hellö!
nasılsınız bakalım?ayh bu bölümde diğer emojilerden farklı limon kullanmak istedim, bölümün adını da limon yaptım part devamı olmasına rağmen ehehehe
umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur, satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfen 🥺💖
beni motive eden o yorumlar aşkolar 💅🏼hepinize keyifli okumalar!
🍋
Yaşamaya başlayacağım hayat için resmi başvuruyu yapacağım günün sabahına gözlerimi alarmımın sesi ile açmıştım. Dün gece geç yatmamış olmama rağmen saat on bire geç kalmamak için alarmımı kurmuştum ve herhalde bu yüzden yeterince uyusam da uyuyamamış gibi hissediyordum.
Çekyata döşenen yatağı hızla toplayıp klimayı açtım ve derecesini ayarlayıp beyaz klima kumandasını bıraktım orta sehpanın üzerine. Ardından da çarşafı düreceğim sırada telefonumu dolanan çarşafın içinden aldım, yüz kilidi ile ekran ben istemeden otomatikman açılmış ve son açık kalan şeyi göstermişti. Kürşat ile konuşma...
Dudaklarımı birbirine bastırıp uyandığımı ve geç kalmadığımı belli edeyim diye bir tane günaydın mesajı atmaya karar verdim. Sadece günaydın yazıp gönderdim ve ekranı yandaki kilit tuşundan kilitledim. Tişörtümün bir ucunu pijamamın içine sokup o ikisi arasında telefonumu sıkıştırdım. Alttan kaymaması için de tişörtün bir ucunu soktuğum eteği destek oluyordu.
Çarşafı da hızla dürüp yastığın üzerine koydum ve çekyatı katlayıp her zamanki duran haline getirdim. Kırlentlerini de yerleştirip ev ahalisi uyanmadığı için yatakları yerleştirmeme kararı aldım. Salondan usulca çıkıp mutfağa girdiğimde kendine domates peynir ekmek üçlüsünü hazırlayan kuzenim İhsan Abi ile karşılaşmak son düşüneceğim şeydi. Saat dokuzdu ve bu saate çoktan İhsan Abi'nin çıkmış olması lazımdı.
"Günaydın cimcime," deyince çekingen bir tebessüm sunup başımla selam verdim. "Günaydın İhsan Abi, erkenci değilsin bugün?" diye sordum.
"Pazartesi sabahtan ilk iki ders benim değil, birazdan çıkacağım ama var dersim," dedi. "Sana da yapayım mı bir tane?"
"Yok," dedim hemen. "Zahmet etme sen, ben yaparım." Ayaklanıp İhsan Abi'ye doğru ilerlediğim sırada iki adım geri gitti kuzenim. "Elime mi yapışacak kız, otur oturduğun yerde. Hallettim iki dakikaya ben." Mahcup bir gülümseme ile ona bakıp başımı aşağı yukarı salladım ve bangonun üstünde gördüğüm buzdolabından çıkarılmış vişne meyve suyunu elime aldım. İki tane bardak çıkarıp içinde kalan miktarı yarı yarıya bölüştürdüm bardaklara.
"Senin bugünkü plan ne?"
Ona bakmadığım hâlde onun olduğu taraftan sakındım, kaçırdım bakışlarımı. "Kürşat ile buluşacağız," dedim. "İlk başvuru yapıp sonra da sağlık belgesi falan halledecekmişiz," derken mutfağın içini pijamamla tişörtümün beline sardığım telefonumun zil sesi doldurdu. Göbeğimde de bunun titreşimleri hissedildi.
Hızla telefonumu alıp ekranda yazan Kürşat ismi ile yeşil renkteki ahizeye dokundum, telefonu kulağıma götürdüm.
"Kürşat?" dedim şaşkın bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yağmur gibi sev beni.
Romantizmdipnot; Argo ve cinsellik içermektedir. "Seni seviyorum diye git gellerinle benim ağzıma sıçamazsın Kürşat. Seni seviyorum diye hep öyle sevgi pıtırcığı olacağımı sanamazsın, bekleyemezsin. Seni öyle bir severim ki, senden nefret ettiğimi düşünürsün...