B43

1.2K 110 91
                                    

önceki bölümü kacirmayin
küheylan diye yeni bir kitaba başladım burdan çıkıp oraya gelin hacilarim

Sırtım duvarla buluşunca derinden gelen bir sesle inledim. Elimi Ufuk'un omzuna bastırıp boşta kalan elimi yanağına yerleştirdim.

Ufuk ile ilk defa bu kadar sert öpüşüyorduk! Sanki kim daha hızlı öpüşücek yarışına girmiş gibiydik ve Ufuk'un eli arsızca vücudumun her yerinde geziniyordu bu beni çıldırtabilirdi. Saçlarımı çekiştiriyor ardından kalçalarıma iniyordu.

Salonda kapıyı kapar kapamaz dudaklarımızı birleştirmiştik. Büyük dudaklarımı emerken salonda seslerimiz duvarlara çarpıp tekrar kulağımıza geliyordu. 

Dilimde dilini hissedince ona ayak uydurup dilini emmeye başladım. Ağzımda yoğun ıslaklık dudaklarımdan çeneme doğru akarken ayakta durmakta zorluk çektim. Ellerimi Ufuk'a sarıp dengede durmaya çalıştım.

Ufuk dudaklarımızı ayırınca gözlerimi kırpıştırarak açtım. "Odaya geç." dedi.

"Sen?" dedim ellerimi ondan ayırmamışken "İlacını getireceğim. Akşama kadar yataktan çıkmayacağız." demesiyle eş zamanlı olarak dış kapının zili evde yankılandı.

Kaşlarımı çatarak kapıya doğru döndüm. "Kim geldi?"

"Bilmiyorum yavrum." Ufuk kapıya doğru ilerleyince ellerimi ondan ayırıp duvara yaslı şekilde durmaya devam ettim. Başımı eğip gri eşofmanımın altından kabarmış aletime baktım.

"Suat abi?"

Başımı hızlıca kaldırıp kapıya baktım. Suat abi gözlerimin içine bakıp ardından içeriye girdi ve Ufuk'u tepeden tırnağa süzdü ardından ıslak olan çenelerimize bakıp başını sağa sola salladı. Tek kelime dahi etmeden salona geçerken Ufuk tişörtünün koluyla yüzünü silerek arkasından gitti. 

Banyoya doğru ilerlerken terleyen avuç içlerimi eşofmanıma sildim. Ne diye gelmişti ki? Yetmemiş miydi o günki bağırmaları?

Musluğu yavaşça açıp akan suyun altına avcunu koydu ve biriken suyla yüzünü temizledi.

İçeriden Ufuk ve Suat abinin konuşma sesleri boğuk boğuk geliyordu. Hiç ama hiç içeriye gitmek istemiyordum. Bu sefer Kerem abi de yoktu. Şayet o gün Kerem abi olmasaydı Suat abi üzerime atlardı.

Banyodaki aynadan ıslak yüzüme bakıp gülümsemeye çalıştım ve lavabonun yanındaki havluyu alıp yüzümü kuruladım. 'sakin ol yağız.'

İçeriye girerken gayet sakin duruyordu. Bağırıp çağırmıyordu da. Peki niye gelmişti ki? Yoksa Hasan mı gönderdi onu?

Başımı sağa sola sallayıp içeriye doğru ilerlerken Ufuk içeriye girmeden seslendi. "Yağız ilaçlarını iç öyle gel."

"Ta-tamam." Ne diye kekelemiltim ki?

Mutfağa hızlıca girip ilacımı içtim. Doldurduğum suyun hepsini içtikten sonra bardağı makinaya attımmve hızlıca Ufuk'un yanına gittim.

Suat abi karşımızdaki koltukta oturmuş bacağını diğer bacağının üzerine atmıştı.

"Yağız geçen sefer için özür dilerim." dedi rahatından ödün vermeyerek. Üzerinde yine takım elbiseleri vardı. Kravatını biraz gevşetirken "Önemli değil." dedim buz gibi. Kucağımdaki parmağımla oynamaya başlamışken Ufuk'un eli elimin üzerine kapandı. Başımı kaldırdığımda gülümseyerek gözlerini kapatıp açtı.

Pekala bu iyi hissettirmişti. Yalnız değilmişim gibi.

"Hasan iti birkaç gündür küplere binmiş durumda. O odada ne konuştunuz?" dediğinde başımı sağa sola salladım. "Önemli bir şey konuşmadık." dedim.

BARBAR | GAY -tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin