12 UMUT

84 8 2
                                    

    Umut insanı bağlayan en sıkı düğümdü. Aslı'nın büyük bir özenle sıkı sıkı bağladığı ipleri Gökhan sarf ettiği sözlerle bir çırpıda çözmüştü. En azından Aslı Gökhan'ın dağılmış suratını görene kadar öyle zannediyordu. Genç adamın bu hali onu öylesine korkutmuştu ki, etrafındaki kalabalığı bile gözü görmedi. Genç adam bir anda boynuna sarılan genç kızın hıçkırıklarla dolu ağlayışını duydu kulaklarında, neye uğradığını anlayamamış bir halde kıza sarılmakla itmek arasında kalmıştı.

    Bir yandan etrafına bakınıyor bu hallerinin yalnış anlaşılmasından, Aslı'nın zor durumda kalmasından endişe ediyordu. Üzerlerine dikilmiş bakışların tek sahibi şimdilik Yeşim gibi görünüyordu. Yeşim yanlarına yaklaşarak  kendini siper edip arkasını döndü. Abisine eliyle gidin işareti yapmayı da ihmal etmiyordu. Gökhan kuala gibi kendisine sarılan kızı bir türlü uzaklaştıramayınca çareyi o şekilde birkaç adım atıp büyük yolcu otobüsünün arkasına geçmekte buldu. Sonra kızdı kendine. Ne çok şey düşünüyor hesap ediyordu. Kızın saçlarını okşamak istedi. Eli hava da kaldı bir süre,fakat yapamadı.
___Tamam yok birşey.... Ağlama artık... Hadi ama bak bana... Kaldır başını... Geçti... Tamam mı?...
   Aslı başını kaldırıp sevdiği adama baktı. Ağlamaktan akmış makyajıyla şimdi de panda yavrusu gibi görünüyordu.  Gökhan gülümsedi
__ Çok mu korktun?...
Başını salladı. Burnunu çekip, göz yaşlarını sildi.
__Sevince çok korkuyor insan... 
Dedi titreyen sesiyle. Etraftan yükselen seslerle kendine gelip ayrıldı sevdiği kollardan...
   
      Yüzleri gözleri yara bere içinde kalan Yusuf, Ahmet ve gençler o halde düğün salonuna dönmek yerine evlere dağılmaya karar vermişlerdi. Ahmet Sultan'la eve dönebilmek için Yusuf ve Feyza'yı zorla arabaya bindirmiş sonrasında Sultan' ı ikna etmek çokta zor olmamıştı. Feyza kızı evinde tek bırakmak istememiş annesi ve babası düğün için tutulan otobüsle dönene kadar evlerine davet etmişti.
   Ahmet kardeşinin kendisini de eve davet edeceğini umsada  Feyza hiç oralı olmamıştı. Ne çabuk yaptıklarını unutuyordu bu adam. O unutsa bile ne Feyza ne de Sultan unutacak değildi. Yusuf Ahmet'in gitmeye niyetinin olmadığını görünce
__Kızlar siz yukarı eve çıkın... bizde  atölyede otururuz.  Dedi. Ahmet buna da şükür der gibiydi. Yusuf atölyeyi açıp Ahmet'i içeri buyur etti. Ne garip bir durumdu bu. Bu adam yüzünden Nurseli'den ayrılmıştı. Yine bu adam yüzünden Feyza evden kaçmış Yusuf'a sığınmış neticesinde biricik eşi olmuştu. Ve yine bu adamla bu gün sırt sırta verip Tarık belasını def etmişlerdi. Yusuf içinden hayır mısın? şer misin? Be adam... Diye geçirdi aklından. Çay  suyu koyup
__şurada lavobo var elini yüzünü temizle istersen, su kaynayınca da çayı demlersin bir zahmet... Ben yatsıyı kılıp geliyorum. Ahmet
__Olur kıl sen namazını  hallederim... Dedi.  Ona da bu durum oldukça garip geliyordu. Fakat damattan bir yanı fena tırsmıştı. Adamları nasıl benzetmişti öyle. Boşuna bu adama bu kadar hürmet göstermiyormuş mahalleli.  Su kaynayınca çayı güzelce demledi. İçinden de 'ulan Ahmet iyi ki bira çekelim' diye teklif etmemişsin  adama.. Diye mırıldandı. Yusuf geldiğinde çay iyice demlenmişti. Karşılıklı otırduklarında kısa bir sessizlikten sonra
___Geçti gitti artık. Hesap sormak için sormuyorum... Siz Feyza ile hangi ara görüştünüz de bu kız sana kaçtı?...

   Ahmet aslında hala hesap sormayı, en azından bir iki yumruk atmayı çok istiyordu. Lakin bu geceden sonra gözü fena korkmuştu. Bu artık pekte mümkün görünmüyordu.
Yusuf yalan sevmezdi.
__Evden kaçmadan  öncesi yok... biz o gece karşılaştık. Ona köpekler saldırıyordu bende yardım ettim...
Ahmet ne tepki vereceğini bilemeden sözlerin devamını bekledi.
__  Gidecek yeri yoktu... Sığınacak kimsesi yoktu. Çaresiz bırakılmıştı. Evime aldım. Bir süre  misafir ettim. Ama genç bir kızı yanımda nereye kadar, hangi sıfatla  saklayabilirdim. Kadınlar Allah'ın bize emanetidir. Emanetime bizim durumumuza en uygun olacak şekliyle sahip çıkmak istedim. Evlenme teklif ettim. Düşündü ve sağolsun kabul etti...

    Ahmet cümlenin başında bir iki yükselecek olsa da susmuştu. Hasan abisinin 'ya sokaklara düşseydi' dediği geldi aklına, dışarıda bir sürü şerefsiz vardı sonuçta, o an biri de sensin... dedi vicdanı. Neden dile gelmişti ki bu yine. Susturmak istedi. Ben kimseye zorla birşey yapmadım diye savundu kendini. Sultan geldi gözünün önüne, kıza yaptıkları, Şerefsizsin işte... Diye tekrar, tekrar yankılandı içindeki ses. Ellerini sıkıntıyla alnına götürdü. Saçlarıyla oynadı bir süre. Çayından son bir yudum alıp
__Ben artık eve gideyim...
Yusuf,
__ otur az daha... Nereye gitsen fark etmez, o yine konuşur...
  Ahmet iyice afallamıştı. Yusuf kalkıp ikisine de birer çay daha doldurdu.

    Üst katta da kızlar çay demlemiş karşılıklı içiyorlardı. Mevzu yine Ahmet'ti. Sultan iç geçirerek               ___ seviyormuş beni, ondan peşimdeymiş güya... Yalan... İnsan sevdiğine böyle mi davranır?şimdi düşünüyorum da o tam bir  vahşi  hayvan, beni de elinden kaçan avı olarak görüyor. Ondan bu ısrarı.

   Feyza başını salladı. Maalesef öyleydi. Abisi hayvandan aşağı bir mahluktu. Her ne kadar bu gün Yusuf'a yardım etse de yine de o aynı pislikti. Feyza sonra aklını kurcalayan detayları paylaştı arkadaşıyla,
__ yalnız o hayvan,  senin gibi kendisine yüz vermeyen kızlara dönüp bakmazdı bile... Hele düğün falan ilk kez duyuyorum onun ağzından...
   İki kızda bu ayrıntılara takılsa da altında iyi bir niyet olmayacağı konusunda hem fikirdi. Bu haklı ön yargılarıyla zihinlerinde çoktan Ahmet'e mahkeme kurmuşlardı bile. Adam öyle şeyler yapmıştı ki. Sonucunda suçlu bulunmuş, kalplerindeki nefret koğuşunda müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. İyi hallerini de göz önünde bulundurmak gibi bir niyetleri asla yoktu.
   
   Yeşim abisiyle Aslı hakkında konuşmak için can atsa da anne ve babasının odalarına gitmelerine kadar sabırla bekledi. Kedi gibi, hala bahçede karanlık bir köşede oturan abisine yaklaştı.
__abicim... Bana bir özür borçlusun sanırım...
Gülümseyerek devam etti.
__zevzeklik etmediğimi biliyordum... Aslı ve abisinin son hali gelmişti gözlerinin önüne. Gökhan
__ Yeşim'cim bak bu konu ciddi bir mevzu, Aslı senin en yakın arkadaşın. Ailesi bize güvenip  geç saatlere kadar senin yanında kalmasına, bizimle gezmesine müsaade ediyor. Bu imaların bir duyulursa Aslı için hiç iyi olmaz!...
   Yeşim olaylara hiç bu açıdan bakmadığını fark etti. Ona göre sevda meseleleri iki kişinin duygularına göre şekil alırdı. Üçüncü kişiler dış kapının mandalı niteliğinde olurdu anca. Abisinin bu tutumuna pek katılmasa da anlamaya çalıştı. Belki de baskıcı bir ailesi olmadığı için bu gibi durumları göz ardı ediyordu. Ya abisi nasıl bu kadar ince fikirli olabiliyordu? Bir kez daha gurur duydu abisiyle.
     Ramazan yatağına yatarken bir söz verdi kendine. Artık Ayı Ramazan olmayacaktı. Sevdiği kız için, gerekirse sevdiği tüm yiyeceklerden vazgeçecekti.  Bunları düşünürken bile yutkundu. Baklavadan bile daha tatlı benim sevdiğim... Diye geçirdi aklından...                               





































     

    

Su GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin