three

2.5K 92 86
                                    

"Yenge, hazır mısınız?" Bir yandan aynaya bakıp zebra desenli cropumu düzeltiyor, diğer yandan da konuşuyordum.
"Hazırız ama balım hanım tokasını takmıyor." Leyanın hafif kızgın sesiyle bakışlarımı aynadan ayırdım.

Yüksesk topuk ayakkabılarımla, parke zaminde ses çıkartarak balımın odasının önüne geldim.
Aralık kapıyı açarak içire girdim ve kapıyı kapattım.

"Bebeğim,neden takmıyorsun tokanı?"

"Sevmedim ben bu tokayı. Hala baksana, kırmızı elbiseye turuncu toka olur mu hiç?"
Eh haklıydı şimdi. Turuncu ve kırmızı bir birine çok yakın renkler ve yanyana hoş bir görüntü oluşturmazlar.

"Yani yenge, balım haklı bence. O elbiseyle o toka olmaz. Ama... " Masanın üzerinde ki tokalara biraz bakındım. Mavi olanı elime alıp leyaya doğru uzattım. "Bu olabilir. "

Leya gülümsedi ve tokayı aldı.
"Tamam o zaman. Teşekkür edriz, halası."
Bende gülümseyip aşağı indim.

Aşağıda annemle konuşuyordukki kapı çaldı. "Ceydacığım, kapıya bakar mısınız lütfen."

Kapı açıldığında içeri ilk önce çağanın annesi içeri girmişti,siyah,dar ve midi elbise giymişti. oldukça sade ve şıktı.

Ardından çağanın babası gelmişti. Yaşına göre dinç ve genç duruyordu. giydiği siyah takım elbisesi ile tam istanbul bir beyefendisiydi.Çağanın yakışıklılığını kimden aldığı belli oldu.

Ve en sonunda çağanda gelmişti. simsiyah bir gömlek ve pantolon giymişti. Kıvırcık saçları dağınıktı. saçlarında parmaklarının izi duruyordu.
Böylece hem şık hemde serseri bir tipi vardı. Çok yakışıklı ve karizmatik görünüyordu.

Benim onu süzdüğümü gördüğünde yüzündeki sırıtışla, göz kırpmıştı.
Neyse ki kimse görmedi.
Ona gözdevirip diğerlerine döndüm.

Yeliz hanım ve annem davetlerden tanışıyordu. Ve gayet iyi anlaşıyorlardı.
Babam ve çağanın babası tokalaşırken, abim ve çağan sarılıyordu.

selamlaşma faslı bittikten sonra masaya geçmiş yemeklerimiz yiyorduk.

Ama yeliz teyze ile mete amca balımı öyle çok sevmişlerdi ki daha çok onunla ilgilileniyorlardı.

"Balımcığım hiç babana benzemiyorsun. onun küçüklüğünü bilirim. daha çok annene benziyorsun."
Balım şaşkın bir ifadeyle Mete amcaya baktı.

"Nasıl yani babam daha önce küçük oldu mu?" Biraz bekledi ve sonra devam etti.
"Ama bablar hiç çocuk olmazlar ki."
diyice herkes gülmeye başladı.

"Ah bende oğlumun mürvetini görebilseydim gökçeciğim. Torunu olanlara o kadar özeniyorum ki... "

Çağan konuşmadan rahatsız olmuş gibiydi.
Bana dönüp, "Tuanacığım sana zahmet lavabonun yerini göstersene. " dedi.

"Tabii çağan abi, gel."

Yalandan gülümseyip ayağa kalktı.
Bende kalktığımda merdivenlerden çıkmaya başladık.

lavabonun önüne geldiğimizde kapı açıp hafif ittirdim. çağana dönüp yalan olduğu belli olan gülümsemeyle
"Buyurun çağan abiciğim. " dedim.

"Olur, buyurayım." dediği gibi kolumdan tutup adeta banyonun içine fırlatıldım.

"Aa napıyorsun! "

Not: bundan sonrası minicik fesat olabilir isteyen okumadan geçsin. devamında söyleyeceğim.

kapıyı klitleyip beni kapıya sertçe yasladı. "Buyuruyorum abisinin gülü."

geceme doğan ayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin