helö!
nasılsınız?
ben çok yorgunum vallahi, bölüm sonu konuşalım, bir iki duyuru var...
olur mu <3şimdiiiii sizi bölüme uğurluyorum, satır aralarında görüşmek üzere ❤️
🥀
Çizgi roman raflarının arasında gezinirken Afitap da benim iki raf arkamda kendince kitap bakınıyordu. Annem ve Muazzez Hanım ise mağazanın girişindeki koltuklarda oturmuş dinleniyordu.
Rahatça esneyemediğim için gözlerim yaşarırken birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Merak ettiğim serinin birkaç kitabını seçip elime aldım. Arkamı dönüp Afitap'a baktım, n'apıyor diye. "Almak istediğine mi karar veremiyorsun?" dedim elindekilere göz atarak.
"Sen de değil ama ben de fazla olur," dedi sadece Afitap ve arkadaki fiyat etiketlerine bakıp birini bıraktı rafına geri. Dudağımı büzüp bıraktığı kitaba baktım. "İstersen ben alabilirim," dedim. Afitap omzunun üstünden bana baktı. "Gerekmez," dedi. "Senden yardım istemedim." Gözlerimi devirip tutamadığım dilime lanet okudum. Bir gün benden yardım dileneceğine adım kadar emindim ve kesin ona yardım edecektim vicdanıma yenilip. Elimle alnımı ovuşturdum. "Seninle konuşanda kabahat," dedim.
"Konuşma?"
"Afitap bu hâllerin ne senin?" dedim dayanamayıp. Şu geçen üç üç buçuk haftada Afitap'ta sürekli artan kaprisler vardı. Kız kardeşim bana dönüp baktı ve baştan aşağı süzdü beni. "Reglim yaklaşıyor, ondandır."
"Bir aydır mı yaklaşıyor reglin?" Başımı iki yana salladım ve geri dönüp birkaç rafta daha gezinmeye başladım. Kürşat ile olan o mesajlaşmamızın ertesi günü bir kez daha mesaj atmıştı, gideceğine dair. İletişimi o sağlayana kadar kuramayacağımızı belirtmişti ve dört haftaya yakın bir süredir de haberim yoktu kendisinden.
Bu dört haftalık sürede bense yaşamadığımı yaşamakla meşguldüm:
Annem apayrı havalardaydı. Babamdan izinsiz bir şekilde gizli sosyal medya hesabı açmıştı ve sürekli düğünlere bakıyordu. Yeni gelin sayfaları takip ediyordu. Afitap ona Instagram'ı nasıl gizleyebildiğini göstermiş ve böylece ana ekranında uygulamayı göstermez hâle getirmişti. Afitap ile bana da bunun babamın kulağına gitmeyeceğine dair yemin ettirmişti. Sanki işim gücüm yoktu da onu ispiyonlayacaktım.
Düzenli periyotlarla alışverişe çıkıp birkaç şey alıyorduk. Çeyizlik diyordu annem sürekli ve bunu sandığa kaldırıyordu. Sandık... Babam bir marangozla konuşmuş ve meşeden bana oymalı bir sandık yapılmıştı. Ben sandık falan istemiyordum ama tabii ki de böyle bir olayda benim söz hakkımın olması nere, ben nere!
Adem ise yüzü sirke satıyordu bazı günler. Kesin bilgisayar oyunları üzerinden hızlı para akışı sağlayamıyor diyeydi çünkü babam benim Adem ile ilişiğimi kesmişti. İnternet kafeye beraber gitmiyorduk, artık. İki hesap ilerletmek yerine bir oyun hesabı ilerletiyordu.
Diğer kardeşim Afitap ise... Apayrı alemdeydi. Bendeki her yükün aynıları ona da yüklenmeye başlamıştı. Eskisi gibi dışarıya çıkamıyordu, kitap okuyamıyordu, müzik dinleyemiyordu. Her şeyin süresi vardı ve ev işleri onun sırtındaydı.
Babam her akşam annemi ve beni sorguya çekiyordu, benim yorulup yorulmadığım hakkımda. Her seferinde de kusacak gibi oluyordum. Fiziksel şiddet birden kesilmişti ama bana... Başka şiddetler sağdan soldan afakanların birden basması gibi çok ani bir şekilde geliyordu. Muazzez Hanım bize iki kere yemeğe gelmişti ve birkaç kez de beni dışarıda buluşmak için çağırmıştı. Babam da kendini sıkıyordu. Ya Afitap'tan çıkarıyordu sinirini ya da bana vuramadığı için başka türlü şeyler yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yağmur gibi sev beni.
Romantikdipnot; Argo ve cinsellik içermektedir. "Seni seviyorum diye git gellerinle benim ağzıma sıçamazsın Kürşat. Seni seviyorum diye hep öyle sevgi pıtırcığı olacağımı sanamazsın, bekleyemezsin. Seni öyle bir severim ki, senden nefret ettiğimi düşünürsün...