17. Bölüm : AŞK NEDENSİZDİR

1.8K 218 204
                                    


Bölüm şarkısı : Elley Duhe - Middle of the Night

Bu kitaba niye hiç yorum gelmiyor? :( Üzülüyorum birazcık...

Bu arada bölüm başı bir uyarı yapacaktım bir konu hakkında ama neyse... :') Bölüm sonuna yaparım.

"Baba? Gerçekten katil olsam da sevebilir misin beni hala?" Babamın telefondan gelen gülüşünü duyduğumda üzgün suratıma biraz neşe serpmeme neden oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Baba? Gerçekten katil olsam da sevebilir misin beni hala?" Babamın telefondan gelen gülüşünü duyduğumda üzgün suratıma biraz neşe serpmeme neden oldu.

"Mete'yi öldürmeyeceksin Nisan... Arkadaşımı tek parça istiyorum." Arkadaşım... Öyle çok kabullenmişti ki onu arkadaşı olarak görüyordu. Eh, ona arkadaş olan adam bana niye köstek oluyordu o zaman?! Mete hemen yanımda duyduğu sözlerle birlikte bana duyuyor muyum diye telefonu işaret etti. "Duy duy! Bana dokunamazsın. Emir büyük yerden!" Aptal herif açık büfeden iştahımı kabartan koca bir tabak hazırlamış ve bunu bar lobisinde gözümün önünde hunharca yiyordu bir yandan.

"Sınırlarımı zorluyor ama!" bir çocuk gibi Mete'ye sinirlenip babama şikayet ediyordum ama yine de içim rahatlamıyordu işte. Hele ki yukarıda en güzel balayı süitinde Çağlar'ı yarı çıplak hayal ederken...

"Senin sınırların var mı Nisan?" Soru sormuyor, bana bir zamanlar söyledikleri şeyi hatırlatıyordu. Cevap vermemi beklemeden devam etti. "Yok... Sınırlar kalıpları olan insanlar içindir kızım. Bir sabun gibi yaşayıp başka birilerinin ayaklarını kaydıranlar için vardır sınırlar. Seni kalıba sokmadım ki hiçbir zaman sınırın olsun." Sınırlarımı bir sabun kalıbına benzetiyor oluşuna gülmeyi çok istedim ama karşımda pis pis sırıtmaya devam eden Mete'ye sinirlenmeden edemedim. O tabağını bitirmeye mecalin olmasın da başkaları nasiplensin inşallah!

"Peki ben Mete'nin kafasını çekiçle kırıp sabun kalıbına soksam? Belki bir şekle şemale girer." Yüzümde şeytani bir gülüşle Mete'ye bakarken yediği lokma boğazında kalmış büyük bir şokla bakmıştı bana. "Nazif amca şu kızına bir şey söyle! Hayati güvencem yok burada!" Babam kahkaha attı. Öyle güzel gülüyordu ki saatlerce onun gülüşünü dinleyebileceğimi düşündüm.

"Nisan..." dedi sonra uyarırcasına. Gülüşünü zorlukla zapt etmişti.

"Tamam tamam sustum. Sana dua etsin bir şey yapmayacağım. Yoksa gerçekten katil olabilirdim!" Otelin barında, duvarda kocaman içeriye yiyecek getirmek yasaktır tabelası asılıydı ama Mete'nin en sevdiğim tarafı da sanırım kural tanımaz oluşuydu. Tam tabelanın altındaki masaya oturmuş bir elinde bira bir elinde çatalı, tepeleme olan tabağına yumuluyordu.

"Tamam hadi kapat artık şu telefonu. Ben iyiyim. Beni arama sürekli." dedi ve ben daha bir şey söyleyemeden telefonu suratıma kapattı. Kapanan telefona şaşkınlıkla baktım. Babam... suratıma telefon mu kapatmıştı bana mı öyle geliyordu?!

Mete önündeki biftekten koca bir ısırık alırken yoğun olmayan kıvrık saçlarını geriye attı ve kahverengi gözlerini yüzüme çevirdi. "Adamı rahat bırak Nisan."

BENİ SEN YAPAN ŞEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin