medyadaki şarkıyla okuyun
'daha çok hikayemiz vardı.'
Onların birlikte çekildikleri bir tane fotoğrafları bile yoktu.
"Çok üşümüşsün sevgilim."
Yağız bunca sene yalnızdı ama ona yemek yapmayı Ufuk öğretmişti.
"Dur şunu üzerine örteyim."
Yağız, Ufuk'u ilk gördüğü gün anlamıştı bu insan hayatında olmalıydı. Onun kokusu her şeye bedel olabilecekti bunu biliyordu.
"Sarılayım mı sana?"
Yağız yatağa Ufuk'un tam yanına uzandı. Kollarını üşüdüğünü düşündüğü bedene sardı. Ufuk'u kendine doğru çekerken burnunu boynuna yasladı ve kokusunu içine çekmeye çalıştı. Bir yandan Ufuk'un saçlarını seviyordu.
"Olsun, olsun sevgilim sakın üzülme. Uyuyacaksın uyandığında kokun olacak yine üzerinde."
Kokmuyordu! Odadaki o ağır metalin kokusu çok daha ağır basıyordu.
Burnunu çekti hala Ufuk'un saçlarını severken yüzünü boyun girintisinden uzaklaştırdı. Yastığa yaslanıp Ufuk'un bedenine kendisine doğru çekti. Saçlarındaki elini yüzüne indirdi.
"Evde şeftali hoşafların duruyor. Masanın üstünde. Dinlen burada. Sonra gidelim tamam mı."
Yağız'ın bacağına değen Ufuk'un çıplak bacağını hissedince odanın içerisinde gözlerini gezdirdi.
"Ama sen üşüdün tabi. Ben- ben üzerimdeki montu sana giydireyim söz uyandırmayacağım seni."
Burnunu çekti cama vurduğu eli kanla kaplanmış, çoktan kurumuştu bile. Ellerini Ufuk'tan çekip başını yavaşça yastığa yasladı.
"Ellerim çok pis ondan alamıyorum kokunu sevgilim. Ama eve gidince yıkanacağım, söz."
Montunu çıkartıp Ufuk'un çıplak kollarından geçirdi. "Bak şurada atkım var. Ben sarmıştım boynuna. Onu da alayım." dedi ve montun fermuarını çekti. Yataktan hızlıca kalkıp atkıyı aldı ve Ufuk'un boynuna sardı. Yerdeki pantolona dokunamamıştı ama.
Hâlâ ayakta dikilirken gözü sabah giyinmesi için verdiği pantolonunda kaldı. Başını sağa salladı hızlıca. Önüne gelen saçlarını geriye atıp yataktaki eski yerine geçti üzerine örttüğü yorganı yine örttü.
"Bir kavanoz şekersizdi. Şekersiz mi daha çok seviyorsun yoksa şekerli mi?"
Hoşaflardan bahsediyordu.
Başını yatağın başlığına yaslarken elini yine Ufuk'un yüzüne yerleştirdi. Dün gece olduğu gibi yüzünün her yerini parmağının ucuyla ezberlerliyorken gülümsedi. Bu sefer huylanmamıştı.
"Sana demiştim. Uykun ağır diye. Bak uyanmadın bile."
Kuruyan kanlı eline takıldı gözü yüzünü buruşturdu. Bu ellerle Ufuk'a dokunmamlıydı. O tertemizdi. Ya kirletseydi yüzünü.
"Özür dilerim sevgilim. Burada su yok. Bulamadım. Yıkayamadım elimi ama eve gidince yıkayacağım. Söz verdim ya tutacağım.
Hasan ve o iki adam gitmişti. Hasan şimdi kamera kayıtlarını almış onları burada bırakıp gitmişti.
Odanın kapısı büyük bir gürültüyle açılınca Yağız, Ufuk'un bedeninin önüne geçti ve kollarını açtı ne yapacağını bilemeyerek...
Kerem elindeki silahı yavaşça indirip Yağız'a doğru ilerledi. Odadaki koku onu tedirgin etmeye yetmişti. Çok fazla kan kokusu vardı. "Yağız?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARBAR | GAY -tamamlandı
Teen Fiction[TAMAMLANDI] ANGST bir insan, iki yok olan hayat tex-metin karışık !ANGST BİTİYOR SONRA BANA SÖVMEYİN!