Yazardan devaaaammm
Ufuk demin ki olanları düşünürken dalgın dalgın ocağın üzerine koyduğu tavaya yumurta kırmak için buzdolabına ilerledi.
Güçlü kalmak istiyordu ama başaramıyor gibiydi. Kendinden nefret ediyordu!
İçeriden Yağız'ın sesini duyan Ufuk başını kapıya çevirdi. "Yağız?"
Hemen ardından Yağız'ın acı çığlığını duyunca buzdolabının kapısını bırakıp içeriye koştu.
"Yağız?" dedi tekrardan. Koltuğun üzerinde oturmuş gözlerini sıkı sıkıya kapatmış Yağız'a baktı ve hızlıca yanına ilerledi.
"Noldu? Neyin var?" derken Yağız'ın baktığı koluna elini koydu. Yağız tekrar inleyince Ufuk elini sanki bir ateşe dokunmuş gibi geri çekti. Neden bu şekilde canının acıdığını anlamaya çalışır gibi Yağız'ın tüm bedenine baktı. Bir kriz değildi bu. Titremiyordu. ağlıyordu ve canı acıyordu.
"Yağız konuş benimle. Neyin var?" diyerek tekrar koluna dokununca Yağız dişlerini birbirine bastırıp Ufuk'u tüm gücüyle ittirdi. Kolları yanıyor gibi hissediyordu bir de üzerine Ufuk konunca acısı katlanabilirmiş gibi daha da azıyordu.
Ufuk geriye doğru düşünce yerden hızlıca kalkıp odadaki telefonuna sarıldı. Kerem'i aramalıydı.
"Alo Kerem."
"Efendim?"
Ufuk salona geri dönerken hızlıca konuşmaya başladı. "Yağız... Yağız'a bir şey oluyor. Canı acıyor gibi. Buraya gelmen gerekiyor."
"Dediğim ilacı verdin mi?" dedi Kerem, Ufuk'un aksine sakince.
"Evet, ne yapacağım? Buraya gel Kerem." dedi Ufuk çaresizce. Canı çok yanıyor gibi duruyordu. Elinden şu an bir şey gelmemesi onu boğuyor gibi hissettiriyordu.
"Tamam geliyorum. Sana saldırırsa yanından ayrıl. Ne olursa olsun!" dedi Kerem fakat Ufuk asla Yağız'ı bu halde kendi halinde bırakmazdı. Yağız'ın yanağından art arda akan yaşlara baktı. İçinde bir yerlerden parçalar kopup gidiyordu.
"Olmaz nasıl yapayım?" dediğinde Kerem derince nefes aldı. "Tamam o zaman sakinleşmesi için bir şeyler bul."
Ufuk başını salladı "Tamam hızlı ol, nolur." diyerek telefonu kapattı ve koltuğa oturdu.
Yağız derin nefesler alıyorken göz yaşları yanaklarını ıslatıyordu. Göz yaşları bile canını yakıyordu. Sabah ki ilaç! İlaç diye düşündü. Sinirle dişlerini birbirine geçirip inledi. "Ufuk yüzümü temizle! Canım yanıyor!" diye bağırdı Yağız.
Ufuk ellerini kaldırınca o an fark etti. Elleri titriyordu! Emin olamayarak yüzüne baktı ve hızlıca göz yaşlarını sildi. Yağız yüzüne değen parmaklarla inledi. Canı o kadar acıyordu ki! Birazdan öleceğini hissetti. Damarlarında o kadar keskin bir acı vardı ki! Ufuk'un ellerini tutup kendine çekti. "Ufuk... yalvarırım bana bir şeyler bul. Rahatlayamıyorum." dedi dişlerinin arasından.
Ufuk başını sağa sola sallayıp dudaklarını birbirine bastırdı. "Bu kadar ilerlemişken olmaz yavrum."
Yağız ağlamaklı bir ses çıkartıp başını geriye yasladı. Ufuk'un ellerini hışımla itekleyip ayaklandı. Şimdi ağrısı hafiflemişti.
Ufuk, Yağız ile birlikte ayağa kalkıp karşısında acıyla suratını buruşturmuş çocuğun kolunu tuttu. "Nereye?"
"Kendi işimi kendim halledeceğim." dedi. Yağız'ın fiziksel acısı azaldıkça sinir yayılıyor gibiydi bedenine... Kendini kontrol etmek istiyordu ama karşısındaki kendisine engel olmak isterse eline koluna hakim olamamaktan korkuyordu. Onu incitirse... öyle bir şey olursa nasıl yaşardı bu ellerle? Zihninde kötü planları atıp Ufuk'un ağzını açmasına izin vermeyip eliyle ağzını kapattı. "Sus Ufuk. Sus,yalvarırım izin ver gideyim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARBAR | GAY -tamamlandı
Teen Fiction[TAMAMLANDI] ANGST bir insan, iki yok olan hayat tex-metin karışık !ANGST BİTİYOR SONRA BANA SÖVMEYİN!