Aradan bir hafta geçmişti. Taehyung bu gün bütün gün şirkette olacaktı. Ben ise okulun son haftası olduğu için gitmedim aslında kendimi hala iyi hissetmiyorum. Taehyung'a söylemeye kalksam da illaki bir aksaklık çıkmış söyleyememiştim. Şirkette olduğunu bile bile aradım. Bir kaç çalıştan sonra telefonu açtı.
" Efendim Eun-Jeong! Ne var ne istiyorsun!"
Yine küçük çocuklar gibi azar işitmeye başlayacağım. Böyle yaptığında saatlerce ağlayasım geliyordu.
" Öğle yemeği i-"
" Gerek yok bir şey istemiyorum! Hem sen neden okulda değilsin?"
" Kendimi iyi hissetmiyorum bu yüzden gitmedim ve bir şey daha söyleyeceğim. Kendine dikkat et olur mu? İçimde kötü bir his var. Lütfen dikkat et."
" Eun-Jeong o kadar okul masraflarını karşılıyorum. Bana olan karşılığı bu mu Cidde seni hiç anlamıyorum."
Suratıma kapanan telefon ile surat astım. İyi kendi bilir demek istemiyorum sonra ona ben bakıyorum. Olsun ya olsun ben bakarım ama canı yanmasın onun. Mutfağa geçip yarım bıraktığım atıştırmalıklarıma devam ettim. Madem her seferinde böyle olacak ne yapayım bende bakmak Zorundayım ya bakarım kocama. Bahçe kapısından tıkırtılar gelince telefonumu cebime attıp bakmaya çıktım. Kafamı kapıdan uzatır uzatmaz onu gördüm. Eski kocamı...
Korkarak her zaman taehyung'tan kaçarken saklandığım boş dolaba girdim. Şu an dolabı boş verin. Telefonumda az önce aradığım 'poğaçam'ı aradım. Telefonu kulağıma götürürken merdivenlerden yukarı çıktığını anladım. Dışarı çıkabilir miyim? Telefon ilk aradığımda açılmadı direkt ikinci aramayı başlattım. Kalbim korkudan çok hızlı atıyor nefes alış verişlerim hızlanıyordu.
Telefon açılır açılmaz taehyung'un sinir dolu sesini işittim." Şu siktiğimi açmıyorsam işim var! Ne diye arayıp arayı-"
" Taehyung o burda. Korkuyorum lütfen çabuk gel."
" Kim orda. Adam akıllı anlatsana."
" Taehyung işte eski kocam burda. Yalvarırım gel korkuyorum. "
" Evden çıkmaya çalış ya da bir yere saklan. Ben geliyorum."
"Saklandım. Her zaman saklandığım yerdeyim."
" Hemen çık oradan Eun-Jeong. Mutfağa girse saniyesinde seni görür."
" Tamam."
Telefonu kapatmadım. Sessizce mutfaktan çıktım ve dış kapıya yönelip kapıyı açtım. Çıktığım gibi içeri girmem bir oldu. Beni yakaladı şok ve korku içerisinde ona bakıyordum. Elini havaya kaldırdığında kendimi korumak için kollarımı siper ettim. Yüzüme konan elleri hızla ittirdim.
" Sana demiştim taehyung seni koruyamaz diye."
Korku dolu gözlerle ona baktım. Tanrım taehyung lütfen lütfen çabuk gel.
" Bırak beni ve çık burdan defol!"
" Elimde iken beraber çıkalım. Hem seninle yarım kalan işimiz vardı kendi evimizde."
" Bak biz boşandık bitti gitti. Senin yanlış tutumun bunu gerektirdi. Daha fazla rahatsız etme bizi. Evli bir kadınım ben."
" BANA NE EVLİ İSEN BENİM OLACAKSIN O KADAR!"
Kolumdan sertçe tutup dışarıya sürüklemeye başladı. Kolumu çekmeye çalışsamda olmuyor bana göre güçlü. Taehyung ve jungkook'un bana verdiği dövüş hareketlerini yapamam bebeğime bir zarar gelebilir. Ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşlarımı sildim. Birden yüzüne yumruk yiyen salak yere yığılıp kaldı. Taehyung geldi! Hızla ona sarılarak ağlamama sessizce devam ettim. Yerden kalkıp taehyung'u görmemezlikten gelip koluma uzanmaya çalıştı. Taehyung onun suratına tekrar yumruğu çaktığında dudağı kanamıştı. Ohh geber inşallah. Taehyung'un arkadaşları polis ve sağlık ekipleri ile geldiler. Taehyung ve o şerefsiz Min Sung ile boğuşuyordu. Hoseok oppa yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu. Namjoon oppa ve yoongi oppa taehyung'un üzerinde ki Min Sung'u aldılar. Taehyung'un dudağı ve kaşı kanıyordu hızla yanına oturdum. Sweatshirt'ümün kolunu çekip karşında akan kanı bastırmadan sildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Husband/Kth
FanfictionNamjoon oppa beni durdurup oturmam için yer açtı. " Bekle gitme. Otur şuraya konu seninle de alâkalı." Ben mi? Ne alakam olabilir ki Tanrı aşkına. " Şimdi öncelikle size önceden bahsetmiştim bir müzik grubu kurup müzik dünyasına da adımızı yazdırcağ...