BÖLÜM 3

2.3K 293 172
                                    


Merhaba! :)

Yeni bölüm geldi!

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur.

Bölüm ile ilgili fikir ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. <3

Keyifli okumalar <3



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Üç karşılaşmamın üçünde de problem yaşadığım adam tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. Yüzümdeki gülümseme yavaşça silinirken yere çökmek istedim.

Sanırım hayallerimin işine veda etme vaktim gelmişti...



Bahtsız bedevi ile kan bağım olmalı. Belki de yakında insanlar şanssızlıklarını anlatmak için Elvan gibi derler. Öyle kötü hissediyorum ki...

Profesyonel olmalı ve renk vermemeliyim. Ancak düşen yüzümün girdiği rengin her şeyi açıkça belli ettiğine eminim.

"Merhaba." diyerek yanıtladılar beni. O hariç. Yüzündeki alaylı ifadesi ile inanılmaz derecede kasıntı bir şekilde bana bakıyordu. Önündeki kupaya uzandı ve alıp bir yudum içti. Ardından kupanın üzerine dosya kağıdı kapattı.

Yanındakilere dönüp "Kapatalım üstünü de dökülmesin ya da sıvı diye tepemizden dökmesinler." Onlar anlam veremedikleri her hallerinden belli olan yüzlerini ona çevirirken dilime lanet ettim.

Adama bir daha karşılarsak gördüğüm ilk sıvı şeyi tepenize dökerim demiştim. Bu şanssızlıkta ulaşılabilecek en üst seviye bence.

Bir soran olsa, 'İş neden olmadı?' dese ne diyeceğim?..

Gözlerini kupasından tekrar bana çevirdi. Yalnız olsak katıla katıla güleceği çok belli olan ifadesi ile "Merhaba!" dedi. Başımı selam verir gibi salladım.

Gözlüklü olan adam konuştu. "Evet Elvan Hanım. Özgeçmişinizi inceledik. Sınav ve mülakattaki başarınız sonucunda da buradasınız. Bugün gidip incelemenizi de yaptınız. Bize anlatır mısınız?"

Gülümserken yanıtladım. "Tabi ki!" dedim ve anlatmaya başladım. Aldığım notları da anlattım. En sonunda kesin olarak fikrimin ne olduğunu sordular. "Evde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Ancak ölmüş. O ölünce de evdeki kadın ve kız çocuğu gitmişler. Adam kadının kayınpederiymiş. O ölünce kendi ailesinin yanına dönmüş olmalı. Giderken duvardan ölen eşinin fotoğrafını da almış." dediğimde şaşkınlıkla bana baktılar. Yani adam ve kadın baktı. O hala alayla bakıyordu.

"Peki gittiklerine emin misiniz? Kaçmış ya da kaçırılmış olamazlar mı?" diye sordu kadın. Hemen yanıtladım.

"Eminim. Kaçma ya da kaçırılma olduğuna dair herhangi bir şey göremediğim gibi gitmiş olmalarına işaret eden çokça şey gördüm." Dedim ve notlarıma en sona yazdığım şey gözüme çarptı. "Benim için en önemli delil mutfak dolabındaki kuş yemi paketi. Yeni üretilmiş bir yem. Ancak yem evde değil. Henüz bitmiş olamaz. Kaçıran kişi kuşu almaz. Kaçan kişi de kuşu düşünmez. Hadi düşündü ve aldı diyelim, yemi almayı o an panikle akıl edemez." dediğimde ikisi de ona döndü ve güldüler.

SAKLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin