Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan diğerinin gözünde toz kadardı."
bölüm 50 :(
yağız'dan
"Ufuk."
"Hım?"
"Biz seninle hiç sinemaya gitmedik hep evdeyiz, farkında mısın?"
Ufuk'un belimde dolaştığı eli anlık dursa da çok geçmeden eliyle belimi okşamaya devam etti. Saçlarımın arasını öpünce gözlerimi kapattım,bunu seviyordum. Göğsüne yasladığım başımı kaldırıp Ufuk'a baktığımda gülümsedi. Kolumdaki elinin tersiyle yavaşça yanağımı okşarken "İyileşmeni bekledik ya yavrum? İyileştin neredeyse, ilaçlarını aldın. Çok az kaldı sonra seninle istediğimiz her yere gideceğiz." Eğilip alnımdan öptü. "İyileştikçe yüzüne renk geliyor. Gözlerin daha anlamlı bakıyor. Zaten çok güzeldin ama gün geçtikçe daha da güzelleşiyorsun Yağız'ım." Yüzümü incelerken dudağının kenarı kıvrıldı. Belimdeki elini kalçama indirip hafifçe vurdu. "Hem kilo da aldın he." dedi.
Sahte bir sinirle dudaklarımı büktüm. "Kilo aldım diye sevme beni küstüm."
Mavi gözleri kısıldı ardından büyük bir kahkaha attı. Yaptığım taklitten olsa gerekti... Eliyle yanaklarımı sıkıştırıp dudağıma ve yanaklarımı öptü...
yazar'dan
"Nihayet uyandın be Yağız!"
Yağız etrafına bakınırken aniden karanlık çöken odada etrafını görmeye çalıştı. "Ufuk, Ufuk nerede?" dedi. Hasan boş odanın bir köşesinde yürürken Yağız ayak seslerinin geldiği yöne döndü aniden. Adım seslerini takip etmeye çalışıyordu fakat oda o kadar boştu ki sesler duvarlara çarpıyor aklını karıştırıyordu.
"Ufuk... Ufuk uyuyor. Odada."
"B-ben yanına gidebilir miyim?" dedi sesinin titremesine engel olamayarak. Hasan odada durduğu köşede sesli bir kahkaha patlattı. Yağız hızla elini kulaklarına götürdü. Korkmuştu.
"Tabi gidebilirsin ama ilk önce..." Işıklar açılınca Yağız tam karşısında duvara yaslanmış elleri cebinde Hasan ile bakışırken hızla üzerine koşmaya yeltendi ama nereden çıktığını kestiremedi bir adam kollarından tutup onu geriye savurdu.
Yağız bedenini duvara sertçe çarpmasıyla inledi ve yerden destek alarak ayağa kalktı. "Ufuk nerede?" dedi dişlerinin arasından.
Ya ona bir şey yaptıysa? Ya canını yaktıysa? İyi miydi şu anda?
Hasan, tam gözlerinin içine bakan mavilerle keyiflenmişti. Yılların intikamını alıyor gibiydi. O kadar keyiflenmişti ki...
Yağız aniden gözlerini karşısındaki bedenden kaçırdı. O geçen gün o odada fark etmişti bu manyağın ne tür bir deli olduğunu... Yağız'ın gözlerinde acıyı görünce mutlu oluyordu. Yağız ona bu zevki yaşatmayacak duygularını belli etmemek için elinden geleni yapmalıydı.