Herkesin deli olduğunu düşünen bir babaya sahibim.
Fakat deliliğin ne kadar güzel olduğunu duymayacak bir sağırlıktaydılar.
Hayalleri için çabalayan dil tercümanı bir kadının -ki bu kadınımız oldukça çılgın, neşeli, çakal ruhlu biriydi- eğlenceli...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bazı duygular nasıl anlatılırdı bilmiyorum.
Hayır hayır.
Bu dünyadaki tüm duyguları bir şekilde tarif edebilirdim.
Benim bilmedim şey... Nisan'dı.
Nisan Aksu.
Adının bile hem ruhumda hem de bedenimde tarif edemediğim hissiyatlara neden olduğu kadın... Duştan çıkmış, bir elimle saçlarımı kurularken belime bir havlu bağlamıştım ve saatlerdir onu izlemiyormuşum gibi onun çıplak bedenini bir kez daha süzdüm. Hala bir rüyada olduğuma inanmamak için oldukça yoğun çaba sarf ediyorum.
Koyu kırmızı çarşafların içinde cennet için yaratılmış bir melek gibi uyuyordu. Yatağa yaklaşıp bedenine bakmamaya çalışarak -baksaydım kendime hakim olamayacağımı biliyordum ve gece onu yeterince çok yorduğumu düşünüyorum- çıplaklığını örttüm. Saçımı kuruttuğum havluyu omuzuma atarken yanına yavaşça oturdum ve yüzüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına ittim.
Bu aptal tatile sırf ona daha yakın olabilmek için gelmiştim ama daha ilk günümüzde... Ah! Siktir. Çok güzeldi. İşin garibi kimse ondaki güzelliği görmüyordu. İtiraf etmem gerekirse bundan şikayet edemezdim çünkü o benim özelimdi. Ödüm kopuyor biri benim gördüğümü onda görecek diye. Ve inanın bu korkuyu yedi yıldır yaşıyorum. Uraz'ın bir gün değişme ihtimali olan o duyguları... Onun için kollarımda ağlarken bile ben içimde Uraz'ın Nisan'a olan tavrının değişmemesini dileyecek kadar bencildim. Bunun istediğim için kendimi kötü hissetmeyeceğim.
O herifin Nisan gibi bir mücevheri fark etmemesi onun suçu. Benim değil...
Mete'nin haklı olduğu noktalardan biri buydu. Bana hep Nisan'ın Uraz ile evleneceği zaman asla onun yanında kalamaya devam edemeyeceğimi söyledi. Haklıydı. Nisan'ı başka birisinin kollarında, düşlerinde olduğunu bilmek göğsüme sıkılmış bir kurşundan farksızdı. Yapamazdım. Onun Uraz'a aşık olduğunu düşünerek ondan uzak kaldığım zamanlarda bile böyle bir gücüm yoktu. Artık tamamen yoktu.
Onu hiç kimseye bırakamam. Eskiden milyonda bir bir ihtimal bile -O da Nisan bir başkasını isterse diyeydi- varken artık tüm ihtimallerin içine girip ikimiz için de olabilecek tüm kötü sonları değiştiririm.
Aptal!
Yüzümde garip bir tebessüm oluştu.
Kendisini Hale ile kıyaslayacak kadar büyük aptal bir Deve Kuşu'ydu. Benim Deve Kuşu'm...
Nedense kafası her şeye zehir gibi çalışan kadının kafası söz konusu o ve ben olduğumda duruyordu.
