Çok tatlı ve eğlenceli bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Umarım siz de seversiniz. 🤍Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmuyoruuuz ♥️
"Adres burası." dedim elimdeki telefona ve önünde durduğum gökdelen gibi rezidansa bakarken. Mete sağ olsun arabasıyla bizi getirmişti. Daha doğrusu İzmir'e onun arabasıyla gidecektik. İkisi de arabadan inip yanıma geldi. Sabah erkenden bize gelen Levent amcaya bin bir tembihte bulunarak babamı ona emanet etmiş ve -içinde çok bir şey yoktu zaten- valizimi arabaya yerleştirmiştim.
İçim pek rahat değildi. İlk defa babamı yalnız bırakıyordum ama bir yandan onun kendini eksik hissetmesini de istemiyordum. Ona çocuk gibi davrandığımı fark edince daha da üzülüyordu.
"Bizim de gelmemizi ister misin?" dedi Çağlar ve Mete homurdanarak dalgası çok yoğun olmayan saçlarını geriye atarak arabasına yaslandı.
"Çift tatiline tek bekar olarak ben katılıyorum. İçeri girsek iyi olur bence belki bir kız tavlayabilirim." Hala umutsuz vakaydı fakat gülümsemeden edemedim.
"Tek gireceğim. Bana şans dileyin. Yarım saate gelirim." Çağlar büyük bir gururla göğsünü kabartırken bana baktı ve birkaç adım atarak yaklaştı.
"Senin şansın sensin Deve Kuşu." iki elini destek olmak istercesine kollarıma dayarken burnuma dolan çam kokusu bedenimi gevşetmek yerine daha da gerdi. Bu aralar bana karşı beni zorlayacak kadar yakın davranması gözümden kaçmıyordu.
Ona küçük bir tebessüm gönderip kollarının arasından çıktığımda Mete'yi bize imalı bir şekilde bakarken yakaladım.
Ona ters bir bakış attığımda yüzündeki imayı yok ederken hızla binaya girdim. Bir daha Çağlar'a bakmadım. Bakarsam yok olacakmışım gibi hissettim çünkü. Lobideki güvenlik görevlilerinden geçip danışmaya uğradım. Ogün beyin ismini verdiğim gibi zaten geleceğimden haberdar olduğunu, odasında beni beklediğini söylemişlerdi.
Çok geçmeden elimdeki dosyalarla yukarıya çıktım. Klişe bir teras kat muhabbeti olacak sanıyordum ama yirmi katlık bir binanın yalnızca sekizinci katındaydı ofisi. Şirket sahibi biri en güzel katı ve manzarayı almak yerine basit bir ara katı mı seçmişti yani? Ay gülesim geldi buna. Yükseklik korkum var desin tam olsun!
Koridordan yürürken aşırı şık giyimli adamların ve kadınların bana bakışı biraz gerdi beni. Limira'ya ilk ayak bastığım günü hatırlattı bu an bana. İster istemez üstüme başıma baktım. Normalde İzmir yolcusu olduğumdan dolayı kot şort ve crop gibi rahat yazlık şeyler giyecektim fakat iş görüşmesi yapacağım için siyah bir mini etek giydim. Üstüne kolları katlanmış eteğime kadar uzanmış önü acık siyah bir blazer ceket ve beyaz hafif dekoltesi olan askılı bir tişört giymiştim. Resmi ama şıktım da bir yandan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ SEN YAPAN ŞEY
RomantikHerkesin deli olduğunu düşünen bir babaya sahibim. Fakat deliliğin ne kadar güzel olduğunu duymayacak bir sağırlıktaydılar. Hayalleri için çabalayan dil tercümanı bir kadının -ki bu kadınımız oldukça çılgın, neşeli, çakal ruhlu biriydi- eğlenceli...