Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutuyorsunuz çoğu zaman... Üzülüyorum🥲
Bazen ne düşünüyorum biliyor musunuz? Doğru kararlar almanın duygusallıktan daha önemli olduğunu. Çünkü hissettiklerimiz anidir. Derinliği olan bir yüzeyselliktir.Geleceği yalnızca düşüncelerimiz önemsiyor başkası veya başkaları değil.
"Buzu başından indirme." dedi odanın mutfağından elinde bir adet çorbayla çıkan Çağlar. O söyleyene kadar elime tutuşturduğu ve bir saattir başımdan asla indirtmediği buz torbasını başımdan çektiğimin farkında bile değildim.
"Kafam Antarktika dağlarında penguenlerle yüzecek kadar dondu Çağlar." Uyandığımda basketbol sahasında olacağımı düşünüyordum ama hayır, suit odaya getirmişti beni. Muhtemelen yine orada beş dakika bile duramayacak kadar büyük bir hüzne çekilmişti ruhu.
Üzerinde beyaz salaş bir tişört ve altında siyah denizci şortu vardı. Saçları terden mi yoksa duş almaktan mı olduğunu anlayamayacağım kadar nemlenmişti. İtiraf etmem gerekirse nemlenince hafif dalgaya dönüşen dağınık saçları onu bir Leonardo Da Vinci heykelleri gibi kusursuz gösteriyordu. Yatağa, yanıma yavaşça otururken elindeki tepsiyi dizlerinin üzerine koydu ve buz torbasını pervasızca kenara atmama kaşlarını çattı. Söz konusu sağlığım olduğunda tam bir diktatör oluyordu.
Diktatör demişken...
Yüzüne çizdiğim parantezler yerine ona tükenmez kalemlerimle bir Hitler bıyığı çizseydim nasıl oldurdu diye düşündüm. Ya da bir Salvador dali bıyığı? Bu düşünce bile karnımda kahkahalar estirdi. Çünkü çok komik olurdu! Genellikle sakal bırakmadığı için onu bıyıklı görmüyordum çok. Bazen kirli bir sakalı oluyordu -bu da ona çok yakışıyordu- onu da çok geçmeden kesiyordu.
"Sert düştün Nisan. Buz kompleksi yapmazsan şişecek. Zaten kocaman kafan var. Daha da büyümesini istemezsin değil mi?" gözlerimi devirirken gülümsemeden edemedim.
"İsterim! Kafam kocaman olsun. Böyle tatsız espiriler yaptığında amel defterini kapatacak kadar sert bir kafa yersin benden." Kıyamayacağımı bildiğinden mi yoksa gerçekten komik geldiğinden mi bilmiyorum samimiyetle güldü.
"Hastasın sen." dedi gülmeye devam ederken. Kot şort giymemin avantajı olarak yaklarımı önümde başlarken yarılmış olan kaşına dayanamadım uzanarak bir öpücük kondurdum.
"Doktorum sensin çünkü. Ayrıca bana buz kompleksi yaptırıyorsun ama kaşına bakmamışsın hiç!" Kısa bir an onu öpmüş olmam yüzünde şaşkın avanak bir görüntü oluşturmuş olsa da dediklerimi kavrayınca kaşlarını çattı.
"Küçük bir yara sadece. Çok konuşma da şu çorbayı iç Deve Kuşu. Doktorun olarak emrediyorum." Kaşığı kaseye daldırıp şu cehennem gibi sıcak havada sanki grip olmuşum gibi çorba içirme düşüncesi bu adama nereden geldi bilmiyorum ama ağrıyan başıma rağmen kaşlarımı çattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ SEN YAPAN ŞEY
RomanceHerkesin deli olduğunu düşünen bir babaya sahibim. Fakat deliliğin ne kadar güzel olduğunu duymayacak bir sağırlıktaydılar. Hayalleri için çabalayan dil tercümanı bir kadının -ki bu kadınımız oldukça çılgın, neşeli, çakal ruhlu biriydi- eğlenceli...