Ben agliom... cok tatlisiniz, yorumlariniz cok güzel... bebeklerim benim. Seviyorum sizi <3
**Yazardan**
"Çok teşekkür ederim, Kerem. Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum."
Ufuk belki de doksan dokuzuncu kez aynı teşekkürü ediyordu. Kerem bıkkınlıkla gözlerini devirip elindeki şırınga ile Ufuk'a döndü.
"Ben bunu yıllardır yapıyorum. Artık teşekkür etme lan."
Kerem tekrar Yağızla ilgilenmek için döndüğünde tekrar uzun uzun baktı karşısında uyuyan çocuğa. Bir yerden gözü kestiriyordu ama bir türlü çıkaramamıştı.
Ufuk'a sormaya çekiniyordu çünkü başından bir dakika bile ayrılmamış, endişeyle etraflarında dönmüştü. Ufuk'u çok uzun zamandır tanıyordu. Ona çok yardımı dokunmuştu ve Ufuk öyle kolay kolay insanlara yardım etmezdi.
Ufuk'u çok uzun zamandır göremiyordu. Malum Kerem kendi aşk hayatına adamıştı ve bir adamın etrafında pervane olmuştu!
Kerem dudaklarını birbirine bastırıp derin bir nefes aldı. Ufuk'ta, Yağız'da birer çocuktu onun gözünde. Liseye giden çocukların böyle olmaları mı gerekiyordu, sahiden?
Ufuk ile Kerem yine böyle bir durumdayken karşılaşmışlardı. Kerem yine insanlara yardım için koşturuyordu. Ufuk mal satmak için sokağa çıkacakken bir odada ağlama sesleri duymuştu. Bir yıkık dökük sokağın tamamı bu adamların elindeydi. Herkese istediklerini yapıyor, paranın tadına bakıyorlardı.
Kerem ise orada hastalarla ilgileniyordu. Kafasına koymuştu bir kere iyileştirecekti o deliktekileri. Gençlerin bunu yaşamaya hakkı yoktu.
Ufuk merakına yenik düşüp odaya girince Kerem ilk başta tedirgin olmuştu çünkü oradakiler Kerem'i sevmezdiler. Sürekli yaka paça dışarı atılırdı.
"Ben artık gideyim?" Kerem oturduğu sandalyeden kalkınca Ufuk'ta ayaklandı ama sorması gereken sorular vardı. Mesela; canı daha çok yanacak mıydı? Ne zaman uyanacaktı? İyi miydi?
"Ne zaman iyileşecek?" dedi direkt. Soruları soramamıştı. Çekinmişti belki de. Önemsiyormuş gibi görünmek istemiyordu.
Kerem ortamdaki gerginliğin aksine tok ve kısa bir kahkaha attı. "Daha dur yolun başındayız. Dediğim ilaçları sabah akşam ver. Almak istemeyecek olursa zorla içir. Yemeğine veya içeceğine at bir şekilde." dediğinde Ufuk başını salladı.
Merak ettiklerini sormak istiyordu. Kafasını kurcalayıp duran soruları bir çırpıda sormak istiyordu ama gerçekten diline mühür vurulmuş gibiydi.
"Sen bir şey mi soracaksın bana?" Neyse ki Kerem fazlaca zekiydi veya doktor olmak artık onun için bir meslekten çıkmıştı. Karşısındaki insanı çok kolay çözüyordu.
Ufuk dudaklarını ıslatıp Kerem'in gözlerine baktı. "Aslında evet, uyandıktan sonra ne olacak? Sen gelmeden önce canı acıyor gibiydi. Daha ne kadar devam edecek?"
Hızlı hızlı konuşmamış, her kelimenin üzerinde dura dura ilgiyle sormuştu tüm sorularını. Beklediğinin aksine çok sakin durmuştu. Bu Ufuk için iyi bir durumdu.
Ufuk kendine inanamasa da bu olanlar gayet normaldi. O rol oynamayı çok iyi öğrenmişti sadece kendindeki değişimin farkında değildi.
Kerem gülümseyerek karşısındaki çocuğun stresini azaltmak istemişti. "Ağrısı şimdilik olmaz. İçinin titrediğini söyleyebilir. Çok sık duygu karışıklığı da yaşayacaktır. Sert konuşmamaya çalış büyük ihtimalle seni sinirlendirmek isteyecektir ve" Kerem bir süre bekledi. Ufuk merakla gözlerine bakınca yutkunup devam etti. "Krizleri olacak. Beni muhakkak ara. Saat fark etmez. Çekinme. Kriz anında kendine zarar vermesine izin verme. Sana saldırırsa da yanından çık. Sakın yaklaşma. Beni ara."
Ufuk gözlerini Kerem'den ayırıp Yağız'a çevirip izledi onu. "Anlaşıldı mı?" Kerem,Ufuk'tan bir onay cümlesi almayı bekledi. Ufuk tamam demedi ama başını aşağı yukarı salladı yavaşça.
"Gidiyorum şimdi. İstersen okul için rapor yazayım ikinize de?" Kerem yine elinden geleni yapmaya çalışıyordu.
Ufuk bu sefer başını iki yana salladı. "Zaten sınıfta kalacağız bu gidişle. Yazmana gerek bile yok." dedi durgunlaşan sesiyle. Kerem daha fazla kurcalamak istemiyordu. Şu an tek dertleri Yağız olmalıydı. O iyileştikten sonra Ufuk'un neler sakladığını öğrenebilirdi.
"Görüşünüz kendinize iyi bakın. Birbirinize emanetsiniz. Gidiyorum ben."
"Görüşürüz Kerem. Çok teşekkür ederim tekrardan."
Evet, artık yüzüncü teşekkürünü etmişti Ufuk.
Yağız'dan
"Ufuk?"
Gözlerimi açmıştım. Kemiklerimdeki ağrı hiç yok diyemezdim ama çok azalmıştı. Hareket etmezsem onu bile hissetmeyecektim.
Mutfakta tabağın sertçe tezgaha çarpma ardından koridorda koşarak odama giren Ufuk'a baktım. Odaya girdiği anda mutfaktan kırılma sesleri gelmişti.
"Uyandın!" Ufuk kırılma seslerini umursamadan yanıma gelince kollarımın üzerinde doğruldum. Ne olmuştu bana?
"Aç mısın, bir yerin ağrıyor mu? Hayır, kalkma şimdi. Dur ne istiyorsan getireyim."
Ufuk yatağın kenarına oturup kolumu tuttu ve beni geri yatırmaya çalıştı. "Dur bir sakin ol. İyiyim, noldu bana?" dediğimde Ufuk kollarımı ittirmek yerine bana destek olup yatakta dikleştirdi.
"Uyandığımda yanımda yoktun. Salonda titriyordun. Bir doktor arkadaım var. On-" Sözünü kesip "Ne zaman oldu bunlar?" dedim. Salonda neden titremiştim mesela? Doktor mu dedi o?
Ufuk gözlerini kırpıştırıp derin bir mefes aldı. "Tamam hatırlamaman normal herhalde." dedi ve dün gece olanların hepsini tek tek anlattı. Her şey tamamdı ama nasıl evde iyileşecektim? Bunun için ciddi tedaviler gerekmiyor muydu?
Bu soruları boşverip aklımı en kurcalayan şeyi sordum. "Kim bu doktor? Nerden tanıyorsun?"
"Eski bir arkadaşım. Onu boşver aç mısın?" dediğinde başımı sağa sola salladım. Aklımı kurcalayan konuyu halletmeliydim ilk önce "Adı neydi?"
Ufuk yataktan kalkıp "Kerem." dedi ve kapıya doğru ilerledi. Arkasından hemen yataktan çıkıp hızlıca mutfağa giden sevdiğime yetiştim. Evime ne kadar da çok yakışıyordu bu adam...
"Doktor demiştin değil mi?"
"Evet." dedi son harfleri uzatarak sanırım sıkılmıştı.
Ufuk ocağın üzerindeki yumurtaya tuz atıp ocaktan kaldırdı. "Geç kahvaltı edelim. Hiç uyumadım çok uykum var."
Mutfaktaki masaya tavayı koyunca bende çay bardaklarını yerleştirip çayları doldurmaya başladım. "Teşekkür ederim." dedim.
Ufuk'tu bu. Benim aşık olduğum kişi. Beni dövmek isteyen Ufuk'tu. Bu gece beniö için hiç uyumamıştı öyle mi?
Ufuk ekmekten bir parça kopartırken çenesiyle oturmamı işaret etti. "Teşekkür etme. Yemek ye."
Çaydanlığı ocağa geri koyup çayı Ufuk'a uzattım. Sandalyeye oturmadan önce yumurtaya bandırdığı ekmeğini ağzına atan Ufuk'a baktım. Gülümsedim...
Gerçekten çok yakışıyordu evime. Sessiz ve kimsesiz evime.
![](https://img.wattpad.com/cover/196983010-288-k156526.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARBAR | GAY -tamamlandı
Ficção Adolescente[TAMAMLANDI] ANGST bir insan, iki yok olan hayat tex-metin karışık !ANGST BİTİYOR SONRA BANA SÖVMEYİN!