! " kısık sesle bağırmama karşı elindeki poşeti yere bırakıp yanıma geldi.
"Ay Tuana hanım, özür dilerim. Uyandırdım mı? "

"Yok yok, uyandırmadın. Zaten bu seste senin sesin nasıl anlaşılsın. " başını sallayıp beni onaylayan mırıltılar çıkardı.

"Kim geldi? " merdivenlere bakıp tekrar bana döndü. "Valla tanımıyorum ki. Berfindi galiba ismi. "

Berfin diye birini tanımıyorum ki.

"Berfu mu? " gözlerimi kısarak sorduğum soruyla çatık kaşları çözüldü.
"Heh evet, Berfu. "

"Allah allah sabahın köründe ne arıyor ki bu burada? Neyse ceyda abla teşekkür ederim. " gülümseyerek kafasını sallayıp aşağı inmeye başladı.

Odaya dönüp elimi yüzümü yıkayıp bir kaç bakım kremi sürdüm. Saçlarımı tarayıp, saç parfümümdrn sıktım.
Kaşlarımı yukarıya doğru tarayıp, kirpiklerime şeffaf rimel sürüp kıvırdım.
Dudaklarıma ten rengimi canlandıracak hafif pembemsi ruj sürüp, giyinme odama geçtim.

İki askısı tek kolda olan, turuncu bir crop top, altına da siyah kloş mini bir etek giydim.

Topuklularımın sesi eşliğinde salondan içeri girip annemlerin yanına adımladım.
Salona girdiğimde annemle Leyayı bayık gözlerle oturmuş, Berfuyuda konuşup kahkaha atarken yakaladım.

Bu hallerine gülmeden edemedim.
Gülme sesimi duyan Berfu bu tarafa baktığında gülümsedim.

"Ah, Tuanacım! " Leyanın yanına geçerek bacak bacak üstüne attım.
"Hoşgeldin, Berfu. "

"Hoş buldum, canım. " gülümseyerek önüme konulan kahveden bir yudum almadan hemen önce konuştum.

"Hediyen içinde çok teşekkür ederim. Gerçekten çok beğendim. Çok incesin. "

Leya bana anlamayan bakışlar atarken sonra anlatırım bakışı attım. Acaba tek bakışlarıyla anlaşan biz miydik?

"Rica ederim, beğenmene sevindim. "
Gülümsemekle yetinip kahvemi içmeye devam ettim.

"Neyse kızlar, ben Kaderlere geçiyorum. Hazırlıklara yardım etmek için. " dedi annem, daha sonra berfuyu es geçip bize döndü. "Sizde geç kalmadan gelin valla Senadan sağlam trip yersiniz. "

Yarın Senanın Nişanı vardı ve annemle beraber kader ablalara gidecektik bugün.
Ama Sena gelince ayıp olmasın diye biraz daha oturmayı planladık Leyayla.

"Tamam, annecim. " annem gittiğinde Balımın hâlâ uyanmamasından şüphelenerek izin isteyerek yukarı kata çıktım.

Balımı uyandırmış ve giyindirmiş aşağı inerken Leyanın kısık tonda sinirle konuşmasını duymuştum.

"Berfu, kes şunu! Hiç bir şeyin suçlusu değil o. Kocandan hesap sorabilirsin. " berfunun yüksek sesli kahkahasını duyarken daha da yaklaşmıştım salona.

"Her şeyin suçlusu o kız. Ayrıca sanane ya! İstediğimi yaparım. " leya elini cam masaya bir kez vurmuş ve daha da yaklaşmıştı Berfuya.

"Onun hiç bir şeyden haberi yok. Seni bile  tanımıyor, bilmiyor. Eğer ona zarar verirsen yemin ederim hayatı fitil fitil burnundan getiri- "

Balım korkarak bacağıma sarıldığında onu bakıcısına verip elimle yukarı götürmesini işaret ettim.

"Leya, n'oluyor? " ikiside irkilerek bana döndüğünde çatık kaşlarla onlara bakıyordum.

Berfu gülümseyerek çantasını almış yanımdan geçerken gülümseyip koluma bir iki kez vurmuştu. "Tuanacım sanırım Leyanın siniri biraz bozuk. Bende gideyim artık, görüşürüz. " hiç bir şey demeden onun gidişini izleyip, tekrar Leyaya döndüm.

Tam konuşacağım sırada kolumdan tutarak kapıya yönelmişti. "Sonra anlatırım ben. Hadi gidelim, yoksa Senadan çekeceğimiz var. "

Onu durduğumda yutkunarak bana döndü.
"Leya, Balım? "
"Heh, doğru evet ben onu alayım, sende çantanı al gidelim. "

Tedirgin olduğu her halinden belliydi ama ne kadar üstelesemde söylemeyeceğini bildiğim için, peşine takılarak evden çıktım.

۞۞۞۞