13. Bölüm : GERÇEK

1.8K 204 171
                                    



Arkadaşlar ufak bir ekleme yapmak istiyorum, bu kitapta her karakterin kendine has bir kusuru olacak, oluyor da. O yüzden 'aşırı' bir kinlenmeyle okumanızı önermem çünkü bu sefer karakteri anlayamazsınız.

Sizleri seviyorum.

İyi okumalar 🤍

İnsanlar aşkı nasıl tanımlardı kafasında bilmiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



İnsanlar aşkı nasıl tanımlardı kafasında bilmiyorum. İtiraf etmem gerekirse benim bile tanımlayabildiğime inanmıyordum. Kalıplara sığmayan uçsuz bucaksız bir şeydi bana göre. Yani en azından çocukken Uraz'a karşı böyle hissediyordum.

Sonra büyüdüm. Duvarlara çarpmaya başladım önce, ardından ise benim için belirlenmiş bir kalıba girdiğimi hissettim. Ama artık öyle oturmuştum ki o kalıba, çıkamıyor, hareket edemiyor, çıkmamın da doğru olmadığına inanmaya başlıyordum. Çıkarsam biliyordum çünkü... Bana uçsuz bucaksız hissettiren tek adamı hayal etmemim bile doğru olmadığını.

"Susacak mıyız artık hep böyle?" dedi Uraz polis arabasından inerken. Karakola ifademizi vermiş, sağ olsunlar bizi Limira'ya kadar bırakmışlardı. Kurtarıldığımızdan itibaren çok gerekmedikçe konuşmamış olmam dikkatini çekmişti ama yol boyunca susmayı tercih etmişti. Şimdi ise yalnızdık ve hava kararıyordu.

"Sana bir soru sorabilir miyim Uraz?" dedim kaldırıma yavaşça çıkarken. Nisan ayının son günlerindeydik. Havalar vaktinden çok daha önce ısındığından mı bilmiyorum ama hiç yağmur yağmamıştı bu ay.

"Elbette."

"Sakın bir zorundalık hissetme cevap vermek için. Seni yargılamak ya da diretmek için sormuyorum. Sadece..."

"Sadece ne?"

"Merak ediyorum." Bunu söylemenin benim için ne kadar zor olduğunu farkında mıydı acaba? "Beni neden hiç sevmedin Uraz?" Sorunun dudaklarımın arasından çıkmasıyla birlikte tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. "Dediğim gibi kesinlikle cevap vermek zorunda değilsin." Yüzündeki gerilimi ben de hissettim. Ayrıca sadece hissetmekle kalmadım yaşıyordum da.

Kravatını tek eliyle gevşetti ve derin bir nefes verdi gözlerime bakarken. "Seni sevdim Nisan." dedi elini kravatından indirirken. "Seni çok sevdim çünkü bana iyi geldiğini düşündüğüm tek arkadaşımdın bu hayatta." Yüzümde buruk bir tebessüm oluştu.

"Öyle çok konuşurdun ki gerçekten başımı ağrıtan bir baş belası gibi görünsen de aslında çok zeki bir çocuktun. Ne zaman moralimin bozulduğunu iyi bilir, kafamı dağıtmak için kırk takla atardın. İnanılmaz kıskanç birisin... Hatta bu konuda biraz psikopatlığın da oluyor çünkü yanıma tek bir kız çocuğu yaklaştırmazdın." sesli bir şekilde güldü.

İkimiz de geçmişin anılarına girmişiz gibi hissettim o an. Modern bir sevgili olmayı çok isterdim ama sanırım en kötü huyum biraz fazla kıskanç davranmamdı. Bu huyumla övünmüyorum. Ama birine benim diyorsam benimdir. Hayatımdaki her şeyi herkesle paylaşabilecek kadar cömert olabilirdim. Ama kişiler... Asla. Uraz'ı küçükken kendime mimlemiş ve herkese onun bana ait olduğunu söyleyerek göz dağı veriyordum. Ona aşık olduğunu düşündüğüm bir kızın Barbie bebeğinin kafasını koparıp yoldaki kanalizasyon çukurunun içine attığımı bilirim.

BENİ SEN YAPAN ŞEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin